52.Bölüm

15.3K 809 158
                                    

52.Bölüm

Keyifli okumalar

Satır arası ve bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum

"Bu kalp bir sende titrer."

Yine herkesten önce uyanmıştım. Uyuyan Baran'ı rahatsız etmeden yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Rutin işlerimi halledip çıktıktan sonra çocukların odasına doğru ilerledim. Kapıyı aralayıp içeri baktığımda gülümsedim.

Emre her zamanki gibi sakince uyuyor. Gözlerim Uraz'ı bulduğunda kıkırdadım. Küçük oğlum çok deli uyuyor. Ayakları yastığının üzerinde başı ise ayak kısmındaydı. Uraz'ı düzeltip Emre'nin yanına ilerledim. Büyük oğlumun da üzerindeki pikeyi biraz açıp yanağına öpücük bıraktım. Çocuklarımın odasından çıkıp alt kata, mutfağa geçtim. Yüzümdeki gülümsemeyle kahvaltı hazırlayarak kendi kendime şarkı mırıldandım.

Belime dolanan kollarla gözlerimi kapatıp genişçe gülümsedim. Baran beni kendine çevirip yüzüme baktı. Yanağımı öptükten sonra sıcacık dudaklarını alnıma bastırdı.

"Günüm aydı." Usulca elimi yanağına koydum. Hiç usanmadan her sabah bu kelimeleri fısıldıyor. Yanağını okşayıp ufak bir buse bıraktım. "Yine erken uyanmışsın." dedi masaya otururken. Elimdeki kaseye Emre'nin sevdiği incir reçelinden koyup masaya yerleştirdim.

"Uykumu alınca uyandım. Hem sen dün geldin çok yorgundun uyandırmaya kıyamadım." Masanın üzerindeki elime art arda öpücükler bırakıp ayağa kalkmamı sağladı. Elimden tutup beni yanına çekerek dizlerine oturttu.

"Sensiz tam tamına 43 gün geçirdim." Baran'ın sözleri üzerine dudaklarına kaçamak bir öpücük bıraktım. 43 gün benim içinde geçmek bilmedi. Gözlerimi her açtığımda onu görmek istiyordum göremeyince de çok üzülüyordum. Aslında ne kadar alıştım desem de alışamadım. Onsuz uyumak bile istemiyorum. Odamıza girmek bile eksik hissetmeme sebep oluyor.

"Sensiz günler çok zor geçiyordu. Hatta sensiz gün geçmiyordu." Belimde duran eli sırtıma çıktığında beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Her günün acısını çıkarırcasına sıkıca sarıldı.

"Anne," diyen Emre'nin sesiyle Baran'ın dizilerinden kalktım.

"Bakıp geliyorum." Çabucak mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldim. Çocuklarımın odasına girdiğimde bakışlarım Uraz'ın başında duran Emre'yi buldu. "Bir tanem ne oldu?"

Emre Uraz'ı işaret ederek yüzünü buruşturdu. "Yatağını ıslatmış anne." Emre'nin saçlarına öpücük bırakıp uyuyan Uraz'ın yanına ilerledim.

"Uraz, bebeğim." Uykusu ağır olan oğlum mızmızlanarak küçük gözlerini araladı. "Gel bebeğim üzerini değiştirelim." Küçük oğlumu yerinden kaldırıp banyoya ilerledim. Uraz'a hızlıca ılık bir duş aldırıp üzerini giydirdim. "Kahvaltı yaptıktan sonra odanızı temizlerim. Hadi kahvaltıya." Çocukları odalarından çıkarıp merdivenlere yöneldim. Kucağımda boynuma sıkı sıkı sarılmış olan Uraz hala uyumak istiyordu. "Uraz," dedim ellerini boynumdan çekerek. Masadaki yerine oturtup Emre'ye baktım. Emre 7 yaşına geçen ay girmişti Uraz ise 2 buçuk yaşında. Çocuklarımın önlerine sütlerini bırakıp Baran'ın karşısına oturdum. Kahvaltısını yapmaya çalışan Uraz'a arada yedirmeye çalışıyordum ama benim küçük oğlum buna müsaade etmeyip kendisi yemek istiyordu.

Kahvaltıdan sonra çocuklar oyun oynamak için Baran ile bahçeye çıktılar bende onların odasını temizledim. Oturma odasını ve mutfağı toparladıktan sonra her zamanki gibi her yeri süpürüp sildim. Alt katta işim bitince üst kata çıktım. Yatak odamıza kısa bir bakış atıp giyinme odasına geçtim. Kirli kıyafetleri sepete atıp temiz çamaşırları katlayarak yerlerine yerleştirdim. Baran'ın kamuflajlarını çamaşır makinesine attıktan sonra makineyi çalıştırdım. İşim bittikten sonra duş alıp üzerimi değiştirdim.

UHRA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin