25

2.3K 179 36
                                    

Pelerinimizi giyinerek çıktık dışarı. Ay tepedeydi. Zaten biz de oldukça yüksek bir uçurum kenarındaydık.

Derin bir nefes alırken Jungkook son kez eğildi. Kısa bir öpüşmeden sonra ayrılırken ellerimiz birleşikti. Diğer kolunda Jungkook kitaplari ve hançeri taşıyordu.

Mumlar yakılmıştı. Kurbanlar yere zincirlemişti. Biri bebeği kucağında tutmuş diz üstünde duruyordu.

Mumların eritilerek çizildiği dev bir yildiz vardı. Yildizin uçları birbirine bir daireyle bağlıydı. 13 kişi dairenin üstünde eşit aralıklarla dizilmişti. Hepsinin pelerinin şapkası kapalıydı ve yüzleri gözükmüyordu.

Jungkook'a döndüm. Hafifçe parmak uçlarıma çıkarak pelerinin şapkasını geçirdim. Dudaklarını da öperken geri çekildim. Kendi şapkamı da kapatarak yüzümü tamamen gizledim herkes gibi.

Jungkook'un elindekileri alırken onunla yıldızın en ortasına kadar yürüdüm. O soğuk yere yatarken başının üstüne ve omuzlarının olduğu yere 3 kitabı koydum.

Kolumu kaldırarak saatime baktım. Herkes beni bekliyordu. Bense saatin yelkovanini.

Saat tam gece 11.13'ü gösterdiğinde kafamı salladım. Bununla eş zamanlı olarak ayin şarkısı doldurdu kulaklarımı.

O kadar yoğun bir enerji oluşmuştu ki bunu normal bir insan bike farkederdi.

Dairenin çizgisinde yavaşça dönerlerken ben sözleri söylemeye başlamıştım.

Ilk kurbana yaklaşırken arkasına geçtim.

Nam tenebris Dominus
(Dark Lord için.)

Boynunu tek seferde keserken kafasını geride tutarak kanın akmasını bekledim.

Ardından nabzının durduğunu farkettiğimde onu öne doğru ittim. Sıradaki kurbana geçtim. Bu sırada mumlardaki ateşler çoğalmıştı.

Sıradaki kurbana ilerledim. Ilk kurbanım bakire kızdı. Simdikiyse bakirdi.

Elimi saçlarına geçirip kafasını geriye yatırdım.

Nam tenebris Dominus

Boynunu yine tek bir hamlede keserken Jungkook'tan bir çığlık duyuldu. Dişlerimi sıkarken siradakine ilerledim.

Nam tenebris Dominus

Jungkook içindi. Neyseki hislerin bir önemi yoktu.

Onu da öne doğru ittiğimde ağlamaktan mahvolan kıza ilerledim.

Nam tenebris Dominus

Yalvarmaları ilgini çekmezken ince boynunu kestim. Kızın bedeninden ayrılan ruhuyla nabzının da durduğunu anlarken onu da öne ittim. Ruhlar bu ayin çemberinden ancak Lucifer serbest kaldığında çıkabilirdi.

Bebeğe ilerledim.

Nam tenebris Dominus

Igrençtim. Gözümü dahi kırpmadan bebegin boynunu keserken bu saatten sonra yaşamayı hakettiğime inanmıyordum. Bir sonraki hayatımda çok fazla acı çekecek olmalıydım. Kesinlikle hak ediyordum.

Jungkook'un yanına ilerlediğimde tüm yıldız alevlendi.

Qui te in carcerem libertatem vindicare Lucifer
(Seni hapis edenlerden intikam almak için özgürsün Lucifer.)

Ardından Jungkook'un pürüssüz tenine ince küçük bir çizik.

Ay kana bulanırken her taraf kırmızı bir renge bürünmüştü. Alevler boyumuzu bile geçecek kadar artarken Lucifer bedenden çıkarken Jungkook'un bağırmalarına yenisi eklendi.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Onde as histórias ganham vida. Descobre agora