Okyanus Mavisi

348 154 19
                                    

Okyanus gibiydi gözleri. Mavinin binbir çeşit tonları vardı göz bebeklerinde. Huzur veriyordu. Kıyılara çarpan dalga sesleri, martıların bağarışları, hafiften esen rüzgarın sesi, mini mini çocukların bağarışları hepsini hissettiriyordu bana. Gözlerinde onca yıl aradığım huzuru buldum. Hala aynı bakıyordu gözleri masmavi saçları ise sapsarı. Yine aynıydı. Yüz hatları, gülüşleri, sevgisi yine aynıydı. Hiçbir şey kaybetmemiş yıllar onu değiştirmemişti. O yine benim annemdi.

Dikildi karşıma. Dimdik bir şekilde. Sadece birbirimize baktık. Onca yıl üzerine o kadar konuşulacak şey vardı ki. Neredeydin anne ha neredeydin bunca yıl. Göz yaşlarımı zorla tuttum. Ona sarılmamak için içim içimi yiyiyordu. Bir kere sarılıp kokusunu içime çekmek of anne of. Sessizlik uzun sürdü. Bunca yıl gelsede konuşsam dediğim annem şimdi karşımdaydı. Bana bakıyordu. Dilim konuşmamak istercesine düğümlenmişti. Ellerini saçlarıma dokundurarak huzur veren sesiyle Hanna dedi. Tüylerim ürpermişti. Bu sesi duymayalı onca yıl olmuştu ki duyunca eski günlerimi hatırladım. O masum kızı. Herşeyden habersiz hayatını cehenneme çevirecek olan olayları bilmeyen, babasının nasıl bir şeytan olduğunu, annesinin ise ondan bunca yıl bu kadar şeyi sakladığını. Gerçekten çok masumdu.

Şimdi de masum muydum? Hala o minik kızmıydım?

Sanmıyorum. Ben cehennemin içinde yaşayan şeytanın kızıydım.

Sakin bir yere geçip oturduk. Deniz kenarındaydık. Yıldızlar gökyüzünü kaplamıştı dalga sesleri kulağımda küçük bir uğultu yayıyordu. Ellerimi tuttu. Gözlerimi ondan alamıyordum. Anlatmaya başladı. Ya gerçeklere tamamen anlatacaktı yada yine saçma sapan yalanlar uyduracaktı.

"Hanna benim güzel kızım. Bana ne kadar kırgın olduğunu biliyorum. Haklısın. Senin bana en ihtiyacın olduğun zamanlarda bırakıp gittim seni. Daha çok küçüktün o zamanlar şimdi ise kocaman bir kız oldun herkesi herşeyi algılayabilecek yaştasın. Sana daha öncede anlattığım gibi seni korumak için yaptım kızım seni o şeytandan korumak için. Bundan seneler önce bir çocuğu seviyordum. Birbirimize çok aşıktık. Sonra evlendik ve sen oldun. Tam tamına 2 yıl sonra o şeytanla tanıştım. İlk başta iyimser biri olarak görünüyordu.

Bana çok iyi davranmaya başladı. Sonra birgün uyandığımda bir ayrılık mesajı buldum. Bu babanın yazdığı bir mektuptu. Beni terketmişti. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki o bana iyi gelmeye başlamıştı. Seneler geçtikten sonra onunla evlendim işte. Tabi sen o sırada Nimeta teyzende kalıyordun. Haberi yoktu senden. Sonra asıl kimliğini öğrendim şeytanın ta kendisi olduğunu. Seni korumak için ona söylemedim. Ama sonra nasıl olduysa öğrendi. Sana bunu söyleyemedim kızım.

İşte o sıralarda ise ırklar arasında çatışmalar yaşandı. Seni bırakıp gitmek zorunda kaldık. Hepsi seni korumak içindi. Babanın bir şeytan olduğunu öğrenmeni istemedim. Lütfen beni affet Hanna. "

Gözleri yaşlara boğulmuştu. Demek hayat onun kaderinide kötü yazmıştı. Acımasız ve bencil. Bunca acıya nasıl katlanmıştın Anne. Bunca yıl. Ona sımsıkı sarıldım. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Bunca yıl onun hasretiyle yaşamıştım. Onsuz. Hayatta onca sıkıntılara katlanıp, onca yol katetmiştim. Artık annemi bulmuştum ve onu bu hayatta ölene kadar asla yalnız bırakmayacağım.

Yeni bir başlangıç yapmak istermisin Hanna?

Dedi. Umutsuz bir ses tonuyla evet evet dedim bağırarak. Yüzündeki umutsuz ifade gidip yerine sevinç gelmişti. Ayağa kalkarak sımsıkı sarıldık birbirimize. Bir daha hiç ayrılmayacağız diye söz verdik.

Aniden yanımızda belirdi.

Yeni başlangıçlar hayatta verilecek en kötü kararlardır. Kader hayatı yazdıktan sonra Herşey faydasızdır.

Dedi şeytan. O bundan sonra hayatımdaki tek düşmanımdı.

HANNAWhere stories live. Discover now