6. MAVİSİZ TİK

21.6K 608 106
                                    

bu bölümü geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz. fazla uzun tutup sizi sıkmak istemedim çünkü diğer bölümler uzun olacak yakında 💖

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın

iyi okumalar <333

6. MAVİSİZ TİK

Distopya - kırmızılar

Pahalı kıyafetler deyince aklınıza ilk ne geliyor? Şatafatlı, abartılı ve taşlı türden elbiseler mi? Benimde ilk aklıma gelen onlar oluyordu her zaman. Pahalı kelimesi sadece o elbiselerin kılıfıydı, oysaki o kadar da dikkat çekmiyorlardı şöyle bir süzünce. Bizim orada dikkatimizi çeken unsur ücretiydi: ücreti ne kadar yüksekse o kadar iyi olacağını düşünüyoruz.

Sadece yanılıyoruz.

Hayatımızın en önemsiz anı olduğunu düşündüğümüzde bile.

Yemek masasında sessizlik sürerken, herkes önündeki yemeği yiyordu. Tek ses çatal ve bıçağın tabağa değince çıkardığı sesti. Yemek masasında genel de işlerle ve günlük hayatla ilgili konular konuşulurdu bizim evde ancak büyük annem yemeğe başladığından beri konuşmadığı için sessizlik hala devam ediyordu.

Eve tam zamanında gelmiştim. Annemin benim için dolabımdan seçtiği eteği ve bluzu giymiştim. Saçlarımı dalgalı halde bırakmayı seçmiş ve yüzüme hafifçe makyaj yapmıştım.

Büyükannemin tek geleceğini sanıyordum yemeğe fakat annemin bana sonradan söyleme gereği duyduğu (!) amcam gilinde geleceği haberiydi.

Büyük annem tam sekizde gelmişti ve bizi yine şaşırtmamıştı. Ondan sonrada amcam ve ailesi gelmişti. Şimdi de yemeğimizi yiyorduk ve saat neredeyse dokuza gelmek üzereydi.

Çatalıma batırdığım köfteyi ağzıma götürdüm ve çiğnedim. Gözlerimi masadaki üyelerde gezdirmek yerine tabağımda tuttum. Tam karşımda kuzenim Ala oturuyordu ve onunla ne kadar anlaşsak da yemek yerken göz göze gelmek istediğimi biri değildi.

Kim yemek yerken biriyle göz göze gelmek isterdi ki?

Ağzımdaki lokmayı çiğnerken, bugünü düşünmeyi ertelemeye çalışıyordum. Aslı'yı arayıp soramamıştım mücevherle ilgili durumu çünkü bana söylememişti ve bir anda gidip sorarsam tek zararlı çıkan Rümeysa olacaktı. O yüzden sessiz kalıp, yarın kızları dinlemeyi seçtim.

Tam çatalıma brokoliyi saplayacakken büyükannemin sesiyle duraksadım. Anneme hitaben bir soru sormasını dinledim ama gözlerimi büyük anneme çıkartmadım. "Yemekler çok leziz Aynur," dedi ve bir şeyleri silme sesi geldi. "Yemekleri yaparken yardım ediyor mu, Zerda?" diye sordu sesine karışmış olan merakla.

Hayır, büyükanne.

Annem birkaç saniye sessiz kaldı ve bu sürede ağzında lokma olduğunu düşündüm. Ardından, "Arada sırada aklı eserse girer mutfağa Zerda," dedi hafif bir gülümsemeyle.

Çatalıma batırdığım brokoliyi ağzıma atarken masadakilerin artık rahatça konuşacağını biliyordum çünkü hep öyle olurdu. Büyük annem ortaya bir söz atardı ve farklı kollarda devam ederdi bu konuşma.

Ben ağzımdaki lokmayı çiğniyorken babamla amcamın iş konuşmasını ve büyükannem, yengem ve annemin de kendi aralarında konuşmaya başlamasını dinledim.

Bakışlarımı yavaşça ve sakince masadakilerin üzerinde gezdirdim ve ablamla gözlerimiz çarpıştı. Yüzünü buruşturmuş bir halde bir şeyi zorla çiğniyormuş gibi bir hali vardı. Ve o an onun brokoli yediğini anladım.

YAŞ ON YEDİ |TAMAMALANDI|Where stories live. Discover now