Y.E.18.Morhamam Şehri

432 32 0
                                    

Reklamsız okumak için www.kotulugunefendisi.com

Yeni bölüm Çarşamba Perşembe veya Cuma üçgeninde gelecektir.

18 Bölüm

Morhamam Şehri

Kapılar kapanırken Kule komutanı ve Borla birbirlerine baktılar. Yüzlerinin kırıştıklarını sakalları ve saçlardaki siyahların beyanlara tamamıyla yenildiğini görmüşlerdi. Kule komutanı ''İhtiyarlık gelince siyahların tamamen yenilmiş'' diye espri ile söze girdi. Borla ''Kılıçta yenilmedik fakat ihtiyarlık bizi yendi Isilbert Kourp'' dedi. Isılbert çocuğu işaret edip

''Kadınlara dokunmayacağını söylemiştin en son'' dediğinde Borla sırıttı. ''Ölmeden önce son bir kişiyi yetiştirmek için onu yanına aldım.'' Dedi ve yürümeye başladı. Isilbert onun karşısından çekildi Borla ve çocuk onun yanından geçtiler. Isilbert ''Tuzlu kraliçe hanında buluşalım bir ara eğer kalacaksan burada'' dedi. Borla ''Olur bakarız önce kalacak yer bulayım da belki akşam olabilir'' dedi. Isilbert başını salladı ve yanlarından ayrıldı. Onlar uzaklaştığında kule komutanının yanına asker gelmişti. ''Öylece gitmesine izin mi vereceğiz komutanım'' diye sordu. Isilbert askerlere dönüp ''İntihar etmek isteyen önden buyursun. Ölmeden önceki son maceranız olur'' dedi. Borla ve Kadran yollarına devam ederken ''O kim?'' diye sormuştu. Önemli biri diye gözüküyor en önemlisi askerdi normalde öldürmesi gereken kişiye hürmet göstermişti. Borla

''Eski bir arkadaş evlat'' dedi. Kadran el işareti ile bir yeri gösterdi. ''Orası neresi? Ve benim hikayemin geri kalanını anlatacak mısın?'' diye sordu. Borla sesli güldü, Kolunu çocuğun omzuna attı, çocuğun sorduğu soruları yanıtsız bıraktı. Çocuk alışmıştı sorularının yanıtsız bırakılmasına. Henüz çocuk olduğu için çok meraklıydı her çocuk gibi. Hayatına Borla girdikten sonra monotonluk sonra ermiş ve biraz renklenmişti. Birlikte yürüyor yine meçhule gidiyorlardı. Bu bilinmezliği ve gizliliği henüz çözebilmiş değildi. Onun yanında bulunalı kısa süre olmasına rağmen maceradan maceraya koşuyordu. Kendisinin idamdan kurtuluşunu tam olarak anlayamamıştı bu kadar önemli birisi olduğunu bilmiyordu. Kafasında çok soru vardı ama söyleyemiyordu. Konuşmak istiyor sorularının yanıtsız bırakılması merakını arttırıyordu. Herkesin korktuğu adamın yanında olmak rüya mı gerçek mi bazen ayırt etmekte zorlanıyordu. Hayatının bir kısmını onun yanında geçireceğinden emindi. İkisi kule bölgesinden uzaklaşmışlar ve askerleri geride bırakmışlardı. Askerlerin yanından geçerken onlara kim olduğunu bile sormamışlardı. Okyanusu ikiye bölen dev yılanı kesen adam birlikte elini kolunu sallaya sallaya hesap vermeden geçip gitmişlerdi. Kadran'ın kafası allak bullak iken Borla şehre dair anıları aklına geliyordu. Morhamam şehri eskiden de herhangi krallığa veya imparatorluğa bağlı olmayan nadir şehirlerdendi. Krimordan çok farklı idi. Güneşin okyanusa vurması ve şehrin gökyüzüne değmesi sonucu şehirde aydınlık elde ediliyordu. Şehrin tavanı çok yüksekti ve Okyanus gözüküyordu. Balıkların ve diğer deniz varlıklarının şehrin üzerinde dolaştığı rahatlıkla görülebiliyordu. Kadran şehre hayran kalmıştı. ''O cam nasıl tutuyor bu kadar ağırlığı?'' diye sordu. Borla

