Y.E.24.Baskın II

164 11 0
                                    

Reklamsız okumak için www.kotulugunefendisi.com

24 Bölüm

Baskın II

Üzerlerine gelen oklar konusunda bir şeyler yapmanın vakti geçmeden harekete geçmeleri gerekiyordu. Matilyano kendini ileriye çıkartarak parmaklarını birbirlerinin üzerinden geçirerek keskinleştirdi. Tırnaklarını küçük keskin parçalara dönüştürerek havadan gelen okları havayı keserek cevap vermeye başladı. Oklara temas etmeden okları kesmeye başlamıştı. Borla kılıcı ile gelen okları kılıcın karanlık gücünü kullanarak kesiyordu. Gece kuşları onları ok yağmuruna tutarak öldüremeyeceğini anlamışlardı. Onların da daha uzun süre gelen okları kesmeye devam etmeyeceğini biliyordu. Borla sıradaki kılıç saldırısı düşman için yapmıştı geniş alana yapılan saldırı saldırının hızını düşürmüştü. Gece kuşları bu saldırıdan çoğu kaçabilmişti fakat onlara uyguladıkları ablukayı kaldırmak zorunda kalmışlardı. İkisi de ilerlemeye başladı artık onlara yakınlaşıp doğramaya başlayabilirlerdi. Gece kuşları yeni plan ile Borla ve Matilyano'ya yoğunlaşırken hanın içindekiler için dışarıya çıkma fırsatı doğmuştu. Isılbert ve adamları dışarıya çıktıklarında herhangi gece kuşu ile karşılaşmadılar. Kuleye gitmek için sağ tarafta kalan sokağa yöneldiler. Onlardan sonra mutfak kapısından dışarıya çıkan Azrel olmuştu, kılıcı yanındaydı fakat iksirleri evdeydi. Çocuğu bulmak için iksire ihtiyacı olup olmadığı bilmiyordu ancak dövüşmek için onlara kesinlikle ihtiyaç vardı. Borla şehri karanlık kaplamamıştı şehrin suların altında olması buna riskti üstelik denizi yeri yardığı için ve Gece kuşlarının karanlığa karşı dayanıklı yaratıklar olması bunu öncelikli yapmıyordu.

Gelecek neyi gösterir bilmiyordu gücünü başlarda tam anlamıyla açmamalı ve uygun görüyordu. Görev verdiği üç kişi vardı savaş sırasında Matilyano'nun taraf değiştirebilirdi. O yüzden gücünü saklamalıydı. Borla gece kuşları ile temasa geçmiş önüne kim gelirse saldırıyor ara sıra çembere alınmaya kalksa da toplu halde onları kesip çembere alınmadan kurtuluyordu. Gece kuşları yarı yaratık yarı insandı. Hepsi doğuştan duman katmanıydı kanatları sayesinde uçabiliyor ve kanatlarındaki tüyleri kesmek için kullanabiliyordu, gerektiğinde fırlatabiliyordu. Kanatları gerekmedikçe sırtlarından çıkartmıyorlardı Duman katmanı olduklarından oldukça dövüşlerde avantajlıydı. İstedikleri yere gidebilmeleri için biraz duman bırakmaları yeterliydi. Borla onlar hakkında bildiklerini aklına getirdi ve analiz etti. Sayılarını tam bilmiyordu fakat karanlık hissi ona sayılarının çok fazla olduğunu söylüyordu. Duyduklarını doğruysa bu tabur ona en uzun geceyi birisi yaşaması kaçınılmazdı. Şehirde sürprizlerle karşılaşacağı şüphesizdi. Bütün bunlara rağmen ne olursa olsun çocuğu sağ salim bu şehirden çıkarmak zorundaydı. Borla kestiği gece kuşlarının bedeni yeniden birleşiyordu. Matilyano biraz daha ileride olduğu için onun kestiğine bakmamıştı. Bir fırsatını bulup geriye baktığında kendi kestiği gece kuşlarını tamamı ölürken Borla'nın kestikleri ölmüyordu. Onları hızlıca keserek ilerliyor ve Matilyano'ya yetişiyordu fakat onunla ters bir istikamete doğru ilerliyordu. Borla tarafından kesilen geçe kuşları yeniden bedenleri bir olup Borla'nın peşine düşüyordu.

Gece kuşları komutanı Kraliçe hizmetkarı Tybrand Borla'yı uzaktan izliyordu. Onun gece kuşları kesemediğini fark etmişti, gece kuşlarına ''O adama saldırın sizi kesemiyor'' dedi. Bağırarak gece kuşlarını komuta ediyordu. Matilyano onun bu hareket ile biraz rahatlamış gözüküyordu. Tybrand istediği üzere Borla'ya yoğunlaşmışlardı. Gece kuşları ona yoğunlaşırken Matilyano daha hızlı hareket etmeye başladı. Her taraftan çembere alınmıştı. Her ne kadar saklamaya çalışılsa da şehre Borla'nın giriş yaptığı yayılmaya başlanmıştı. Gece kuşlarının bu denli şehirde güçlü olmasını hiç aklına gelmemişti. Bütün gece kuşları sanki Borla'yı avlamak için sanki buradaydı. Borla bir ara koşmuş, yorulmuş ve soluklanmak için durmuştu. Etrafını tekrar sarmaya başlamışlardı onun kısa süreli dinlenmesine bile izin vermiyorlardı. Kılıcını toprağa sakladı yârin altından gerçekleştirdiği kılıç saldırısı gece kuşlarının altından toprağın yüzeyine çıkarak onları ikiye ayırmıştı. Bu saldırı onların tekrar birleşmesini engellemiş ve ani ölümlerle sonuçlanmaya başlamıştı.

Isilbert Kourp Tarafı

Isilbert ve adamları kendileri oluşturulan çemberi geçmişlerdi. Isilbert onlarla gitmeyi tercih etmedi ve durdu. Askerler peşinden geldiğini fark edince ''Komutanım!'' dediler. Isilbert ''Ben geri döneceğim siz destek toplayın ve kılıcınızı gece kuşlarından saklayın'' diye talimat verdi. Askerlerin için hiç rahat değildi fakat komutanlarının verdikleri emre uymak zorundaydılar. Isilbert eski arkadaşı Borla'yı korumak istiyordu ama ona birazcık alınmıştı. Ölümüne dövüşebilecek hiçbir şeyleri kalmamıştı. Onun gibi dünyada her şeyi elde edip kaybetmemişlerdi fakat eski günlerinin anısına kaçıp kurtulmayı yediremedi. Isılbert geriye döndü, belindeki kılıcı çekti. Çocuğu tam olarak tanımamıştı. Borla o çocuğa inanmış ise kendisinin de inanması gerektiğine inanıyordu. Ordon'un yarıda bıraktığı Borlanın ihanete uğrayıp başaramadığını çocuk başarabilecek miydi acaba? Tuzlu Kraliçe sokağına daha ulaşamadan Gece kuşları duman halinde üzerine geliyordu. Normalde gece kuşları sivillere zarar vermezdi, askerlerine kılıçlarını saklama emri vermişti veya askerler kılıçlarını bırakıp gideceklerdi. Isilbert' in elinde kılıcı vardı bu da onu gece kuşlarının hedefi yapıyordu üstelik Borla ile görülmesi cabasıydı. Duman saldırısını onun üzerine fırlattılar. Isilbert gelen her saldırıyı irade gücü ile kesip ikiye böldü. Kuşlar onun irade gücünün olduğunu bilmiyorlardı daha dikkatli davranmak zorundalar. Gökyüzüne yükselerek kanatlarındaki keskin tüyleri onun üzerine göndermeye başladılar. Isilbert bunlar yaşanmadan birkaç tanesini hızlı davranıp öldürmeyi başarmıştı. Bedenlerinde saniyeler içinde onlara keskin tüy çıkmıştı. Bu tüy bir evin duvarını rahatlıkla delebilecek kadar güçlüydü. Isilbert irade gücü ile hava kesik attı ve üzerine gelen keskin tüyler bir anda kesilerek etrafa düşmeye başlamıştı. Eskisi kadar güçlü olmayan ama yaralayabilen tüylerken kaçmayı başarmıştı. Hiçbir tanesi kendisine isabet etmemiş en tehlikelileri yakınına düşmüştü.

Yaşayan Efsane I: İlk UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin