25. BÖLÜM ZORAKİ

14 6 0
                                    

Ablanız bu bölüm sizi uçuracak bebeklerim😈

"ANNE!"
Annem içeri girdiğinde arkasından Ateş ayakkabılarını çıkardı. Babam sonra kapıyı kapatarak baş koltuğa oturdu.

"Kim O dediğin çocuk!"
Alnımdan terler akmaya başlarken elimle Suga'yı gösterdim. Suga şaşkın şaşkın bakarken sanırım bu sinirin bir tek konserde yaşananlardan dolayi olduğunu düşünüyordu.

"Merhaba efendim , ben Suga"
Önünde eğilip başını kaldırdı.

Annem aşırı bir rahatlıkla üçlü koltuklardan birine oturduğunda ben mutfağa kahve yapmaya gittim?

Biraz saçma oldu ama tabiiki amacım uzaklaşmaktı.
Orda oturup kendimi yemektense burda gizli gizli dinleyip plan yaparım daha iyi.

Gümüş işlemelerin adeta bir dantel gibi sardığı fincanları alıp kahvelerle döndüm.

İçeri girdiğimde durum aynen şöyleydi.
Annem tek kaşını kaldırmış bir şekilde pencereye bakıyordu. Ceyhop babama kağıt kalem uzatmış imza istiyordu ama babamın gözü Harem'deydi .
Kahveleri dağıtım yerime oturduğumda bir şey farkettim.
Tehyun ve Çunkok el ele tutuşmuştu.

Gözlerimle ayırmalarını işaret ettiğimde bana anlamadım derecesine başlarını salladılar.
Ah salak bücürler, anamla farketse var ya...

Ayrıca ortam nasıl bu hale döndü bilmiyorum . O kadar da dinlemeye çalışmıştım...

"Şukufe , bu yaptığın affedilir bir şey değil canım. Ama madem seviyorsun...

"Bir dakika, Ateş nerde?"
Ayağa kalkıp sanki üstüne oturmuşum gibi oturduğum yere baktım.

"Kızım şimdi senin başka erkekleri sorman yakışık alır mı?"
Annem cümlelerini bitirdiğinde babam nefes aldı ve ellerini koltuğun iki yanına yerleştirdi.

"Bizi çok hayal kırıklığına uğrattın canım. Hem bizden habersiz hareket ettin hem de namusunu ve adımızı kirletip çok büyük bir günah işledin. Biz hep örnek alınan bir aileydik. Bu yüzden adımıza temize çıkarmamız ve namusunu temizlememiz gerekiyor. Bunu tek yolu da , siz evleneceksiniz. "

"Ne!!!!"
Hırsla ayağa kalktım. Annem Bacağımı çimdikledi ama umrumda değil.

"Ya , Suga! Nasıl sakin kalabilirsin! Başka zaman olsa borun ö-"

Kapı açıldığında ilk aşkım Ateş'im geldi...

"Ateş bir şey söyle..."
"Kızım, ne yapıyorsun sen. Suga artık senin nişanlın sayılır. "

Yalvaran gözlerle Ateş'e bakarken Bir anda kolumdan tutup sürüklendim.

"Ya!"
"Sakın ol bey, bunlar önemli meseleler. Bırak konuşsunlar çok ani oldu sonuçta"

Suga beni bir odaya getirip kapıyı kilitlediğinde farkettim ki burası yatak odasıydı!
Yatak önumüzde dururken ciddiyetle bana döndü. Anahtarı da gömleğinin içine attı.

Hey, önümde diye görüş misafiri oldum , hemen fesatlaşmayın!

"Ne yapıyorsun sen böyle, içerdekiler ne saçmalıyorlar! "
"Ya, bunu benim sana sormam lazımdı. Ayrıca onlar benim ailem böyle konuşamazsın! "

"Ha , öyle mi?"
"Evet öyle! Ayrıca mecburdum. Hiç de meraklı değilim sana!"
Suga üstüme doğru yürürken zekilik yapıp yatağın yanlarından dolaştım. Hala geri geri giderken sırıtması büyüdü.

"Demek bana meraklı değilsin, hımm?"
Hım derkenki ağzı...

"Y-yah! Kendine gel Min Yoongi!"
"Demek bana meraklı değilsin..."

Sırtım soğuk pencereyle buluşurken bırak kitaplardaki gibi romantik olmasını ormantik bile değildi. Resmen cinayete teşebbüs etmeye çalışıyor bu manyak!

"Başka birinin adını söyleyebilirdin. Birbirimizin olduğumuzu söylemişsin. Bu zamana kadar masum kızı da oynadın. Şimdi söyle bakalım, kim meraklıymış? "

"Sen"
Dibimdeki suratına kafa attığımda içim yaşasın Şukufe! Diye bağırıyordu.

"Benim müslüman olduğumu ne çabuk unuttun. Hem numara yapsaydım bir hedefim olurdu ve ona ulaşmak için kolay cevizi seçmem gerekirdi. Asıl sen kafanda benimle ilgili kurduğun saçma kuruntulardan kurtul. "

Sırıtarak yanından çıktığımda anahtarın onda olduğu aklıma dank etti ve en masum yöntemi kullandım.
Hala şok ile olduğum boşluğa bakarken seslendim.
"Suga"

"Efendim?"
Bedenini bana çevirdiğinde hazırdım.
"Aa kuş!"
"Hani nerde?"
Bakışı pencereye dönerken gömleğini hafif kaldırıp anahtarı yere düşürdüm ve anında kaçtım.

Suga gelse de umursamadan önden çıkıp banyoya girdim.
Sonuçta yaptıklarım için akşam tövbe ile teravihe kalmam gerekiyordu.
Ama anahtarı yıkamama gerek yok değil mi? O kadarından da bir şey olmaz canım...

İçeriye salona döndüm ve koltuğa oturdum. Suga sonra geldi. Bana pis pis bakarken ben yandan sırıtıyordum.

Her ne kadar Suga'ya laf vermek istemesem de bu yöntemin artı tarafları daha fazlaydı o yüzden harekete geçtim.

"Ateş."
Ayağa kalkıp önünde durdum. Bakışlarını telefondan kaldırıp bana baktı.

"Ayrılıyoruz, bu sefer gerçekten bitti."
Elimdeki yüzüğü çıkarıp ona verdiğimde şaşkın şaşkın bana baktı. Evet, normal taktığım bir yüzüktü ama filmlerde hep böyle oluyor. Böyle olması gerek herhalde.

Üyeler bana şaşkınca bakarken annem ve babama döndüm.
"Biz Suga ile çok mutlu olucaz. "

O sırada telefon çaldı.
Sanki hissetmiş gibiydi.

Sıska inek Necmi arıyor...

Yoğun bir insan olduğum için telefonu açtım.
"Alo?"
"Şukufe, ehe.. ben necmi"
Ay salak, bilmiyordum.

"Şey, ehe... (gülmeye devam etti)
Sen ünlü mü oldun? O kardeş kimdi , kuzenin mi?"

YA, ŞU AN NİŞAN BOZDUM, ZORAKİ EVLENDİRİLİYORUM VE TEHDİT EDİLDİM AMA BU SALAK NE YAPIYOR!

Derin derin nefes alırken bir anda durdum . Çünkü Necmi bir şey söylemişti. Ve bu onu çok hafife aldığımı gösteriyordu.

"Ama senin kuzenin yok ki?"

Army Sayımı Yeni Aşk DoğuruyorWhere stories live. Discover now