40.Bölüm

21.3K 734 42
                                    

Selamlar, bildiğiniz üzere güncelleme yapıyorum bu bölüm Cihad Ve Aleyna'ya özeldi önceki bölümlere bu bölümü eklediğim için buradan siliyorum. Keyifli okumalar ❤️

40.Bölüm

"Ben, senin yoluna yoldaş oldum."

İyiydim. Gerçekten iyiydim ama garip hissetmekten geri kalmıyorum. Sanki iki ay değilde gece uyuyup sabah uyanmış gibi hissediyorum. Bütün vücudum kemiklerime kadar sızlıyor orası ayrı bir hissiyat.

Bir süre sadece etrafıma baktım. Ailemin üzerime titriyor oluşu beni üzüyor. Herkesi bunca gün uyanmıyor oluşumla baş başa bırakmış olmak beni incitiyor. Bakışlarım Baran'a kaydığında gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Emre bir an bile yanımdan ayrılmıyor ve Baran'da öyle. Onları üzmüş olmak canımı acıtıyor.

"İyi misin?" Kısık sesi canıma can oldu. İyiyim canımın içi. Sen iyi misin dersen ben iyi olurum.

"İyiyim bir tanem." Buruk bir tebessümle elimi tuttuğunda, kalbim küt küt atmaya yüz tuttu. Sanki genç bir kızım ve ilk defa sevdiğimle el ele tutuşuyor gibi hissediyorum. Parmaklarımızı iç içe geçirip iç çekti.

"Uhra," anneme doğru döndüm. Hemen karşımda, ikili koltukta annemle beraber Pınar annem vardı. İkisine bakıp tebessüm ettim. "İyi misin kızım?" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bu soruyu saatlerdir herkes tek tek soruyor ve sadece üzülüyorum. Hepsi iyi olduğumu görüyor ama nasıl hissettiğimi soruyor. Onları bu kadar üzmüş olmak canıma dokunuyor. Mahvoluyorum. Ben hiçbir şey hissetmiyorum. Kafam resmen bomboş gibi.

"İyiyim annem, siz nasılsınız?" Usulca bakışlarımı odadaki herkesin üzerinde gezdirdim. Barın abime bakınca gözyaşlarım hızla yanaklarımdan çeneme aktı. Ne kadar bitik durumda. Halbuki en şen şakrak olanımız o. Berkin abim ise Cihad abimin yanında, pencere dibinde duruyor. Barın abime göre onlar daha iyi fakat burada en kötü hisseden dört kişi var. Annem, beni dünyaya getiren canımın en içi. Ne kadar yıpranmış böyle; annemi evladım olduğu için çok iyi anlıyorum ve babamı da. O da en az annem kadar yıpranmış.Ve benim eşim. Bu hayatta yoluna yoldaş olduğum adam. Bir ömür sözüm olan kişi. İkimizden bir parça, dünyaya gelen oğlumuz. İkisini böyle görmek beni sadece üzmedi, beni en derinden yaraladı.

Gözyaşlarım hızlı hızlı süzülünce Baran bana baktı. "Uhra'm," diye mırıldandı karşıma geçerken. Annemde benimle beraber ağlamaya başlamıştı. Emre bize bakınca onunda gözleri doldu. Oğlum zaten iki aydır ağlıyor şimdi ağlamasına dayanamam.

"Oğlum," Emre'yi kucağıma alıp sırtımı geriye yasladım. "Ağlama oğlum." Kızaran yeşil hareleri yüzümde gezindi. "Ağlama canımın içi. Bak annen üzülüyor." Minik ellerini uzatıp hemen gözyaşlarımı sildi.

"Sende ağlama." Tebessümle oğlumu göğsüme bastırdım. "Ağlamam bir tanem. Sen istersen ben hiç ağlamam." Dudaklarımı saçlarına bastırdığımda gözlerimi sıkıca kapattım. Emre'nin şampuanı da değişmiş. Kokusu böyle değildi oğlumun. Bu hissiyat beni daha çok ağlatırken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım.

"Miniğim," Cihad abimin sesiyle gözlerimi araladım. "Sabahtan beri susuyorum ama dayanamadım. Ağlama artık. Bak hepimiz buradayız. Sensiz günler geçirdik. Şimdi hiç ağlamanın sırası değil. Ağlamana hiçbirimiz dayanamıyoruz." Ellerini yanaklarıma yaslayan abime baktım. Mavi hareleri kızarmış ve ağlamamak içi direniyor. Cihad Uz, dışarıdan buz gibi görünse dahi kalbi şefkatle ve merhametle dolu. "Kurban olurum seni bize bağışlayana." Saçlarımı öptü ve usulca geriye çekildi. "Ben şimdi herkesi odadan çıkaracağım." Sesini benim duyacağım kadar kıstı. "Sen, Baran ve Emre ile vakit geçir biraz. Yarın kontrollerin olacak. Hepsi bittikten sonra Allah'ın izniyle buradan çıkıp evimize gideriz."

UHRA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin