26.BÖLÜM: "GÖZYAŞI"

284 96 83
                                    

Merhabalar, yeni bölüme hoş geldiniz çiçeklerim.🌸 (Evet, bundan sonra size çiçeklerim diye hitap etmeye karar verdim. :))

Kitabın 10K olmasına az kaldı, eee ne yapıyoruz o zaman destek veriyoruz öyle değil mi? Buna sol alt köşedeki yıldızı parlatmakla başlayabilirsiniz.⭐

İsterseniz panoda karşılıklı kitap paylaşımı da yapabiliriz, dm atmanız yeterli.🖤

Eee, ne duruyoruz? Başlayalım o zaman! Keyifli okumalar dilerim! 🖤

[Alttaki afişi nasıl bulduğunuzu belirtmeyi unutmayın lütfen. Çok uğraştım. Instagram hesabımda da paylaştım, bakabilirsiniz.]

❄

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aradan bir hafta geçti. Berk bu süre içerisinde onların karşısına hiç çıkmamıştı. Hayal bu duruma bir yandan sevinirken bir yandan da içindeki kaygı kendini belli ediyordu ve kaygısı, sevincinden hep daha fazla oluyordu. Tedirgindi... Berk sanki her an evin kapısını kırıp içeri girecek, onu buradan alıp götürecekti. Artık psikolojisi gerçekten bozulmuştu.

İki gün önce Onur'la birlikte adliyeye gitmiş ve Berk'e boşanma davası açmışlardı. Duruşmaları iki hafta sonraydı, neyse ki geç bir tarih vermemişlerdi. Hayal bir an önce kendini Berk'ten kurtarmak, yeniden özgürlüğüne kavuşmak istiyordu. Onunla evli olduğu sürece kendini kötü hissetmeye devam edecekti çünkü.

Onur sabah erkenden işe, yani hastaneye, gitmişti ve Hayal kaç saattir evde yalnızdı. Salonun camlarını açıp başını camdan sarkıttı ve etrafa bakındı. Hava güneşliydi, pırıl pırıldı ve Hayal'in canı dışarı çıkıp temiz hava almayı gerçekten istiyordu. Sahile inip biraz temiz hava alabilirdi, zaten Onur'un evi de çok yakındı sahile.

Üzerine incecik bir hırka alıp dışarı çıktı. Derin bir nefes alıp temiz havayı ciğerlerine doldurduktan sonra aldığı nefesi yavaşça verdi ve adımlarını sahile yönlendirdi. Sahile geldiğinde bulduğu boş bir banka oturdu ve gökte süzülen martıları izlemeye başladı. Tam o sırada arkasından bir el, ağzına mendili bastı ve gözleri yavaşça kapandı.

***

Gözlerini araladığında kendini bir odada buldu. Elleri ve ayakları sandalyeye bağlanmıştı. Artık bu duruma, kaçırılmaya, oldukça alışkındı ne yazık ki... Bu yüzden çok da şaşırmadı. Onur'u beklemekten başka yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Kapının kulpu çevrildi ve içeri hiç beklemediği biri girdi. Burak! 

"Sen..." dedi ağzı bir karış açılmış bir halde. "Sen ölmemiş miydin?"

Onur 'un onu öldürdüğünü zannediyordu oysaki... Sahi, Onur onu öldürmemiş olsa bile Burak'ın şuanda Amerika'da olması gerekmez miydi? Demek ki bizi takip ediyor, diye geçirdi içinden.

Hayal | +18Where stories live. Discover now