Yetişkin okurlar içindir ⚠️
Yanına yaklaşıp en alttaki düğmeyi ben kapattım ve yanağına da küçük bir öpücük bıraktım. Aldığım karşılık ise Onur'un beni iki kolumdan tutup duvara yapıştırması ve seri bir şekilde dudaklarıyla dudaklarımı birleştirmesi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Aşk, tıpkı piyano çalmaya benzer... Önce nasıl çalındığını öğrenirsin tüm kurallarıyla, sonra ise kuralları unutup tüm kalbinle çalarsın...*
Gözlerini açıp yavaşça yatağında doğrulduğunda, saat tam 10'du. Gülümsedi... Dün gece Berk'i nasıl oyaladığını ve Berk'in onu bulmak için ne kadar uğraşırsa uğraşsın onu bulamadığını hatırladı. Dün gerçekten onu çok yormuştu.
Önce yanlış bir adres vermiş ve Berk'in oraya gelmesini sağlamış, sonra Berk arayıp ''Benimle dalga mı geçiyorsun, neredesin?'' deyince de tekrar yanlış bir adres vermiş ve bu da, Berk'in gece boyunca onu aramakla uğraşmasına fakat sürekli yanlış adres verdiği için bulamamasına vesile olmuştu.
Gerçekten bu kadar sinsi miydi? Kendi bile şaşırmıştı şimdi bu yaptıklarına! Ama Berk bunu fazlasıyla hak etmişti, hem de sonuna kadar!
Küçük bir esneme seansının ardından dün gece Berk'i sinir ettiğini düşünüp güldüğü zaman çıkardığı terliklerini tekrar giydi ve ağır adımlarla lavaboya doğru yürüdü. İlk defa bu kadar rahatlamış, ilk defa birinin arkasından rahatça iş çevirebilmişti. Aslında buna 'iş çevirmek' değil, 'yanlış yöne yönlendirip oyalamak' denirdi. Zaten bu yüzden de gayet rahattı.
Buz gibi su tenine temas ettiğinde çalan telefonunun sesiyle gözleri fal taşı gibi açıldı ve titreyen elleri, yavaşça musluğu kapattı. Neden elleri titreyecek kadar korkmuştu ki?
Hayır, Berk aramış olamazdı çünkü dün gece Hayal'in ona yaşattıklarından sonra uyuyup kalmış olmalıydı. Bu düşünce bile onu rahatlatmaya yetmemişti.
Eline geçirdiği havluyu sinirle yüzüne bastırırken bir yandan da korkuyordu. Yavaş adımlarla telefonun bulunduğu oturma odasına geldiğinde gözlerini yumdu ve arayan kişinin Berk olmaması için dua ederek, korkuyla gözlerini ekrana kilitledi. Ancak arayan kişi Damla'ydı. Yani, öğretmen arkadaşı.
İlk başta, bu saatte neden aramış olabileceğini düşünüp korktu ama sonra Damla'nın erken uyandığını hatırladı. Çünkü Damla, ''Ben erken kalkmayı sevenlerdenim.'' demişti bir keresinde.
