24. Bölüm

16K 969 363
                                    

Ben geldimmm. Yanımda yeni bir bölümde getirdimm.

Çok bekletmeden iyi okumalar bebeklerimmm 💕💕

Umarım yanlış bir şey yapmazdı. Biranlık sinirle zaten çekip gitmişti. Şeytanın ne yapacağını kestirmek çok zordu...

Diğer koltuğa oturmuş, dirseklerini dizlerine yaslamış bir vaziyette gözlerini kırpmadan beni izliyordu. Bunu yaparken çenesi kasılıyordu, sinirli olduğu çok belliydi.

Bize yardım eden kadın, dışarı çıkmış ve abime haber vermeye gitmişti. Abimin, bu soruna çözüm yolu bulunamayacağını öğrendiği zaman çok fazla sinirlenmesinden korkuyordum. Savaşa kesinlikle çok kızacaktı...

Hala daha kendime gelememiştim. Hava kararmaya başlamıştı ama ben ruhsuz bir şekilde koltuğun üzerinde yatmaya devam ediyordum. Şeytanda sessizce beni izliyordu. Ama şuanlık bakışları yanan şöminenin üzerindeydi. Elini önüne getirmiş, parmaklarını oynatarak ateşe şekil veriyordu.

Ben yeni uyanmıştım sanırım bir ya da iki saattir uyuyordum. Boynumda ki acı yerini sızlamaya bırakmıştı. Gözlerimi şeytandan çektim ve koltuktan yavaşça doğrulmaya çalıştım.

Bir ayna bulup bakmam gerekiyordu. Boynumda neler olup bittiğini bilmiyordum...

Bir hareketlenme olduğunda şeytan bakışlarını yanan şömineden çekmiş, tekrar bana bakmıştı. Bir süre kaşlarını çatarak buraya baktı. Sonra ayağa kalkmaya yeltendi ama onu durdurdum.

"Burada ayna var mıdır?" dedim ve ellerimi saçlarımdan geçirdim. Kadın gitmeden önce kanlı kolumu sarmış ve temizlemişti.

"Lavaboda vardır" Dedi durgun bir şekilde. Ses tonunda yorgunluk vardı.

Kafamı salladım ve yavaşca ayağa kalkarak etrafa göz gezdirdim.

"Yardıma ihtiyacın olmadığına emin misin?" Başımı olumlu anlamda salladım ve lavabo olduğunu umduğum bir kapıya ilerledim.

Kapıyı açıp içeri girdim ve lavabonun karşısına geçerek gözlerimi kapattım. Gözlerimi hazır olduğum zaman açacaktım. Ne göreceğimden korkuyordum...

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi yavaşça açtım. Bakışlarım direk boynuma yönelmişti.

Titrek birer nefes aldım ve elimi boynuma götürdüm. Bu bir çeşit dövmeydi. Savaşınkine benziyordu ama daha farklıydı. Bir yılan, bir meşaleyi diklemesine sarmıştı. Etrafında kızarıklıklar vardı, yeni olduğu çok belli oluyordu.

Aynada benim dışımda şeytanın yansımasını da gördüğümde silik bir şekilde gülümsedim.

Ellerini saçlarıma çıkardı ve hepsini sağ tarafıma verdi. Boynumdaki iz artık daha fazla belli oluyordu. Kaşlarını çatmış boynumu inceliyordu.

Bir süre sonra o da derin bir nefes aldı ve elini saçlarımdan çekip boynuma getirdi. Baş parmağıyla dövmenin üzerinden geçmeye başlamıştı. Elleri titriyordu.

Biraz olsun sakinleşmek ve moralimin yerine gelmesi için başımı kaldırıp şeytanla aynadaki yansımamıza baktım. Arkamda duruyordu, ikimizde sessizdik.

"Fondötenle kapanır mı sence?" dedim gülümseyerek. Dudaklarından saniyelik bir gülümseme geçti.

"Bunun intikamını çok güzel alacağım" Dedi keskin sessiyle şeytan. Dudakları düz bir çizgi halini almıştı.

Bir süre sonra başımın üzerine bir öpücük kondurdu ve lavabodan ayrılarak kulübenin kapısına ilerledi. Yine gidiyordu...

Gözlerimi devirdim ve onu takip etmeye başladım. Üzerinde hala daha bir şey yoktu, havanın soğukluğuna karşın üşümüyor gibiydi.

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now