29. Bölüm Ped Boy ( +anket)

12 6 0
                                    

Evet anketle başlayalım.
Yazarınızın 2 karakterle ilgili çok önemli planları var, sizce onlar kim?

Şukufe'yi tam olarak kimler aşık?

Ateş neden bu kadar soğuk?

Muhteşem müfettiş Şeref hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce iyi biri mi?

Şukufe'nin kiminle olmasını istersiniz?

Sizce olaylar Türkiye'de mi devam edecek yoksa Kore'de kalacaklar mı?

Finale ne kadar kaldı sizce?

Finalde ne olur? Sonu nasıl biter ?

Necmi nasıl biri sizce?

En sevdiğiniz ya da kendinizi ona benzettiğiniz karakter kim?

Başka karakterler de gelsin ister misiniz hikayeye?

Keman Arızalıoğlu hakkında önemli olaylar olacak mı?

Hikaye böyle saçma ama komik mi olsun yoksa daha gerçekçi mi?

En sevmediğiniz karakter kim?

Kitaptaki Favori shipiniz  kim?

Şukufe artık gözünü açıp fark edecek mi?

Şimdi hikayeye geçelim . İyi okumalar😇

"AH, ANNE!"
"Yürü kız çabuk!"

Annem beni ve Suga'yı, babam Harem ve Bang Bang'ı sürüklerken diğer üyeler nasıl gelecek hiçbir fikrim yoktu.

"Anne bu ne?!"
Kaşlarımı çatarak baktım. En küçük ve ucuz arabamızla gelmişler.
Ah , rezillik.

Tıkış tıkış  otururken ben zar zor sığmıştım ki annem o cümleyi söyledi.

"O çocuğun kucağına otur"

Yanaklarım renk değiştirirken bir ana nasıl kızına böyle bir şey der diye düşünüyordum.
"Bakma kız öyle, namusun kirlenmiş kirleneceği kadar zaten. Bu düğünden kaçışın yok."

Korku içinde soğuk soğuk terlemeye başlarken babamın dikiz aynasından Harem'i kesmesi ve Suga'nın tepkisi düşüneceğim son şeylerdi.  
Ta ki onu hatırlayana kadar...

"Ateş nerde?"
"Yok Artık Ateş sana, anası everecekmiş zaten onu ."

"Ne!"
Suga'nın üstünden inmeye çalışırken Belime sarılan kollarla döndüm.

"Ya, düzgün dur. Canım yanıyor"

Allah'ım o fısıltı...
"Şimdi biz evlenirsek  ananlar bize kalmaya gelir, yani herhalde evden misafir eksik olmaz. Ama misafir çocuğu istemem . Gelir dağıtır gider... Bizim çocuklarımız bize yeter ( göz kırpma) yani..."

Gözlerim fısıltıları ile kapanırken beynimde ampul yanmıştı.  Ama benim daha önemli işlerim vardı. Suga'nın kucağında uyuya dalmak...

~~~~~~~~~~~~~

"Hadi bakalım, geldik."
Gözlerimi babamın sesi ile açarken herkez arabadan indi. Valileri indirirlerken ben arkamdaki Suga'ya baktım.
Uyumuş...

Çene ile bakışırken başımı onun hizasına getirdim. Kedi suratlı zoraki yarim pürüzsüz derisiyle vahşi bir vaşağı andırıyordu.

Bir saniye , Bu bizim ev?

"Babaaaaa! !!"

Korku içinde kapıyı açmak aklıma gelmeden camı yumruklarken  telaş içndeydim,.
"Ne oldu kızım?"

"Baba biz nasıl buraya geldik?"
"Arabayla."

Gözlerimi içimden devirip devam ettim.

"Neden Türkiye'deyiz? "
"İşlerimiz var. İn hadi."

Oflayıp Suga'yı uyandırdım.

"Ya öküz, uyansana mal!"
Omzunu adeta delerek dürtüklerken sonunda homurdayarak uyandı.
"Iyy,  pis, salyanı sil."
"Ne yapıyon kızım ya!"
Suratımı ekşitmesiyle durdum.

"Ya, benim uykum derin değildir . O kokudan sonra bayılmışım.  Hiç yıkanmıyor musun pasaklı!"

"Yah!"

Bir kavga doğacağını hissederken kapı açıldı ve o sırada kollarımla dayandığım için yere düştüm . Tabiiki düşerken Suga'yı da çektim.

"Ya, ne yapıyorsun mal!"
Suga.... Bana saydırsa da durdu ve bakışmaya başladık. Biz adeta bir bütün-

"Ya! Namusun kirlendi dediysek de o kadar da değil. Bari ulu orta yerde yapmayın!"

Fincan takımı gibi şok içinde açılan gözlerimle ayağa kalktığımda koşarak otoparka girdim.

Limuzinlerimin arasında gezerken gözyaşlarım yanaklarımdan dökülüyordu.

Burda Ateş'imle ne çok anım vardı.. Ama ona Artık Ateş'im diyemem değil mi, Evimin hanımı olacam.. Domestoslardan ellerim kırışacak. An benim sevdiğim ne olacak? Neden bizi ayırıyorlar? Ne ara ona bu kadar bağlandım?

Yere çöküp ağlarken karşımdan bir rüzgar geçti.
Kafamı kaldırdığımda gözyaşları ile bir adet Necmi gördüm.

"Şukufe neden ağlıyorsun? "
"Sen , ne işin bar burda!"

"Hasretinden dayanamadım. Anca böyle rahatlayabilirdim. "

Yanıma çöküp ağlamaya devam ederken Sümüklü ex zorakimle iki gözü iki Çeşme ağlayacağım hiç aklıma gelmezdi.
Çocuk salak olsa da ben ona çok çektirmiştim.

"Hey , gel hadi. Evde pazı sarması var ."

"Holley! "
Necmi zıplayarak ayağa kalkarken gözlüğünün yere düşüp kırılması bir oldu.
Ben gülmeye başladığımda o somurtsa da benim güldüğümü görüp gülmeye başladı .Karşılıklı kahkaha atmaya başlarken böyle bir şey yaşayacağımız hiç aklıma gelmezdi. Biri gelip bunu anlatsa özürlü derdim.

Lüks bahçemizden geçip eve girdiğimizde annem bize şaşkınlıkla bakıyordu. Sonra suratı kızgınlığa döndü.
"Neden eve erkek getiriyorsun Şukufe?"

Umursamadan Necmi'yi arkamdan çekiştirirken annem şok içinde ( herhalde yanlış anladı) bizi takip ediyordu.

"Al bunları giy, babamın."
Necmi gülümserken annem rahatlamıştı.
Bir saniye, Suga'nın kıskanıp takip etmesi gerekmiyor muydu?

"Suga!"
"Bordoyom "

Çatık kaşlarımla mutfağa gittiğimde küp şeker kemiriyordu .

"Ay nasıl bir açlık bu , amip! "
"Ya , sensin o öglena! "( Yazarınızın den dersi var😂)

Biz kavga ederken mutfağa Necmi girdi, mutfak Necmi'ye değil.
Hahaha, şakaydı.
Öhöm, neyse

Aşk üçgeni gibi bakışırken aramızda en masum bakan Necmi idi.
Bu bakışmalar salondan gelen esrarengiz fısıltılarla son buldu.

Gidip baktığımızda babam ve Harem karşılıklı oturmuş fısıldaşıyordu.
Babam Harem'in ellerini tutuyordu?

" Oğlum ben hep seni destekliyorum biliyorsun."
"Biliyorum babacığım.."
"İdeal damat adayım, kızımı en mutlu edebilecek insan sensin"

Şok olmuşken arkamdaki platoniklerime baktım.

Suga burnundan soluyordu. ..

Army Sayımı Yeni Aşk DoğuruyorWhere stories live. Discover now