31. Kıymet

1K 78 118
                                    

Şehzade Şahin yolun ortasında durup etrafında sıralanan evlere baktı öylece. Çınarbaşı denen yer, gözüne güzel görünmekle birlikte büyüklüğünden de biraz çekince duymuştu. Bir de bu büyüklüğün içinde düzenini kurup işlerini tıkırında yürüten bir çeteyi bulacaktı. İşte bu kısım biraz korku duymasına da sebep oluyordu.

Açık bir alana vardılar. Tezgâhlar sıralanmıştı, geride dükkânlar vardı, kahvehanenin önü kalabalıktı. Sakin bir semtti burası. Şu ana kadar olumsuz hiçbir şey çarpmamıştı gözüne.

''Samanlıkta iğne aramak, deyimini duydun mu Köse Ağa?''

''Duydum, şehzadem.''

''Bizim yaptığımız tam da bu!''

''İlk günden gözünüz korkmasın. Elbet bir ipucu bulacağız.''

Benzer bir desteği de diğer tarafında duran Yadigâr'ın gözlerinde gördü Şahin. Yadigâr'ın aklının, Köse Mustafa Ağa'nın da bileğinin kuvvetinden faydalanacaktı bu vazifede. Ağır adımlarla yollarına devam ettiler.

Yanından geçen çocuğa takıldı Şahin'in gözü. Sıradan bir çocuktu, etrafta onun gibi koşuşturanlar çoktu. Ama telaşlı bir hal fark etti bu çocukta. Ayrıca bir elini koynuna sokmuş, bir şey saklıyor gibiydi. Biraz sonra bir adam yanlarından rüzgâr gibi geçti ve çocuğu ensesinden yakaladı.

''Seni soysuz it! Yakaladım seni! Kesem nerede?''

Adamın yükselen sesi ve çocuğun gözlerindeki korku ifadesi Şahin'in hoşuna gitmemişti. İleri atılacağı an arkasında bir ses duydu.

''Karışmayın, şehzadem.''

Şahin sese dönünce Kasım Paşa'yı buldu karşısında. Başını eğerek selamladı onu adam. Demek ki, mıntıkasına gelişi hemen kulağına gitmişti.

''Adamın el kadar çocuğa ettiği lakırdıları beğenmedim, paşa. Söyle adamlarına bir şey yapsınlar.''

''Bana kalırsa bırakalım, kendi aralarında halletsinler. Hırsız da, mağdur da karşı karşıyadır.''

''Birbirlerine denk olsalar, dediğin olurdu. Bir hata da yapmış olsa küçücük çocuğu koca adamın insafına...''

Arka taraftan ani bir uğultu yükseldiğinde sustu Şahin. Dönüp baktığında çocuğu yere düşmüş ve yüzünü tutar vaziyette gördü. Adamsa üzerine eğilerek, elini tehditkâr sallayarak bir şeyler söylüyordu ona. Şahin yumruğunu sinirle sıkıp o tarafa doğru yürüdü. Oraya varana kadar oluşan kalabalığı yarıp adamın yanına vardı. Omzundan tutup kuvvetle geri itti.

''Ne yapıyorsun sen be adam? O elini kırmadan indir hemen!''

''Sen kimsin? Ne karışıyorsun?''

Adam, Şahin'in üzerine yürüdüğünde Köse Ağa girdi araya. Bu kez o elini vurdu adamın omzuna, gözlerinden ateş saçarak baktı yüzüne.

''Bre gafil! Eceline mi susadın?''

Kasım Paşa işin büyüyeceğini anlayınca lafa karıştı. ''Şehzademiz, semtimize teşrif etmiştir. Ey ahali, ne durursunuz? Şehzademizi selamlayın.''

Yine bir uğultu oluştu. Sonrasında herkes sırayla Şahin'i selamdı. Az önceki adam ise mahcup olmuştu, selamlayışına özürlerini de ekledi. Şahin elinin tersini sallayıp uzaklaştırdı onu. Yere oturan çocuğu kaldırdı.

''Bu adamın kesesi sende mi?''

''Hayır.''

''Yalan söylüyor.'' diye atıldı adam. Şahin onu bir kere daha durdurdu.

KafesWhere stories live. Discover now