22. Bölüm

14.5K 956 283
                                    

Ben geldimmm bebeklerimm. Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayınn.

İyi okumalarrr ❤

Abimler yanıma gelmişti. Bir şeyler konuşuyorlardı ama onları duyamıyordum, kulaklarım çınlıyor ve izim sızlıyordu, hemde çok fazla.

Acınacak haldeydim, şeytan olmadan çok güçsüzdüm. Bağlanmak için başka birini neden bulamamıştım ki? Neden şeytan olmak zorundaydı?
Yerde güçsüz bir şekilde yatan bedenimin yanına gelen bir kaç kişi daha hissetmiştim, hepsi bir ağızdan konuşuyorlardı, bu durum ağrıyan başımı daha da zorluyordu...

Bilincim açıktı bunu hissedebiliyordum. Sadece etrafı göremiyordum. Bağlı olduğun kişiden uzaklaşınca böyle mi oluyordu? Çok korkunçtu, birbirimize yakın olduğumuz zaman ne kadar güçlü oluyorsak, uzaklaştığımız zamanda o kadar güçsüz oluyorduk.

Ama bu bağda ne yazık ki sadece benim için geçerliydi. Şeytana hiç bir şey olmuyordu. Çok bencilce davranmıştı. Bir daha kimseye güvenmeyecektim...

Herkesin susmasını sağlayacak konuşmayı yapan abimin sesine odaklandım. Kimse bağlı olduğumu bilmiyordu, biranda neden böyle olduğumu merak ediyor olmalıydılar.

"O şeytanın yüzünü dağıtacağım!" Dedi ve Tanımadığım birine seslendi. "Cenk, Savaş şuana kadar ne kadar uzaklaşmış olabilir?" Dedi.

"Nereye gittiğine bağlı" Dedi adının Cenk olduğunu öğrendiğim kişi.

Abim hemen yanıtladı. "Krallığa" Dedi ve duraksadı eli yara izimin üzerindeydi hissedebiliyordum. Kanıyor olma ihtimali çok yüksekti. "Baskın yapmışlar ailesinin yanına gitti" Dedi.

"Şuana kadar geçitten geçmiş olmalı efendim" Dedi Cenk. Şeytan gerçekten de gitmişti...

"Lanet olsun!" Abimin bağırışıyla irkilmiştim. Beni korkutuyorlardı...

"Ece, Selin gidin bir şeyler getirin kanaması durmuyor" üşümeye başlamıştım, sanki biri beni silahla vurmuştu, oysaki sadece yara izim kanıyordu.

Her saniye canım yanıyordu ve benden bir parça daha kopuyordu. Zihnim bana oyunlar yapıyordu.

"Dolunay!" Annemin endişe dolu sesini duyduğum da bile gözlerimi açamadı. Endişelenmesini istemiyordum.

Yanıma gelip elimi tuttu. "O şeytanı öldüreceğim!" Abim bir kez daha sinirli bir şekilde bağırdı. Bende diye cevap vermek istedim abime, ama hareket etmeye mecalim bile yoktu.

"Onu hareket ettirmememiz gerekiyor efendim" Ece'nin sesiyle bütün dikkatimi ona verdim. "Daha kötü olabilir" Dedi ve elini başımın üzerine koydu. "Titriyorsun" elbette titriyordum, kan kaybetmiştim ve üşüyordum.

Şeytan seni asla affetmeyeceğim. Bana bunları yaşattıran birini asla ama asla affetmeyecektim.

Bir süre daha öyle kaldım. Etraftakiler bir şeyler diyor ve yardım etmeye çalışıyorlardı ama nafileydi. Şeytanın gelecek olmasına umudum her geçen saniye daha da azalıyordu. Aslında bir şeytandan ne beklenirdi ki? Onu farklı sandığım için asıl ben aptaldım. Bir şeytan iyi olamazdı...

Çok çaresizdim ve bundan nefret ediyordum. Bir daha kimseye ihtiyaç duymayacaktım. Bunu kararlaştırmıştım.

Bir kaç dakika sonra, ben yerde acı içinde yatarken, pekte uzak olmayan bir yerden kurt uluması geldi. Geçen canavarlar saldırdığında da bu uluma gelmişti. Onca şeyi kenara bırakarak Ece'nin söylediği sözler aklıma geldi.

Bu kurt uluması bir uyarıydı.

Bizi uyarıyorlardı, onca olayın ardından yine bir şeyler ters gidiyordu... Bense hâlâ daha ayağa kalkamıyordum.

Dolunayın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin