2

7.5K 379 211
                                    

Otobüste ben oturmuştum. Jungkooksa tam tepemde tutunarak gidiyordu.

—Gerçekten böyle bir naziklik yaptığına inanamiyroum. Okulda beni beklemiyordun bile dedim.

Ilk defa otobüse binmiştim. Ayakta da gitmek istiyrodum.

—Biraz da sen otur ben ayakta gitmek istiyorum dedim ayağa kalkarken.

—Sen otur. Dedi.

—Merak ediyorum. Dedim.

Göz devirirken bedenini koltuğa bıraktı. Çantamı onun kucağına bıraktım. Yukardaki plastik şeye tutunurken onu incelemiştim.

—Bunlar kopmuyor mu hiç? O kadar sağlamlar mi? Diye sordum asılırken.

—Senin gücünle kopmayacaklarina eminim dedi.

—Mesela beni taşıyabilirler mi? Diye sordum.

—Muhtemelen senin kilonla da kopmazlar dedi.

Şuan çocuksu davrandığımı ve onun da beni şaşkınlıkla dinleyip cevapladiginin farkındaydım. Açıkçası şuan bu hareketlerim ona tatlı geliyordu.

Diğer elimle de tutup kendimi hafifçe yukarı kaldırıp tekrar ayaklarımın üstüne pat diye indim. Çıkan sesle çoğu bakış bana dönerken umrumda olmamıştı.

—Kaslı olsam biraz daha durabilirdim. Kendimi taşıyamıyorum dedim hala plastik şeye bakarken.

—Cami açsam bir şey olur mu? Merak ediyorum. En arkadayız kızmazlar herhalde dedim.

—Açabilirsin.  Dedi.

Kafamı sallayıp onun üzerinden cama uzandım. Kaydırmaya çalışırken başaramayip kaşlarımı çattım. Bir şeylerle uğraşırken hep bunu yapardım.

—O şeyi sıkıştırman gerekiyor. Biraz sert olabilir dedi.

Kafamı sallayıp diğer elimle de tutup sıkıştırırken otobüs fren yaptı. Kafası direk olarak boynuma gelirken dişleri boynumu çizmişti. Muhtemelen burnunu acıtmıştım.

Üzerinden çekilip ona baktım direğe tutunurken tek elimle.

—Iyi misin? Burnun acımış olmalı. Dedim.

—Senin boynunun daha çok acıdığına eminim dedi.

—Alışığım desem fazla mi arsız gözükürüm? diye sordum kulağına eğilip fısıldarken.

—Sanırım evet dedi.

—Tamam sorun değil. Kalksana kafamı camdan dışarı çıkarmak istiyorum dedim.

Bıkkınlıkla oturduğu yerden kalktı. Çantamı oturma yerine bırakıp camın kenarına tutundum ellerimle. Parmak uçlarına çıkıp kafamı uzattım.

—Bir durak kaldı ineceğiz dedi.

—Ben basmak istiyorum. Basmam gereken zamanı söyler misin? Diye sordum ona camdan çekilip çantama eğilirken.

—Şimdi basabilirsin dedi. Çantamı takip direğe ilerleyip mavi düğmeye bastım. Otobüs durakta durduğunda ondan önce indim.

—Tamam o kadar da garip değildi. Şimdi ne taraftan diye sordum.

Bir şey demeden yürümeye başladı. Ben de onu takip ederken bu sefer yetişmek için çabalamıyordum. Sadece etrafı inceliyordum.

Önüme bakmadığım için biriyle sertçe çarpışırken kitapların ağırlığı yüzünden dengemi koruyamamıştım. Benim kolumdan yakalarken kendine çekti.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now