Chapter 23

160 57 4
                                    

Neden hayatım asla bana gülmüyordu? Hayır yani düzgün bir hayata sahiptim fakat neden karşıma çıkmasını istemediğim şahıslar tam dibimde bitiyordu ki?

"İşteeee burası!" Dedi heyecanlı bir ses tonuyla Ho Min. Özellikle bizi Namjoon'un geldiği spor salonuna getirmişti ve tam yanında Jimin vardı.

Sinirle Ho Min'e doğru döndüm fakat o sırıtmakla meşgul olduğu için bana bakmıyordu bile. Sinirle derin bir nefes aldım. Ho Min'den ne bekliyordum ki yani? Bundan sonra Jimin nereye giderse kuyruk gibi peşinden gideceğinden adım gibi emindim.

"Ho Min seni öldürmemem için bana sebep ver aksi halde buradan cesetin çıkacak!"

"Seni sevgilinin yanına getirdim daha ne istiyorsun? Bolca vakit geçirirsiniz işte."

"Ben onunla gerçekten sevgili değilim Ho Min"

"Beni ilgilendirmez,ben Jimin için geldim sende Namjoon"

"Siz bu kadar ne konuştunuz da hemen 1 gece de değişti ona karşı duyguların?"

"Ben ayran gönüllülüyüm ve gönlüm onu seçti."

"Aish! Cidden!"

Kolumdan sürükleyerek bizi içeri soktu. Bu ayrangönüllülüğü yüzünden bir gün başımıza bir iş gelecekti.

Spor salonunun kapısından girerken Namjoon ile göz göze geldim. Kullandığı aleti bırakmış alayla bana bakıyordu,sanırım onu takip ettiğimi felan sanıyordu.

"Ben danışmana isimlerimizi kaydedeceğim sende o sıra spor hocasından sporcu atleti ve havlu al."

"Spor hocası kim?"

Kaşlarını kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak güldü.Bunun anlamını biliyordum,kesinlikle benim istemediğim bir şey olacaktı. Ve benim burada tanıdığım,istemediğim iki kişi vardı. Biri Ho Min'in damat adayı Park Jimin,diğeri de beyni yerine ukalalığını kullanan Kim Namjoon.

"Kim Namjoon"

"Başka yere gitmeye ne dersin Ho Min? Hem burası kalitesiz duruyor."

"Bahanelerini kendine sakla. 5 yıldız verilmiş bir spor salonundayız. Tamamiyle kusursuz bir yer."

"Tamam." Dedim çaresizce. Ho Min'i vazgeçirmek babamın çok para harcaması gibi imkansızdı. O yüzden onun istediğini yapmalıydım.

Bakışlarımı Namjoon'a dikerek onun yanına gittim. "Sporcu atleti ve havlu alacaktım."

"Demek aşkımdan dayanamayıp peşimden geldin."

"Salak mısın?! Ben onu mu dedim!"

Sessiz konuşuyordum çünkü tüm bakışlar nerdeyse bizdeydi. "Ne, senin tatlı kahramanın mıyım yani? Aigo biliyordum işte."

Dişlerimi sıktım,ne dersem diyeyim bağırarak konuşarak lafı başka yere çekiyordu.

"Tamam,tatlı canım sevgilim hadi bana sporcu atletini ver."

Gözünün önünde olmama rağmen başka taraflara bakıyor,beni görmezden geliyordu. "Verir misin?" Dedim artık son bir çare. Ho Min yüzünden bu duruma düşmüştüm ve o hala Jimin'i düşünüyordu. Harika!

"Tabiki veririm,beni takip et."

Sağ tarafa döndü ve ilerlemeye başladı.Bende arkasından gittim. Giderken de diğer insanları süzmeyi unutmuyordum. Özellikle de kas çalışan kaslı erkekleri. Çok seksilerdi.

Beklemediğim bir anda duvar gibi bir şeye çarptım.Ne olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Koca bedeniyle Namjoon'du."Bakışlarını insanlardan çek."

"Neden bırakayım? Senden iyi oldukları için kıskandın mı yoksa?"

Hah dedi alayla. "Onların o hale gelmesine ben yardımcı oldum. İstersen kim daha kaslı diye tartışmayalım."

"Hıhı"

"Can sıkıcısın Choi Hana"

"Şu atletleri verecek misin artık?"

Gözlerini devirdi ve gri bir dolaptan sporcu atletiyle havluyu verdi.

"Bunlar temiz mi?"

"Genelde insanlar kendi eşyalarını getirirler,buradakiler pek tercih edilmez fakat temizler. Her hafta yenileniyor."

"Peki teşekkürler."

Tekrar Ho Min'in yanına gidiyordum ki sol omzumdan tutarak beni durdurdu. "Bu arada..." dedi önüme geçerek "Burada ki hocan benim, kendini hazırlasan iyi edersin. Bugünün acısı hala duruyor."

"Seni takıma alacak benim köle, istersen fazla inatlaşmayalım."

"Ben inatlaşmak istiyorum belki?"

"O zaman bedelinide ödersin."

"Göreceğiz"

"Göreceğiz köle"

Sonrasında ise omuzumda ki kolunu itekleyerek Jimin'i dikezleyen Ho Min'in yanına gittim.

Merak ediyordum da Jimin ile Namjoon nasıl aynı yerde duruyorlardı? Daha geçen kavgalı değil miydiler?

Belki de konuşarak halletmiştiler sorunu,bilemiyorum.

Soyunma kabininde giyinerek tekrar aletlerin olduğu yerlere geçtik. Kız, erkek karışık olduğu için hala erkekleri süzme imkanım vardı ayrıca kızdan çok erkek vardı. İster istemez bakıyordum yani benim sorunum değildi.

"Ho Min seninle kim ilgilenecek?"

Dudaklarını yaladı ve muzur bir gülümsemeyle "Jimin" dedi.

"Jimin de mi spor hocasıymış?"

"Hayır,değilmiş fakat ondan rica edince kabul etti beni o çalıştıracak."

Fırsatçılığın daniskasıydı bu

Kıkırdadım eminim ki Jimin'i kendine aşık ettirmeden bırakmazdı. Umarım iyi bir çift olurlardı.Ho Min'in üzülmesini istemiyordum. Ki zaten ikisinide ben fişeklemiştim. Jimin ile konuşurken Ho Min'i ortaya attım. Ho Min'i zorla tuvalete sokarken de Jimin'i hesap etmeyerek Jimin'i ortaya atmış oldum. Yani her türlü top bana patlıyordu.

"Hadi ben kaçar, sevgili koca adayım beni bekliyor."

Yavaşça omuzuna vurarak iyi şanslar diledim. O sırada da Namjoon yanıma geldi,evet pestilimi çıkaracağı kesindi fakat bende sonuçta yani sporcuydum. Dayanabilirdim değil mi?

"Bakalım ne kadar dayanıklısın acaba Hana-sshi?"

Kesinlikle ölecektim

Olum bölümler bana kısa geliyor fakat 700-800 aralığında neyse aman aralarında ki rekabet aşırı hoşuma gidiyor jsjqkwjejd

Asla bizim başımıza gelmeyecek :') Namjoon kadar yakışıklı biri var da biz mi okula gitmedik mk sbqkehbd

Bir sonra ki bölümde görüşürük <3

Sizleri seviyorum♡

Tall✔ Where stories live. Discover now