17

2.7K 208 13
                                    

Evin şifresini girdim. Bugün oldukça yorulmuştum. Saçlarımı geriye atarken merdivenlerden yukarı adımladım. Duş almaya halim yoktu ancak bu şekilde uyuyamazdım. Sarhoş değildim. Çok fazla içmemiştim.

Jungkook bu odada da yoktu. Nerde olduğu şuanlık umrumda değildi.

Yorulduğum için çıkarıp elime aldığım topuklu ayakkabıları bir kenara attım. Banyoya girerken karşımda Jungkook'u beklemediğim için kaşlarımı çattım.

Duştan yeni çıkmış altında yalnızca havlusu vardı. Ona bornoz almamıştık elbette. Bunca sıkıntının icin de aklımıza gelmesi tuhaf olurdu.

Üzerinden süzülen bir damlayı izledim sırt çizgisi boyunca. Ardından bir nefes alıp gözlerimi onunla aynada buluşturdum. Öylece yüzüme bakıp bir şeyleri anlamaya çalışırken anlaşılacak hiç bir şey yoktu aslında.

Yanından geçerken üzerimdekini çıkardım. Küvetin suyunu hazırlarken içine sevdiğim köpüğü sıktım.

Saçlarımı yine tek elimle geriye attım.

—İşin bittiyse çık hadi. Dedim.

Klozetin üzerine oturup kendime hoş bir şarkı seçmeye çalışırken.

—Konuşalım. Dedi.

—Yarın. Git ve giyin. Dedim.

—Bir şeyleri ertelemenden nefret ediyorum. Dedi.

—Güzel. Ben de senden nefret etmeden önce burdan çıksan iyi olur. Ondan da önce şu kopçayı çıkar. Onunla uğraşmak istemiyorum dedim ayağa kalkıp önüne geçerken.

Elleri saçlarımı yavaşça sırtımdan çekerken oldukça yavaştı. Sıcak parmaklarını sırtımda hissetmek garipti.

Dediğimi yaptıktan sonra elleri ordan belime indi. Beni kendine çekerken ıslak göğsünü sırtımde hissetmek onun kollarında öylece titrememe neden olmuştu.

—Jungkook yapma diye mırıldandım.

Dudaklarını ensemde dinlendirirken minik bir öpücük kondurdu.

—Neyi yapmayım? Diye sordu.

—Yorgunum ve duş almak istiyorum. Çıkar m...

Bir eli boğazıma çıkarken kafamı omzuna yasladı. Nefes almak bu şekilde zordu. Boğazım gerilmişti. O yüzüme bakarken ben  gözlerimi kapatmış bu işkencenin yalnızca bitmesini istiyordum.

Zar zor yutkunurken elim boğazımdaki eline gitti. Sıkmıyordu. Ancak kafamın bu şekilde geriye doğru gergin olması rahatsız ediciydi.

Bir elimle baş parmağını tuttum. Diğer elim bileğini tutarken elini çektim. Zorlamadı.

Kafamı yatırdığım omzundan kaldırdım. Karnımın üzerine sardığı kolunu çekti. Ondan ayrılırken gidip suyu kapadım. Ona dönmedim. Yalnızca çıkmasını bekledim.

Bu yaptığının anlamı neydi hiç bir fikrim yoktu. Zira Jungkook'un her hareketinin bir anlami her zaman olmazdı.

Yapmak istiyorsa yapardı ve olay biterdi. O yüzden sorgulamadım. 

...

Okul formalarımı giydim. Bakiri bulmuştum. Şimdi sırada bakire birini bulmaktaydı.

Makyajımı yapıp aşağı indim.

—Bakir işini hallettim sayılır. Şimdi bakireyi halletmeye gidiyorum. Bugün bir işin var mı? Diye sordum bileğime saatimi takarken.

—Yok. Dedi.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now