''O cam değil. Sadece şeffaf taş. O taş nasıl bu kadar ağırlığı kaldırıyor sorusuna ise özel bir taş su değdikçe veya ona güçlü bir şey çarptıkça taş daha da sertleşiyor. Deniz İmparatorun şehrin en zayıf noktası olan kapıları aşamamasının sebebi bu. O kapılara vurdukça kapılar onun gücünü emiyor ve kapıları güçlendiriyor bunu yaparken de kendisi güç kaybediyor. '' dedi. İlerlemeye devam ettikçe aydınlık geride kaldığını fark ediyorlardı. Şehrin tavanına bakıp okyanusu görmek artık mümkün değildi, aydınlık kendini karanlığın ellerine bırakmıştı. Tek ışık kaynağı sokak lambaları olmuştu artık. Kadran ''Burada kullanılan taşlar farklı'' dedi. Borla ''Evet farklı bu fark burada asansör ile çıkılmasından kaynaklanıyor'' dedi. Kadran ''Asansör ne?'' diye sordu. Borla ''Binince öğrenirsin'' diye cevap verdi. Kadran ''Çok az bir yer görünüyor'' dedi. Borla ''O görünen yerler zengin mahallesi geri kalanlarda zengin olmayan insanlar yaşıyorlar.

Onlar yürümeye devam ettikçe çevre kötüleşiyordu. Etrafları özenli olmayan ve temizlenmeyi bekliyordu, çöplerin çoğu yerde idi. Sokaktaki yollar taştan yapılmıştı. Bu bakımından Krimordan çok daha ilerideydi. Evler oldukça eski ve çoğu ev yosun bağlamıştı. İnsanları o evlere girip çıkarken görmüştü. Evlerin içini merak ediyordu. Kadran genelde Borla'nın arkasından geliyordu sokaklar fazla kalabalık değildi. Sokaklardaki insanlar şehre yeni gelen bu ikiye dikkat etmiyordu. Bu onlar için daha iyiydi. Sokakları dolaşırken sonunda han bulmuşlardı. Borla içeriye girerken peşi sıra Kadran'da içeriye adım atmıştı. İçerde piyano çalıyordu ve iki kadın yavaş dans ediyorlardı. İçerisi oldukça sakin ve gürültüsüz görünüyordu. Kadınların etraflarında bulunan masalardaki erkeklere bakarak gülerek dans ediyorlardı. Erkeklerin bazıları onlarla ilgiliyken bazıları umursamıyordu. Kısa süreliğine yeni gelen ikili dikkat çekmiş olsa da herkesin işine dönmesi fazla uzun sürmemişti. Borla hancının olduğu tezgâhın karşısında durdu. Hancı kızlara bakarken gözlerini Borla'ya ve ardındaki çocuğa çevirdi sonra tekrar kadınlara bakmaya devam etti. Borla ''Odaya ihtiyacımız var'' dedi ve ekledi. ''Parası mühim değil'' dedi. Hancı sözleri duyar duymaz yüzünü Borla'ya çevirmişti. Borla her zamanki gibi şapkasıyla gözlerini kapatmıştı. Hancı ''Birisinden mi gizleniyorsunuz?'' diye sordu.

Borla kafasınıbiraz daha yukarıya kaldırmış fakat yüzünü tam anlamıyla göstermiyordu, ışığınarkadan vurması yüzünün büyük kısmını gizlemeye yetiyordu. ''Hayır sadece odaistiyorum'' dedi. Hancı başını olumsuz sallayarak ''Odam kalmadı'' dedi vegitmesini işaret etti. Borla hiçbir şeysöylemeden arkasını döndü ve oradan çocuk ile çıktı. Kadran Borla'ya baktı.''Onu öldürebilirdin'' dedi. Borla sırıttı ''Bakıyorum kan dökmeye çokmeraklısın benim olmadığın bir gün buraya gelip öldürürsün o halde'' dedi.Kadran başını salladı ve uzaklara bakmaya başladı. ''Odası vardı?'' dedi. Borla ''Gümüş olduktan sonra dolu olsa bileboşalttırıp içine girebilirsin.'' Dedi. Borla ''Başka buluruz'' dedi. 

Yaşayan Efsane I: İlk UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin