9. KISKANÇLIK - II. KISIM

18.7K 567 84
                                    

diğer bölümlere kıyasla bu bölüm birazcık daha uzun oldu. zaman buldukça yazıp, her gün bölüm atmaya çalışıyorum. bu yüzden bazen bölümler kısa olabiliyor

neyse neyse

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

iyi okumalar!

9. KISKANÇLIK

II. KISIM

"Kuzu, kurdun inine girdiğinde kurdun onu dik izlediğinden bihaber bir şekilde otlanıyormuş."

sezen aksu - kendimce

duman - öyle dertli

Hayatımızın birçoğu istemediğimiz anılarla doluydu. En basit örneği arkadaşlarımızdı. Neden onunla arkadaş oldum, neden onunla aram bozuldu yahut neden o hayatıma girdi?

Kimse tesadüfen hayatımıza girmez. Her şeyin bir nedeni bir sebebi vardır.

Şaşkın bakışlarım camda asılı kalırken, Eflah'ın kucağından yan koltuğa geçiyordum. Dudaklarımı hafifçe oynatarak, "Sadece ön cam mı film kaplamalı ya?" diye homurdanmadan edememiştim.

Nasıl homurdanmızdım ki, bildiğiniz gizli saklı olan sevgilimle öpüşürken babamın arkadaşına yakalanmıştım.

Bunun utancını elbette duyuyordum, o yüzden koltuğa geçerken Serhat amcayla göz göze gelmemeye dikkat ettim ama onun gözleri inatla arabanın içerisinde geziniyordu.

Hayır hayır, babana söyleme düşüncesini aklından geçirme Zerda. Sakin ol ve her zaman ki maskeni tak.

Eflah'ın kahverengi irisleri yüzüme indi. Kaşlarını çatıp, "Tüm camlar filmle kaplı Zerda," diye mırıldandı ve benim cevap vermemi beklemeden çevik bir hareketle arabadan inip arkasından kapısını örttü.

Rahatlamış bir halde aynadan saçlarımı düzelttim ve o sırada bakışlarım arada sırada ön cama kayıyordu. Serhat amcayla sakin bir şekilde konuşan Eflah, omzunun üzerinden arabanın arkasına bakıp dudaklarını oynattı.

Hava aydınlanmaya yavaştan başlamıştı. Sokak lambalarının silik ışığı birkaç dakika daha duracak, ardından sönecekti.

O sırada Eflah'ın arabayı kaldırımın kenarına değil, yolun üzerine park ettiğini fark ettim dikiz aynasından. Ve bu, Serhat amcanın neden burada olmasını açıklıyordu.

Serhat amcanın beni görmemesine sevinmiştim. Bu saatte burada olmasının tek sebebi işe giderken yolun üzerine park edilmiş arabayı görmesiydi diye düşünüyordum çünkü diğer türlü bu saatte kimse polisi arayıp bunu şikayet etme zahmetine girmezdi.

Aynada saçlarımı düzeltme işlerim bittiğinde geri eski halimi aldım koltukta. Yeşil gözlerim dışarıdaki ikiliyi izlerken haliyle sıkılmaya başlamıştım. Gözlerimi onlardan çekip arabanın içinde gezdirdim. Sadece kuruyan boğazım için su arayışına girmişti gözlerim ama Eflah'ın koltuğun üzerindeki telefonu görmemle su içmeyi erteledim.

Her ne kadar Eflah'ın ne yaptığımı görmeyeceğini bilsemde, telefonu parmaklarımın arasına almadan önce onu kontrol ettim. Hâlâ Serhat amcayla konuşuyordu ve yüzündeki sıkılmış ifadeyi görmemle, hızlanmam gerektiğini anladım.

Siyah telefonu kavradığım gibi yandan açma tuşuna basıp bekledim aceleyle, sonra birkaç saniye geçmeden açılan ekrana baktığımda ise ikimizin resmini görmemle duraksadım.

YAŞ ON YEDİ |TAMAMALANDI|Where stories live. Discover now