26

2.2K 183 42
                                    

Biriyle çok sert bir şekilde çarpışırken kolu anında belime sarıldı. Kitaplarım aramızda dururken neyseki notlarım düşmemişti.

—Profesör beni öldürücek diye mırıldandım ve çocuğa teşekkür etme gereği duymadan yanından geçecektim ki burnuma dolan parfüm kokusuyla öylece durdum. Çocuk arkamda kalmıştı.

Hâlâ ordaydı.

—Ah Hyuna bu Jungkook. Bahsettiğim yeni gelen dedi Alis.

Dudaklarımı birbirine bastırarak arkamı döndüm. Tanıdık ama bir kadar da yabancı yüzle göz göze gelirken gözlerindeki o şefkatle öylece kalmıştım.

—Siktir Alis profesör öldürecek ve sen yeni çocuk derdine düşüyorsun. Tanrım parayla niye halledemiyorum ki söylendim ona.

—Profesör bahçede. Dedi.

—Bu soğuk havada anca o aptal bahçede olur zaten. Resmen süründürüyor beni.

—Sana onunla yatmanı söyledim. Dedi Alis.

—Beni hala oyaliyorsun.

—Ya da sen gitmek istemiyorsun.

—Seni koreye götürmeyeceğim diyip koşmaya başladım.

Arkamdan bana bağırırken merdivenleri koşarak indim.

Kampüsten çıkarken elindeki sıcak kahvesiyle öylece bir yere dalmış profesörün yanına ilerledim.

—Profesör. Dedim yanına gelirken.

—Merhaba en sevdiğim öğrencim. Dedi kolunu kaldırıp saatine bakarken.

—Şeytan beni sizin kadar süründürmezdi diye mırıldandım.

—Gecikmişsin.

—3 dakika 37 saniye. Dedim.

—O zaman notundan 3.37 kırıyorum dedi.

—Eğer projemi gördükten sonra vicdanınız buna el veriyorsa elbette yapabilirsiniz dedim dosyayı ona uzatırken.

—Iyi iş çıkardın Hyuna. Gece inceleyeceğim.

—Iyi günler profesör. Içeri geçiyorum. Üzerime bir şey almadim. Yetişmek için ve şuan donuyorum.

—Biraz daha gecikip üzerine bir şey alsaydın muhtemelen notundan 3.47 kırardım. Dedi omuz silkerek.

Kafamı iki yana sallayarak teşekkür ettim ve kampüse doğru ağır adımlarla yürüdüm.

Kantinde olduklarını bildiğim arkadaşlarımın yanına giderken masamızda yeni çocuğun da olduğunu görmüştüm. Alis ve kore düşkünlüğü.

—3 yıldır kimsenin A+ alamadigi dersten tam not almanın cezası soğuktan donmak olmamalıydı dedi Kris.

Kollarını bana doluycakken çabucak ondan kaçıp boş sandalyeye oturdum.

—Sana da kahve aldim Dedi Alis.

Alis ve Kris ikizlerdi.

Kahveyi ellerim arasına alırken kafamı kaldırıp çaprazımda oturan Jungkook'la göz göze geldim. O da pür dikkat bana bakıyordu.

—Sen Bay Jeon'un oğlu Jungkook'sun değil mi? Diye sordum.

Gözlerinde ufak bir hayal kırıklığı hissetmiştim. Ancak mutlu görünüyordu. Keyifli. Aradığı şeyi bulmuş gibiydi.

Hayır bunları ben de hissediyordum.

—Evet. Babalarımız geçen yılın ikinci yarısında ortaklık imzaladılar dedi.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now