34. Bölüm

12.6K 873 187
                                    

Ben geldimmm. Hikayeye geçmeden önce oy vermeyi unutmayınn.

İyi okumalarrr

"Hadi, açıl lütfen" parmaklıkların olduğu yere biraz daha bastırdım. Tekrar tekrar denemekten ellerim aşınmıştı. Ama pes etmeyecektim. Buradan çıkacaktım ve her şey eskisi gibi olacaktı.

Biranlık dalgınlıkla elimi kestiğimde irkilerek geri çekildim. Avcumdan süzülen sıcak sıvıya iç çekerek baktım. Çok derin kesildiği için elim kandan gözükmüyordu ve ben Vampirlerin olduğu bir saraydaydım. Ne kadar güzel zamanlama...

Dolu gözlerimi Avcumdan çektim ve acıya aldırış etmeden, duvara yaslandım.

Ellerimle yüzümü sıvazladım, başımı bıkkınlıkla geri attım. Parmaklıkları açmak için bir gündür bütün yolları denemiştim, ama lanet olası bir türlü açılmıyordu.

Olduğum yere kimse gelmemişti. Bir gün boyunca buradan çıkmak için uğraşmıştım ve yorgunluktan ölüyordum.

Hafifçe öksürmemle gözlerimi kapattım. Arada sırada öksürüyordum, sanırım hasta olacaktım. Ama bu seçenekler arasında bile değildi. Kesinlikle hasta olamazdım. Özellikle burada.

"Çok yanlış yer" diye mırıldandım. Hasta olursam asla çıkamazdım. Güce ihtiyacım vardı.

Boğazımın acısıyla ofladım. Hastalık level atlıyordu. Ne kadar hoş!

Çizilmiş elime bakışlarımı çevirdim. Kan kurumuştu, bir seri katile benziyordum...

Tekrar ayağa kalktım ve parmaklıklara yöneldim. Bir açılma noktası olsa...

Kaşlarımı çatarak başka bir yol düşündüm. Hapisanedekiler gibi kaşıkla yeri kazıp tünel açsam. Tamam, bu çok saçmaydı kabul ediyorum.

Zindanın kapısının açılmasıyla yerimden sıçradım. Parmaklıklara yaklaştım ve gelen kişiye sorar bakışlar attım. "Ziyaretçi kabul etmiyorum, o yüzden defol git"

Mert, gülerek parmaklıklara yaklaştı ve beni inceledi. "Yaramazlık yapıp yapmadığını kontrol etmek için geldim." Dedi ve bakışlarını çizilmiş, kanlı elime çevirdi. "Anlaşılan rahat durmamışsın"

Dudaklarımı büzdüm ve sırıtan yüz ifadesini inceledim. "Buradan çıkana ve seni gebertene kadar rahat durmayacağım" gözlerini devirdi.

"Buradan çıkamayacaksın" Dedi ve derin bir nefes aldı. "Vampirlerin olduğu bir yerde elini kesmek sence ne kadar mantıklı" Kendini tutamadığı çok belliydi.

Omuz silktim. Bıkkınca bir nefes aldı ve yavaş adımlarla zindandan çıktı.

Elimi kesmem bir işe yaramıştı en azından. Derin bir nefes alarak zindana kısa bir bakış attım. Şu ana kadar birilerinin gelip beni kurtarması gerekmiyor muydu?

Film çekmiyoruz Dolunay, yalnızsın anla işte... Sus derdim ama ne yazık ki haklısın iç ses.

Sanırım bu savaşta yalnızım. Burnumu çekerek eski yerime döndüm. Boğazım aşırı derecede ağrıyordu...

Gözlerimi açtığımda, uyuya kaldığımı farkettim. Dışarıdan bir takım sesler geliyordu. Gözlerimi devirdim ve oraya hitaben konuştum"Mert, defolup gitmeni söylerken ciddiydim." Bir rahat vermiyordu.

"Mert değilim, o yüzden bu cümleyi dikkate almayacağım" tanıdık bir ses duymamla hızla bakışlarımı o tarafa çevirdim. Alp...

"A-ama siz, nasıl?" şaşkın bakışlarımı Alp'in yanında ki Elaya çevirdim.

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now