Sırıttı ama bu sırıtışın altında bir şey yatıyordu. Başını hafifçe sağa doğru eğdi ve şeytana alay dolu gözlerle baktı. "Şeytan birini önemsiyor" yanılıyordu. Bana yaptığı şeyi bilmiyordu. Ne olacağını bildiği halde çekip gitmişti. "Yüz yıl düşünsem aklıma gelmezdi." Dedi ve sırıtmaya devam etti.

"Lafı uzatmayacağım" Savaş konuşmaya başlamıştı. "Sen buradan tıpış tıpış gideceksin. Bende seni gebertmeyeceğim. Nasıl fikir?" Savaş elini kaldırdı. Bu hareketiyle elinin üstünde yanan bir ateş belirmişti.

"Burası seni neden bu kadar ilgilendiriyor" Şeytan, Mert'e ciddi misin der gibi baktı.

"Benim bölgemdesin. Ayrıca burada olduğunu kendini kraliçe sanan annen biliyor mu?" Mert elini yumruk yaptı ve sıktı. Sinirlenmişti. Gözlerini tekrar bana indirdi ve boynuma baktı. Gördüklerini beğenmiş gibi dudağının kenarı hafifçe kıvrıldı.

"Kendini kasma ki daha çabuk etkisini göstersin" Dedi ve Savaşa son bir bakış attı. Sonrada arkasını dönüp hızlıca görüş alanımdan çıktı.

O gittiğinde boynumdaki acı kendini daha fazla göstermişti. Biri sanki beni boğazlıyordu. Acıyla inledim ve nefes almaya çalıştım. Acıdan nefesim bile kesiliyordu.

Kafamı kaldırıp Savaşa baktım. Hala daha yerinde kıpırdamadan duruyordu. İlk önce yavaşça kafasını çevirdi. Sanki arkasını dönünce göreceklerinden korkuyormuş gibi bir hali vardı.

Sonunda arkasını döndü ve bana baktı. Yavaşça yutkundu. Çaresiz gözlerle boynuma bakıyordu. Pişmanmış gibi duruyordu...

Yanıma gelip dizlerinin üzerine çöktü.  Başımı yere yasladım ve gözlerimi kapattım. Canımdan çok ruhum acıyordu. Şeytan bana zarardan başka bir şey vermiyordu. Onu görmek istemediğim için gözlerimi sımsıkı kapattım ama göz yaşlarım bu anı bekliyormuş gibi yanağıma doğru yol almaya başladılar.

Çok dolmuştum bir güne nasıl bu kadar şey sığdırabilmiştim?

Sağ elim hala daha boynumda duruyordu. Yanması geçmemişti. Aksine çoğalıyordu ve bütün vücuduma acıyı yayıyordu.

Şeytandan hala daha ses gelmiyordu. Bir kaç saniye sonra başımın havalandığını hissettim. Bu hareketlenme canımı acıttığı için ağzımdan kısık bir inleme kaçtı. Şeytan başımı kaldırıp kucağına koymuştu. Beni sımsıkı tutuyordu.

Boynumda olan elimi yavaşça tuttu ve indirdi. Derin bir nefes aldım, gözlerimi açtım, göz yaşlarım yüzünden etrafı bulanık görüyordum sadece Savaş'ın boynuma dikkatle bakan suratını seçebilmiştim.

Gözlerini kapattı. Ona bir şey olmamıştı neden acı çekiyordu? "Özür dilerim, çok özür dilerim Dolunay" Duraksadı ve yutkundu. "Çok geç kaldım" Dedi ve elini kolumdaki kanlar içinde kalmış izime uzattı. Gözlerini kapattı ve anlamını bilmediğim sözcükler mırıldanmaya başladı.

Gözlerini açtığında daha iyi hissediyordum, izimdeki sızlama geçmişti sadece boynumdakini hissediyorum.

Elini izimden çekti ve boynuma getirdi. Acıyan yerin üzerinde parmaklarını hafifçe gezdirdi. Bunu yaparken kaşları çatılmıştı.

Birileri yanıma gelmişti, başımı çevirdim ve endişeyle boynuma bakan abimi gördüm.

"Hayır..." Ece gözlerini kocaman açmış ve elini ağzına götürmüştü. Bu kadar mı kötüydü? Bana ne yapmıştı o Vampir?

Yiğit'in de çaresiz bakışlarını yüzümde hissedince yaratıkları hallettiklerini anladım. Biraz olsun rahatlamıştım.

"Bu... Bu da ne?" Yiğit boynuma bakıp Titrek sesiyle soru sormuştu.

Hepsinin belli yerlerinde çizikler vardı, daha iyileşmemişlerdi, şeytanda da dünden kalma izler vardı. Savaştan çıkmaya benziyorduk. Hoş, zaten öyle olmuştu. En perişanlarıda bendim sanırım...

Abim, bakışlarını boynumdan çekti ve şeytana baktı. "Hepsi senin suçun Savaş" Dedi keskin sessiyle.

"Onu Esmaya götürelim" Ece'nin sesiyle herkes ona dönmüştü. Abim derin bir nefes aldı ve gözlerini sıkıca kapadı. "Bunları düzeltmenin bir yolunu bul yoksa ben seni düzelteceğim Şeytan" Dedi.

"Emre" tanımadığım bir ses abime seslenmişti. Bununla çok ilgilenmemiştim. Kendimi yorgun hissediyordum. Boynum acımanın yerini sızlamaya bırakmıştı.

Şeytan iç çekti ve beni yavaşça olduğum yerden kaldırıp kucağına aldı. Kokusu burnuma dolmuştu. Bende mi böyle kokuyordum. Sanırım bağlandığımız kişinin kokusunu alıyorduk. Bu kimsenin aklına gelmemiş olacak ki bir önlem almamıştık.

Şeytan durduğunda gözlerimi açtım. Sıcaklığı insanı mayıştırıyordu. Orta yaşlarda bir kadınla göz göze geldik. Kadın bir kulübenin kapısını açtı ve kapıdan girmemizi bekledi.

İçeri girdiğimizde Savaş beni bir koltuğun üzerine yavaşça bıraktı. Göz göze gelmiştik. Çok ciddi bakıyordu. Gözlerinde kızgınlık vardı.

Kadın yanıma geldi ve elini çeneme getirip yavaşça kaldırdı. Gözleriyle boynumu inceliyordu bunu kaşları çatık bir şekilde yapıyordu. Ne olduğunu anlamamış gibiydi. Kadın üzgünce bakışlarını boynumdan çekti ve gözlerimin içine baktı sonrada şeytana döndü.

Başını olumsuzca salladı ve konuşmaya başladı. "Bunun bir çözüm yolu yok oğlum, ne yaparsam yapayım bunu kaldıramam, üzgünüm" Dedi. Savaş yüzünü kaldırıp bana baktı.

Ve o an şeytanın gözlerinde ki intikam ateşini gördüm...

.........

Ne kadar hata yapsada şeytanı seviyorum ğdnsknslssm

Şu son 3 bölümdür hiç yüzleri gülmüyor ama bunu telafi edicemmm :-)

Şeytanı sevenler?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ❤

Hepinizi çok seviyorum sonra görüşmek üzere 😘 😘

Devam edecek...

Dolunayın Altındaحيث تعيش القصص. اكتشف الآن