Y.E.47.Sıkıcı Günler

49 5 0
                                    


47 Bölüm

Sıkıcı Günler

Borla gideli çok olmamıştı fakat çabucak sıkılmaya başlamıştı. Köy hayatı yaşıyordu şehirde yaşadıklarından farklıydı. Yalnız olması ona karışanın ve bulaşanın olmaması hoşuna gitse de koca dünyada yalnız kalması hoşuna gitmiyordu. Sabahları yoğun olarak işe başlıyordu. Tarla işlerinden su işlerine avcılık ve okçuluk işlerinden günlük koşu işlerine devam ediyordu. Borla'nın yaptığı duvarlara tırmanma ve onun öğrettiği kılıç talimindeki birkaç numara öğlenden sonra ise güç kazanmak için gereksiz yere kütük kaldırıyordu. Akşama doğru yapması gereken yemek ve kitap okuma kalıyordu. Geceleri evde kalıyor dışarıya çıkmıyordu.

Birkaç gün sonra

Evdeki yiyecek ona en az bir hafta daha idare ederdi fakat Borla'nın ne zaman geleceği belli değildi. Onun bu zamanda düşünmeye fırsatı oluyordu. Olması gerektiği kişi olduğunda hayatının nasıl olacağını merak ediyordu, üvey babasını aklına getiriyordu. Onu özlemişti bu hayatta ona yakın duran az kişilerden biriydi Borla ile karşılaşmadan önce onu kendi için dünyanın en iyi insanı ilan etmişti. Koca dünya da ona iyi davranan ilk adamdı. Borla ile tanışınca düşünceleri değişmedi. O karşılık bekliyordu amacı vardı ve kendisinden beklentilerini karşılamak istiyordu. Üvey babası iyiliği doğru olmayı öğrenirken Borla ona hayatta kalmayı, kötü olmayı ve öldürmeyi öğretiyordu. İkisinin farklı dünyalardan olduğunu biliyordu yine de ikisinin aynı anda yaşayıp aynı yerde olmasını hatta bir masada karşılıklı oturmasını hayal etti. Olacakları düşünemiyor sadece hayal kurmaya çalışıyordu.

İkisi de öz babası olmasına rağmen sanki gerçekten onun çocuğu gibi ilgilenmişlerdi. Borla üvey babasından çok farklı olmasına rağmen onu koruyup gözetiyordu. Düşüncelerine ara verdi yemek yeme vakti gelmişti artık.

...

Borla yola çıkalı birkaç gün olmuştu. Tarnova'ya yaklaştıkça köyler kalabalıklaşıyordu. Bir yerde durup dinlenmeliydi aslında şehre girmek istemiyordu fakat bunca yılın hasreti ile ona yakın köyleri dolaşmak istiyordu. En son gelişinden bu yana neredeyse çeyrek asır olacaktı. İnsanları, doğası ve diğer bildiklerinin değişip değişmediğini merak ediyordu. Görmek istediği birkaç kişi vardı ama henüz görüşmek istediğinden emin değildi.

...

Olaylar birbiri ardına gelişirken karanlık duman evin içerisinde belirmişti. İçerisinden çıkan kadının elinde gazete vardı. Pencerenin perdesini aralayıp aşağıya dışarıya baktı. Birçok çocuk düzgün sıra halinde talim yapıyorlardı. Onların başında duran bir adam çocuklarının arasında konuşuyordu. Kadının bulunduğu ev tepenin başındaydı ve etrafını çok iyi gözetleyebiliyordu. Etrafında başka ev yoktu. Çocukların ve adamın kaldığı ev tepenin aşağısındaydı. Kadın onların yanına gitmeye karar verdi. Ağaçtan yapılmış merdivenlerden inerken talim yapan çocukları izlemekten geri kalmıyordu. Adam onun geldiğini fark ettiğinde yüzünü ona çevirdi elindeki gazete gözüne çarpmıştı. Kadın belli ki önemli haberler için yerinden ayrılıp aşağıya inmişti. Adam çocukları serbest bıraktı ve ara verdiğini söyleyip etrafından dağıttı. Kadın ve Adam çocuklardan uzak bir masaya geçti. Adam

''Seni dinliyorum'' dedi. Kadın ''Haberler elimize geç geldi ama şu gazeteye bak'' dedi. Adam gazeteyi eline aldı ve manşette Borla'nın geri döndüğü yazıyordu. ''Nasıl!'' diyebilmişti hem şaşkınlık hem de kızgınlık içerisindeydi. ''Borla Krimor şehrini yok etti'' diye başlığı mırıldandı. Kadın ''Haber daha da büyük'' dedi. Adam manşetin altındaki habere göz gezdirdi. ''Borla oğlunu kurtarmak için yıllar sonra ortaya çıktı.'' Dedi. Adam gazeteyi tek eli ile kapattı, epey sinirlenmişti masaya vursa birkaç parçaya ayırabilirdi.

''Oğlu için geri döndüyse'' dedi. Kadın ''Sakin ol Radax! Kötü haber gerçek oğlu değil daha kötü haber ise tahminlerime göre yıllar önce elimizden kaçırdığımız doğuştan karanlık güçlü çocuk olabilir.'' Dedi. Radax hafızasını tazeledi. Yıllar önce son çocuğu ele geçirmek için Biberli Hanım ile harekete geçtiklerinde Borla'nın aniden ortaya çıkışı ile çocuğu ne öldürebilmişler ne de Borla'nın elinden kaçırabilmişlerdi.

''Elinde sadece bir çocuk var bizim elimizde daha fazla var. Üstelik biz ondan 7 yıl daha ilerideyiz eğitimde.'' Dediğinde Radax onun sözünü kesti. ''Borla'yı şimdi öldürmeliyiz nereye gittiğini bulman gerek'' dedi. Biberli Hanım ''Borla senin kolunu aldı. 7 yıl önceki Borla şu an kinden daha güçlüydü fakat bu hali ile ona karşı koyamazsın.'' Dedi. Radax ''Sen varsın ve çocukları da kullanırız böylece ne kadar eğitildiklerini görmüş oluruz.'' Dedi. Biberli Hanım

''İntikamın aklını çelmesin. Çocukları boş yere harcamış oluruz ayrıca Borla bu sefer en az bir çocuk ele geçirdiği için çekinmeden dövüşecektir. 7 yıl önceki savaşında bile tam gücüyle dövüştüğü söylemek gülünç olur. '' dedi. Radax ''Ne yani o çocuğu eğitmesine izin mi vereceğiz? O adamın eğittiklerini güçlerini unutuyorsun sanırım. '' dedi. Biberli Hanım ''Farkındayım ama sayısal üstünlük bizde endişelenme'' dedi. Radax siniri henüz geçmemişti. ''Bütün bunları bana neden söyledin öyle ise'' dedi. Biberli Hanım

''Ben müttefik olduğum kişilerle gizli saklım yoktur. Ayrıca bundan sonraki eğitimlerde çocuklarının daha fazla üzerine düşeceğinden eminim artık bir rakibimiz var.'' Dedi ve devam etti. ''Borla'yı birçok kişi engel olmak isteyecek hatta öldürmek bile isteyecekler ama bizim dostumuzda düşmanımızda şimdilik yok. Dünya bu meseleler ile meşgul olurken bizde asıl hedefimize ulaşacağız. Şu an da dünya bizi tehdit olarak görmemeli. '' dedi. Radax ''Bu adam eceliyle ölmemeli'' dedi. ''Merak etme senin gibi düşünen binlerce kişi var bu dünyada. '' dedi.

Yaşayan Efsane I: İlk UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin