🤜16.Bölüm~İlaçlar~🤛

2.2K 93 13
                                    

(Multimedya: Mete)

Keyifli okumalar!

Bugün intikam dolu hayatımın ikinci günü. Kafamda dolaşıp duran düşüncelerden neredeyse hiç uyuyamamıştım. Dört yenilmez çetesi aklımdan hiç çıkmıyordu. Nasıl o kadar inandırıcı oynayabildiler? Bir an gerçekten onlara inanmıştım. Ama yalandı işte. O kadın benim annem değildi. Eğer Savaş'ın söyledikleri doğruysa onlar benim ailemin katilleriydi. Kafamdaki boşluk yüzünden kafayı yemek üzereyim. Neye, kime inanacağımı şaşırdım. Ama bir karar verdim. Savaş'ın söylediklerinin doğru olup olmadığını öğrenmeden o gruptan kimseye zarar vermeyeceğim. Ama doğruysa o grubun elimden çekeceği var!

Savaş ile birlikte kahvaltımızı ettikten sonra okula gitmek için hazırlandım. Hazırlanmam bitince kapım tıklatıldı.

''Gel!''

Savaş elinde ilaçlarım olan tepsiyle birlikte gözüktü.

''İlaçlarını içme vaktii!''

''İçmek istemiyorum Savaş.''

Savaş'ın bir an da yüzü ciddileşti.

''Ne demek içmek istemiyorum? Sebep?''

''Bir işe yaradıkları yok işte Savaş, hiçbir şey hatırlamıyorum! Hatırlayamayacağım da...''

''Hatırlayacaksın Deniz. Bu ilaçlar sana iyi gelecek. Hadi iç şunları.''

''İçmeyeceğim.''

''İçeceksin Deniz! İçmek zorundasın.''

''Ya sen niye bu kadar takıldın ki ilaçlara? Bir işe yaramıyor diyorum sana! Bunca zaman içtim de ne oldu? Hiçbir şey yok!''

''İçmezsen o hiçbir şey dediğin şey kalıcı olacak. Ömrün boyunca hiçbir şey hatırlayamayacaksın. Ama içersen en azından zamanla bir şeyler hatırlarsın. Hadi uğraştırma beni ve iç şu ilaçlarını.''

''Offf, tamam!'' Deyip tepsiden ilacı alıp ağzıma attım ve suyla birlikte yuttum. Bardağı tepsiye geri koydum. ''Oldu mu?''

''Oldu oldu, çok güzel oldu ama bir daha bu içmeyeceğim muhabbetini duymak istemiyorum Deniz.''

''Tamam, hadi hazırsan çıkalım artık.''

''Hazırım, çıkalım.''

Yol boyunca Savaş'ın dört yenilmez çetesi hakkında uyarılarını dinledikten sonra sonunda okula gelebilmiştik. Okula girdiğimde direk sınıfa çıktık. Sınıfa girer girmez direk Emir ile gözlerimiz çakıştı. Bana hala dünki gibi şefkatle bakıyordu. Ben ise ona bomboş gözlerle bakıyordum. Evet nefretle bakmıyordum. Çünkü önce emin olmam lazım. Savaş'ı da hatırlamıyorum çünkü. Doğru söyleyip söylemediğinden emin olmam lazım. Eğer Savaş'ın söyledikleri doğruysa gerçekten Emir'in yanına gidip bizzat kendim tebrik edeceğim. Çünkü bütün bunlar oyunsa anca bu kadar güzel oynayabilirdi.

Bir süre bakıştıktan sonra hocanın gelmesiyle Savaş ile yerimize geçtik. Sıkıcı dersler ardı arkası kesilmeden devam ederken sonunda teneffüse girebilmiştik. Geriye son bir ders kalmıştı. Sınıfa nöbetçi bir kız gelip Savaş'ı müdürün çağırdığını söyledi. Savaş kalkıp kızla birlikte müdürün odasına gitti. O an da sınıfta sadece ben ve dört yenilmez çetesi kalmıştı. Kalkıp tam sınıftan çıkacakken Emir kolumdan tuttu.

''Derin gitme, nolur dur bi konuşalım.''

''Konuşacak bir şey yok.''

''Hayır var! O herif seni kandırıyor Derin! Yalan söylüyor! Sen bizim arkadaşımızsın, onun değil! Ya sen Dolunay'ı tanımıyorsun bile! Ben Dolunay'ı öldürmedim Derin. Dolunay intihar etti. Senin ailen ise ölmedi bile. Nasıl yaptı bilmiyorum ama o kadın dün yalan söyledi. O senin annendi. Hatta ailelerimiz bizimle hiç ilgilenmezdi, hiç sevmezdi. Biz sevgiyi birbirimizde bulduk Derin. Hatırla ne olursun, hatırla...''

🤜Dört Yenilmez🤛 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now