23//derin sızı

13.4K 1K 635
                                    





İyi okumalar~

Sondaki notları es geçmeyin olur mu?♡

susuluvtata💜





30 Aralık sabahı oldukça güzel başlamıştı. Her zaman olduğu gibi Taehyung kollarımın arasındaydı, bacaklarımız birbirine dolanmıştı ve kuyruğu belindeki elimin bileğine sarılmıştı. Birkaç saat önce henüz caddedeyken kimseyi umursamadan birbirimize sarılmış, nefessiz kalana kadar öpüştükten sonra yüksek sesle söylediğimiz şarkılara kahkahalarımız karışırken eve dönmüştük. Sanki bir an da on bardak kahve içmiş gibi dinç hissediyordum ve bana parıldayan gözlerle bakan Taehyung'un da benden geri kalır yanı yoktu.

Onu biraz daha öpüp doğruca mutfağa yönelmiş, üzerimdeki fazlalıkları mutfak masasının üzerine bırakıp dolaptaki pastayı almıştım. Kafam bomboştu, huzurlu bir boşluk hissindeydim ve içimden geçen her şeyi yapmak istiyordum. Özel geceler için ayırmış olduğum şampanya ve iki kadehi de alarak salona dönmüştüm. Taehyung çoktan üzerindekilerden kurtulmuş ve benim gri tişörtümü giymişti. Genelde büyük beden giymeyi sevdiğim ve Taehyung ise benden cılız olduğu için tişört ona büyük gelmişti. Kalçalarına ulaşan tişörtün altına giydiği şortu o kadar kısaydı ki neredeyse görünmüyordu bile.

Gülümseyerek pastayı masaya bırakmış ve mumları yakmıştım. Taehyung ellerini önünde birleştirip dilek tutarken üzerimdeki kazağı çekip çıkarmış, içimdeki tişörtü havalandırmıştım. Eh madem benim utanmaz kedim kısacık şortla dolaşabiliyorsa ben de dolaşırdım değil mi? Elimi kemerime atıp tek hamlede bacaklarımı saran kot pantolondan kurtulmuştum. İç çamaşırım dar olmadığı için kısa şort gibi duruyordu ve işte şimdi eşittik. Ya da neredeyse eşittik çünkü benim fazladan iki kulağım ve kuyruğum yoktu.

Taehyung, kapalı gözlerini açıp tek nefeste mumları üfleyip bana baktı. Gözleri bedenimi iki kez turlarken yanaklarına yerleşmeye başlayan kırmızılıklar öyle güzeldi ki elimi ensesine atıp kendime çekmiş ve dudaklarına minik bir öpücük bırakmıştım. "İyi ki doğdun, güzel aşkım benim. Bu gece benimle birlikte sarhoş olmak ister misin?"

"Hevesle."demiş, benim gibi sırtını kanepeye yaslayarak bağdaş kurmuştu. Omuzlarımız birbirine değerken şampanyayı patlatmış, onun kahkahası bir melodi gibi aramızda dağılırken kadehleri doldurmuş ve birini ona vermiştim.

Bazı hisler vardır; mekân hiç uygun olmasa bile sanki o mekândaymış gibi hissedersiniz. Mesela şu an dışarıda kar yağıyordu, evimizde şömine yoktu ya da loş bir ışık yayılmıyordu odaya. Ama sanki bir dağ evinde, şöminede yanan ateşten başka ısı ve sıcaklığın olmadığı o dağ evindeydim Taehyung ile. İçim huzurluydu ve bana parlak bakışlarla bakan bu genç adamın da aynı duygular içinde olduğunu anlamak için akıl okumama gerek yoktu.

Öylesine şeylerden bahsederek şampanyalarımızı içmiş, bazen kahkahalarımızın desibeli artarken birbirimizin boynunda soluklanmıştık. Küçük öpücükler aramızda taraf değiştirerek devam ediyordu ve çakırkeyif bir halde sarmaş dolaş oturuyorduk.

Bir zaman sonra Taehyung telefonunu çıkarıp bir şarkı açmış ve masanın üstüne bırakırken ayağa kalkmıştı. Roberta Flack'in yorumuyla Killing Me Softly with his Song arka planda çalarken "Yok artık!"diyerek kahaka atmıştım. "Ortamın havasına uydu mu bu şimdi?"

Omuz silkip soruma cevap vermemiş ve olduğu yerde vücudunu ileri geri sallamaya başlamıştı. Şarkıyla uyumlu olarak vücudunu kıvırıyor, yumuşak hareketlerle kalçalarını sallıyordu. Arada bir etrafında dönüyor, başının üzerine kaldırdığı kollarının arasından gözlerime bakıyor, ardından işveli bir gülümseme ile arkasını dönüyordu. Kollarını kendine sarmış, sallanmaya devam ederken omzunun üzerinden bana baktı. Şehla bakışları kanımın akışını hızlandırırken beni şu an öldüren şey şarkı değil Taehyung'un yumuşak ama şehvet dolu dansıydı. Telefonumu çıkartıp bu anları kayıt altına almaya başlamıştım.

meow, darlin | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin