Y.E.27.Hamam

132 11 0
                                    

Reklamsız okumak için www.kotulugunefendisi.com

27 Bölüm

Hamam

Azrel çabalarının sonuçsuz olduğunu anlamıştı, sonunda pes etti. ''Bağışla beni!'' diye yalvarmaya başlamıştı. Kadın onun ağzından bu sözleri duyunca keyfi daha çok yerine gelmişti. Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştı. ''Bağışlanmak mı? Onu Bierta'nın yanındayken düşünecektin. Belki senin için bir şeyler yapabilirim. Şimdi ayaklarıma kapan ve yala belki o zaman bağışlayabilirim'' dedi. Azrel onun dediğini başıyla onayladı. Düştüğü yerden doğruldu ve kadının ayaklarına kapandı. Bir elini belindeki kılıcına atmıştı. Ayağını öpmeye yeltendiği sırada savaş boyunca hiç çıkarmadığı kısa kılıcını hızlıca çıkartıp kadının karnına saplayıp geri çekilmiş sonradan kendisini yuvarlayıp ayağa kalkmıştı. Yaşlı olmasına rağmen atık olması ile kadını bir kez daha şaşkına çevirmişti. Kadın karnındaki acıyı hissetmişti, elini karnına tuttu. Duman formunda olmasına rağmen karnından kanlar akıyordu. Kadın şu anda en büyük şaşkınlığını yaşıyordu.

''Sen bunu nasıl yapabildin?'' diye sordu. ''Bana nasıl zarar verebildin? İrade gücün olmadığını hissediyorum'' dedi şok olmuştu. Ayaklarını yere basmıştı sonunda kanatlarını kapanıp sırtına yerleşti. ''Avcılar kralı Azrel bu kadar kolay öldürülseydi. Dünyanın bir kısmı peşime düşerdi. Bu hayatta Azrel'e kılıç çekeceksen onun sars kılıcı taşıyıp taşımadığını bileceksin. Hayatımda bir gece kuşu kadını ile evlenmek istemiştim nasibime onu öldürmek düştü. Kaderin ne şekilde neyi önüne koyacağını bilemezsin'' dedi. Önündeki kadın rakibinden beklemediği bir şekilde öldürüleceğine şaşırıyordu hatta onu rakip olarak bile görmemişti. Bedeni duman olarak yok olup gitmeden önce Azrel kadında incelemeye yapmaya başladı. Kollarında yeni yaralar vardı ve ağrıca kolu ısırılmıştı. Avucunun içinde bıçağın bıraktığı yarık izi de vardı. Yaraların taze olması birilerinin yeni yaptığına işaretti. Aklına gelen herkesi elemişti buna askerlerde dair geriye sadece çocuk olarak Kadran kalıyordu. Şehirde Matilyano gibi sürpriz bir kişilik yoksa bunu yapanın çocuktan başkası olmayacağını biliyordu. Kadının nereden geldiğini öğrenmek için ona dokundu. Kadın duman olarak yok olmaya başladığında ise kadından alabilecek bilgi kalmamıştı. O gittiğinde ayağa kalktı ve yoluna devam etti.

Çocuğun yerini neredeyse öğrenmişti gibiydi. Sokakları seri şekilde yürüyor fakat koşmuyordu. Kadından koşarak kaçarken yeterince ayaklarını yormuştu. Isilbert ve Borla'ya göre koşma konusunda onlardan daha iyiydi. Hayatı boyunca binaların üzerinden ağaçların tepelerinde kazıp toprak altında pusuda beklemişti. Yüz metre atlayışlarında dev engerek yılanlarını avlamıştı. O bunları hatırlarken Isılbert sokak aralarında arkadaşlarını arıyordu. Azrel ve Isılbert sokaklarının bittiği yerde yolları keşişmişti. Isılbert ''Demek halen yaşıyorsun?'' dedi alaycı tavırla. Azrel ''Çok güzel bir kadın öldürdüm içim kadına aktı'' diyebildi. Isılbert ''80 doğru gittiğin bu yıllarda anlaşılan sende şehvet hiç bitmedi değil mi? Diye sordu. Azrel gülümsedi ''Bitti bitmesine de üzerime çıplak gelen kadını yakalar sabahlara kadar birlikte olurdum. Senin de üzerine öyle birisi gelse görürdüm. Neyse öldürdüm ve aramızdaki ilişki başlamadan bitti. Ben çocuğun yerini öğrendim gibi onu almaya gidiyorum. Sende gelecek misin? Diye sordu. Çocuğun hareket etmediğini hissediyordu, öldürülmüş olamazdı en iyi ihtimal sadece bağlanmış olabilirdi. Isilbert

''Elbette! Borla ve Matilyano ile karşılaştın mı?'' diye sordu. Azrel yönünü arka tarafa çevirerek parmakla evlerin arkasını işaret etti. ''Onlar arka tarafta kaldı, oyalama beni benimle misin? değil misin? Diye sordu. Isılbert soruya cevap vermeden ''Oradan geliyorum yoklardı'' dedi. Azrel şaşırmadı. ''Borla o başının çaresine bakar biz kendimize bakalım'' dedi. Azrel Isilbert'i geçip hızlıca yürümeye başladı. Isilbert onun peşine takıldı. Bir ara koştular sonra dinlenip tekrar yürümeye başladılar. Çocuk hakkında fazla bilgiye sahip değillerdi fakat Borla'nın benimsediğini benimsememek ayıp olurdu. İkisinin de aynı şekilde düşünmesi şaşırtıcı değildi bir zamanlar efsane ile dost oldukları düşünüldüğünde. Azrel ''Sen önümü aç ve onları oyala ve bende çocuğu alayım'' dedi. Isilbert ''Azrel bu işin o kadar kolay olmayacağını biliyoruz Kraliçe ve gece kuşlarının içinden nasıl çekip almayı düşünüyorsun? Çok basit kalmış plan ikimiz de genç değiliz yorulursak biteriz.'' Dedi. Azrel

''Senin işin kargaşa çıkartıp onları oyalamak benim işimde bundan faydalanmak sonuçta biz Borla değiliz bodoslama düşmanın içine atlayıp önümüze ne gelirse kesip her yeri yerle bir etmek gibi lükse sahip değiliz.'' Dedi. Konuşma biterken eski hamamlar sokağına yöneldi. Etraftaki gece kuşları onları fark etmişti. Isilbert biraz daha geriden takip ediyordu. Azrel ''Son ana kadar benimle kal eski büyük hamamın orada tutuyorlar içeriye girmek benim işim gece kuşlarını içeriye sokmamak senin işin'' dedi. Isılbert ''Daha sessiz şekilde halledemez miydik?'' diye sordu. Azrel ''Hem vakit yok hem de iyi hazırlık yapmışlar tek düşünmedikleri bizim onların esas yerini bulmamız oldu. '' dedi. Büyük hamam sokağına ilerlemek için sokaktan döndü. Gece kuşları yolların üzerine atlamışlardı. Borla ve Matilyano gece kuşlarının büyük bir bölümünü üzerlerine çekse de Kraliçeyi korumak için gece kuşları vardı. Azrel durdu saniyeler içerisinde hamam'a giden yol gece kuşlarını tarafından doldurulmaya başlanmıştı. O an doğru yolda olduğunu anladı. Isılbert ona göre biraz daha geride kalmış etrafı kısa sürede sarılmış ona saldırmakta olan gece kuşları öldürmekle meşgul oluyordu. Azrel içeride kraliçenin gücünü tam olarak bilmiyordu.

Yaşayan Efsane I: İlk UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin