42.Bölüm Kebapçı

18 8 0
                                    

Merhaba süt kutularım yeni bölüm 1 haftadır yazmıyordum o yüzden atayım dedim. Ama okunma sayıları gerçekten kötü ilerliyor. Bir elin parmakları kadar bile okunma yok son bölümlerde. Kitabım ile ilgili düşüncelerinizi de söylemiyorsunuz. Böyle giderse final yapacağım. Lütfen fikirlerinizi belirtin.
Yeni kitabı pazartesi ya da yarın yayınlamayı düşünüyorum aynı zamanda kore dizileri tavsiyeleri kitabı da yayınlayacağım fikirlerimi de belirteceğim( izlediğim diziler olacak)

"Napıyosun be , hödük! "
Suga ile babamın evine gelip helallik almıştık ve eve dönemdeki neden?
SUGA ARABA SÜRMEYİ BİLE BİLMİYOR!
Bir de evimin erkeği diyecem ha?
Ve evet, zoraki bir şekilde evlendik. Öpücük sahnesinde de hiçbir şey olmadı heyecanlı kesmek istedim merak edin diye sizi fesatlar puhahaha.
Yani, sonuçta beni ilk defa öpmüyor.
Öhöm öhöm..
"Şimdi nereye basacam? "
"Ayağıma gülüm ."
"Ok"
"Yah! Napıyon be seni salak!"
"Ne bağırıyon kızım yaa, car car car bi susmadın!"
"Bana bak olum bana kızımlı mızımlı konuşma alırım ayağımın altına!"

"Hey hey hey, sakin olun!"
Hah bir de bu var tabi. ..
Manken gibi bir "direksiyon eğitmeni" şimdiden aramıza girmiş, taze evliliğimize göz dikmişti!
Yah, namusumu kirleten kişinin namusu başkası kirletemez diye diyorum!
Kadın devamlı Suga'nın elini tutmaya çalışıyordu ama benim namuslu kocam buna izin vermiyordu.
Tabii benden tırstığı için de olabilir.
Aferin kendime.

Ben egomu okşarken bir anda telefonum çaldı.

Bilinmeyen numara arıyor ...

Kocam kaşlarını çatıp telefonuma bakarken aklıma her şeyin başladığı gün geldi. Kore'den beni aramaları...
"Ne sırıtıyon deli!"
"Yah, sırıtmıyom tamam mı!?"
Telefonu açarken arkadaki kadın rahat durmayıp gözünü kocamın namusundan ayırmıyordu.

"Alo?"
"Alo merhaba Şukufe "
"Kimsin?"
" Beni tanımıyorsun, sadece bir dostum "

Ha bir sen eksikti zaten
"Kocan seni aldatıyor haberin olsun"
"Yah, daha dün evlendik bir git işine kardeşim yaa"
"Tamam abla kızma , yapacak işimiz yoktu birilerini işletelim dedik sen çıktın "
Arkadan bir gurup ergenin anırmaları yükseliyordu.
Ya sabır ya sabır.

"Bana bak seni küçük şıllıks, abla senin anandır taam mı! İşiniz gücünüz yoksa evde didinen ananıza yardım edin günahkar ergenler! Kafanızı içi günah dolu günah!!!"
Telefonu sinirle kapatıken Suga bana döndü.
"Geldik, in"
Ne?
"Kebapçıya getirdim seni ."
"What dedin gülüm?"
"Senin için anında öğrendim karıcığım"
"Yah canım kocişim! "
Suga'nın boynuna atladığımda bana gülerek sarıldı.
"Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor?"

"Neden acaba ?"
Sırıtıyor bir de..
"Yah, sesli söylediysem bile aldırmamalıydın, çakarım ağzının ortasına he!"
Kahkaha atıp bana yaklaştığında gözlerim dudaklarına kaysa bile artık tövbe etmiyorum. Neden, çünkü o benim kocam!
" Çaksana bir tane , yoksa rahat durmayacaklar.."

Tövbe tövbe tövbe tövbe tövbe tövbe tövbeee...!!!!
"Hadi gidelim, utangaç karıcığım. "
"Hadi gidelim hayırsız kocacığım."
El ele tutuşup indiğimizde( onu nasıl başardık ben de bilmiyorum) yanaklarımdan lavlar fışkırıyordu .

Dipte bir masa seçince aklıma gelen fesatlıkları anında kovdum. Tamam evliyiz de, günah yani..
Ayh neyse, bunlar hep açlıktan..

Sandalyemi tutması gerekirken direk yerine oturdu hıyar.
Ne kadar düşüncesiz yaa, nasıl beni buna verdiler?

"Hoşgeldiniz efendim, ne alırsınız? "
"Hay Allah'ım , kebapçıda ne yenir acaba?"
Suga bana kaş göz yaparken garsonun salaklığını nasıl göz ardı ediyor diye şaşıyorum.
Ay çocuk gücendi galiba.
Garson gidince hemen bana doğru eğildi meraklı Melahat.
" Şukufe sen iyi misin ? Arabada da sinirliydin? "
" Ya sorma-..."
"Tamam sormam"
" Yah ilerizekalı! "
"Tamam tamam kızma şaka yaptım. "
Salak yha ..

"Birkaç ergen göt sıkıntısından birilerini işletiyorlarmış, bak Allah'ın işine o şanslı kişi de benim.."
Suga kahkaha atarken o güzel gülüşünü başkaları görmesin diye her an tetikteydim. Zoraki de olsa kocam olduğunu söylememe gerek yok sanırım....

"Sen ne zamandır şarkı çıkartmadın.. "
"Evet çünkü şeker bir kedi aklımı başımdan almıştı.."
AY BU BEN MİYİM!?
" Yaa, o şeker kedi hırlamasın sonra?"
İşaret parmağımla başını iteklerken söylendim.
"Önce bir dibimden çekil ve gülüşünü elaleme gösterme. Peşimize takılırlar bir de onlarla uğraşmak istemiyorum. Ayrıca her şeyi fesatlığa çekip durma "

Milletin içinde kıvırtma olum!
Bak hala sırıtıyor çıldırıcam !
"Efendim kebaplarınız "
"Ayh tamam çekil, gelip duruyorsun devamlı"
"Aşkım sakin ol.."
Ay valla bu garson kocaman bile yavşa-...

AŞKIM MI DEİK OH???!!
"SEN BANA AŞKIM MI DEDİN LEN!"
"E-evet.."
Ya ciğerimin gülü nasıl da kızardı.
Yuh oha çüş!

Lafını geri alıyorum çünkü bu ayı beni unutup yemeğe daldı bile.
"Öküz. "
"Efendim? "
"Hiiç , yok bir şey. "
Tabii ki ben kibar kibar yiyorum çünkü Şukufe Tilki olmak bunu gerektirir.
"Elhamdüesselam "
Suga geğirirken tüm hayatım gözlerimin önünden geçti.
Beni sana nasıl verdiler yiğidim?

"Ee , bana bakabilmek misin ?"
"Oğlum, şuraya bir baklava. Efendim?"
"Diyorum ki, anam sorgusuz sualsiz verdi beni sana . Adetlerimiz gereği zengin olman gerekiyor. "
Ağzını sildiği peçete olmak istiyorum..

"Kızım ben Min Suga, koskoca Bighit ' in gözbebeğiyim. Boru değil yani"
Bighit değil de maşallah sen koskocamansın aslanım!

"Baklava mı dedin sen?! Ay tövbe "
Bozarmaya başlarken pis pis sırıtıyordu.
"Bende de var merak etme "
"Ne merak edecem be . Hıh. "
Şu an kesinlikle ağzına sildiği mendili gizlice çantama atmadım!

"Bebeğim ,aşkiletam, diyorum ki anamlara gidip helallik mi alsak?"
"Bana anam ve helallik kelimelerini sarfetme. En sonki o tuvalet olayından sonra beni görmek istediğini pek düşünmüyorum. "

"Birlikte yaşamayacak mıyız?"
"NE!?"

Army Sayımı Yeni Aşk DoğuruyorOnde histórias criam vida. Descubra agora