33.Bölüm

25.7K 1K 76
                                    

33.Bölüm

Yolu olan elbet o yola adım atacaktır.

Zaman geçiyor muydu? Evet, ama nasıl geçtiğini ben dahi anlayamıyorum. Sabah uyandığımda yanımda kocaman bir boşlukla kalakalıyor, kollarımın arasında ağlamaya başlayan bebeğimle de ağlıyorum. Sanki her anımda yokluğuyla mücadele ediyorum ve ben onun yokluğuna yeniliyorum.

"Tamam oğlum." Emre daha çok ağlamaya başlayınca yataktan kalkıp odada gezinmeye başladım. İki gün annemlerde kaldıktan sonra Pınar annemlere geçtim. Gönlü kalsın istemiyorum ve bu yüzden bugün onlardayım. Oğlumla babasının odasında kalıyoruz ama Baran yanımızda yok. Yokluğu canımda takat bırakmıyor.

"Ne oldu annem?" Emre durmadan ağlayıp durduğu için gözlerim doldu. Onu şu an sakinleştiremiyorum.

"Uhra," Pınar annem hem bana seslenip, hem de odanın kapısını çaldı.

Gözlerimi elimin tersiyle silip derin bir nefes aldım. "Gel anne." Kapıyı aralayıp içeriye girdiğinde kaşları çatıldı.

"Ne oldu kızım? Emre niye böyle ağlıyor?" Gözlerim dolunca hıçkırdım ve oğluma sıkıca sarıldım. Sanki benim ağladığımı hissetmiş gibi usulca duruldu. Dakikalardır ağlayan o değilmiş gibi sustu.

"Bilmiyorum anne. Karnı tok, gazını da çıkardım ama sanki bir yeri ağrıyormuş gibi ağlıyor." Pınar annem hızlıca yanıma gelip Emre'yi kucağımdan aldı ve bana sıkıca sarıldı.

"Ağlama annem, sen niye ağlıyorsun? Bakarız şimdi oğlumuza niye ağlıyormuş." Emre'yi kucağına yatırıp hafifçe tebessüm etti. "Sıpa bak anneni de ağlatıyorsun. Vallahi baban görse sana çok kızar." Baran'ın bahsi geçince gözyaşlarımın arasında gülümsedim. Şimdi burada olsa hem ağladığım için bana kızar, hem de doya doya sarılıp, öperdi. Onunla sakinleşirim...

"Anne," dedim yüreğim alev alev yanarken. "Biz Baran'ı çok özledik. Üç gündür sesini dahi duyamıyoruz." Pınar annem gözlerini kapatıp açtıktan sonra elimi tutup beni kendiyle birlikte yatağa oturturdu.

"Çok zor kızım. Seni şu an anlamam zor. İnan Baran ilk gittiğinde günlerce hatta yıllarca uyuyamadım. Ne aklımdan çıkıyor, ne gözüme uyku giriyor. Ciğer annem bu, de ki anne nasıl uyur insan. Bak hala alışamamışım ama elimden bir şey gelmiyor. Gece uyanıp odasına geliyordum. Sanki Baran odasında uyuyor bende üzerini açmış mı diye kontrol etmeye geliyordum ama sonra evde olmadığı aklıma gelince oturup ağlar Demir'in yanına giderdim." Yine gözyaşları yanaklarından süzüldü. Hem Emre'yi kucağında pışpışlıyor, hem de ağlıyor. "Şimdi bana siz oğlumun emanetisiniz. Odasındasınız. Odaya geldim Baran yok ama emanetleri burada. Bana teselli oluyorsunuz. Baran'ın seni her şeyden çok sevdiğini sende biliyorsun," derken bana döndü ve hafifçe gülümsedi. Beni çok sevdiğini biliyorum. Her şeyi unuturum ama beni çok sevdiğini unutamam.

"Biliyorum anne." Pınar annem kucağında uyumaya başlayan Emre'ye bakıp iç çekti.

"Şuna bak," dedi tebessümle. "Git gide Baran'ıma benziyor oğlu da." Bana baktı ve kocaman gülümsedi. "Oğlumun ikizini doğurmuşsun kızım." Gülümseyerek Emre'yi Pınar annemden alıp yatağa yatırdım ve üzerini örttüm.

"Öyle mi yapmışım anne?"

"Aynı Baran'ın küçüklüğü. Az daha büyüsün daha iyi anlarız." Pınar annem oturduğu yerden kalkınca bende ayaklandım. "Sen uyu, dinlen annem. Sabah ola hayrola."

"Anne," dedim dolan gözlerimle ve hemen kollarına atıldım. Pınar annemle birbirimize sıkıca sarıldık. Şefkatle saçlarımı okşayıp benimle beraber ağladı.

UHRA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin