Okulun popüler, belalı ve yenilmez çocukları; Emir, Umut, Bora ve Mete.
Ve okula yeni gelen, şu hayatta hiç sevgiyi tatmamış, hiç arkadaşı olmamış, umursamaz bir kız, Derin...
Derin'in aradığı arkadaş özellikleri ya sadece dört yenilmez grubundays...
Kaşlarımı çattım. Kafamın içi kocaman bir boşluktu. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Bu karşımdaki adam kim? Ben kimim? Ben nerdeyim? Bu adam benim neyim oluyor? Benim ailem nerde?
Kafamı iki yana salladım. Kaşlarım hâlâ çatılıydı.
"Hayır... Hiçbir şey hatırlamıyorum. Sen kimsin? Ben kimim? Ben nerdeyim?"
Kafama vurmaya başladım. Bu boşluk çok kötü bir boşluktu. Delirmek üzereydim!
Karşımdaki adam hemen bileklerimi tuttu.
"Tamam sakin ol! Gel o boşluğu beraber tamamlayalım olur mu?"
Karşımdaki adama ümitle baktım ve başımı salladım.
"Şimdi şöyle yapalım, sen aklını ne kurcalıyorsa sor, ben de cevaplayayım."
"Sen kimsin?"
"Benim adım Savaş."
"Benim adım ne?"
"Senin adın Deniz."
"Ben nerdeyim?"
"Sen şu an bizim evimizdesin."
"Benim ailem nerde?"
Yüzüne üzgün bir ifade takındı.
"Maalesef ikimizde ailemizi kaybettik Deniz. İkimizinde kimsesi yok. Biz hep birbirimize destek olduk bunca zaman."
"Peki ben bu evde mi kalıyorum?"
"Evet, bu evi ortak aldık. Bu ev ikimizin evi."
"Peki ben okula falan gitmiyor muyum?"
"Gidiyorsun tabi ki. Ayni okula gidiyoruz. Atahanlı kolejine."
"Peki ben nasıl hafıza kaybı geçirdim?"
Savaş derin bir nefes aldı.
"Okulda dört yenilmez adında bir çete var. O çete seni bu hale getirdi. Onlar bizim düşmanımız Deniz."
"Neden? Neden bana bunu yaptılar? Ne istediler benden?"
"Onlar böyle insanlar işte! İnsanlara zarar vermekten zevk alıyorlar! Onlar aynı zamanda benim kardeşimi öldürdüler Deniz. Yetmedi! Bir de en yakın arkadaşıma, sana, hafıza kaybı geçirttiler. Seni ellerinden kurtaramasaydım, kim bilir başına daha neler gelecekti."
"Ne yapacağız peki? Bu yaptıkları karşılıksız mı kalacak?"
"Tabi ki kalmayacak. Onlardan intikamımızı alacağız Deniz. Onlara bu yaptıklarının bedelini çatır çatır ödeteceğiz! Ama önce sana onlardan bahsetmem lazım."
Dedikten sonra odasına gitti ve bir kaç fotoğraf getirdi. Getirdiği fotoğrafları masanın üstüne koyup yaydı. Fotoğraflarda dört tane erkek vardı. Hepsinin resmine boş boş baktım. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Savaş'ta olmasaydı kesin kafayı yerdim.
Savaş parmağını resimlerden bir tanesinin üstüne koydu. Siyah saçlı, beyaz tenli, yakışıklı bir adamdı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
