—Daha şimdiden peşinden koşuyor Jungkook'un inanamiyorum diye bir kızın arkadaşına bir şey fisildamasiyla göz devirdim.

—Senin pesinden koşuyorum gerçekten şaka gibi dedim önde yürüyen Jungkook'a yetişirken.

Yanina geldiğimde güldü .

—Gerçekten neden koşuyorsun? Diye sordu.

—Bilmem size çağırdın ve red etmedim dedim omuz silkip.

—Sen seni her çağıranın evine gider misin? Diye sordu.

—Daha ilk kez konuştuğum birine sırlarımı anlatamayacağım dedim.

—Ama evime gelmeyi kabul ediyorsun dedi.

—Beni öldüremezsin. Bir şekilde öğrenilebilir. Başka şeyler yapmak istesende ...

Fiziğini süzdüm.

—Fiziğin iyi. Bundan zevk alırım dedim arsızca.

—Peki bana sordun mu seni istiyor muyum acaba? Diye sordu.

—Benim seni istediğimi nerden çıkardın? Bir şeyler yaşarsak sorun olmayacağını söyledim. Ayrıca bu şehre yeni geldim. Arkadaşım yok. Ve tahmin et kim eğlenmek istiyor?

Onunla birlikte yürüyorduk.

—Arkadaş mi olmak istiyorsun? Diye sordu.

Okuldan cıkmış kaldırımda yan yana yürürken. Adımlarını yavaşlamıştı. Neden dışarı çıktığımızda bunu yaptığını tahmin edebiliyordum. Havasını bozmak istemiyordu. Bu tarz şeyler benim umrumda değildi.

Ben her zaman havalıydım.

—Benim için kimle ne olduğumun hiç bir önemi yok. Anlamam zaten o işlerden. Biri bana arkadaşım derse. arkadaşızdır. Veya sevgilim derse sevgiliyizdir. Pek umrumda değil. Dedim.

—Sevgi kavramından pek haberin yok galiba dedi.

—Kitaplardaki gibi olmadığı kesin. Öyle olsaydı illaki denk gelirdim değil mi? Diye sordum kafamı ona çevirip kaldırırken.

—Aslında tam olarak öyleler. Ama sevebilmek için önce sevilmek gerekir dedi.

Sözleri acımasızcaydı.

Gülümsedim.

—Daha önce hiç otobüse bindin mi? Yoksa sevginin özel şoförünle okula gelerek gösterildiğine mi inanıyorsun? Diye sordu.

—Binmedim. Dedim. Kalbimi kırabileceğini mi sanıyordu? Zaten paramparçaydı. Bunları benim bilmediğimi mi sanıyordu?

Ben bu hayatta belki de en çok kendimin farkında olan insanıydım. Insanlar kendilerinin farkında olmazlardı. Kendinin farkında olanlar işe çok tehlikeli olurlardı.

Kendini bilen insandan her zaman korkmalıydınız. Her zaman.

—O zaman benimle birlikte bu zevksizliği yaşa. Oturacak yer bulursan güzel. Ancak ayaktaysan çekilmez olur. Neyseki şuan dönüyoruz. Bu saatlerde boş olur dedi.

—Bu hayatta hiç bir şeyi sorun etmedim. Diyip omuz silkerken gözüm bir dükkana takıldı. Karşı kaldırımdaydı.

Eski kitapların öldüğü bir dükkândı. Tanrım aşırı mükemmeldi.

Şansıma kırmızı ışık yanarken anında Jungkook'un elini tutup onunla birlikte koşmaya başladım. Ani tepkim yüzünden sadece bana uyum sağlayabilmişti.

Dükkanın önune geldiğimizde elini bırakıp ağır kapiyi zorlukla iterken Jungkook'un da yardımcı olmasıyla kapı kolaylıkla açılmıştı. Küçük aradan bedenimi geçirip onu arkada bıraktım. Neyseki o kapıyı benim gibi itmekte zorlanmamış sonuna kadar açıp girmişti.

Anında kitapliklarin arasina karışıp kitaplara bakarken bir tane psikoloji kitabı görmemle hiç düşünmeden elime aldım.

Kitaplara bakmaya devam ederken bir kaç tane daha seçmiştim. 2 ciltli bir psikoloji kitabını alırken yere oturdum umursamazca. Icini anında kurcalamaya başlarken sararmış sayfada parmaklarımı gezdirdim.

—Hyuna neredesin? Tanrım neden bu kadar küçüksün? Diye sordu Jungkook.

—Ben 1.68 boyundayım Jungkook. Çoğu kızdan uzunum. Dedim.

Sesimden beni bularak yanıma geldi bu boş dükkanda.

Ayağa kalkıp eteğini silkeledim ve yere bıraktığım 5 kitabı aldım. Tamam ağırdı ama sorun değildi.

—Bir dakika tutar misin? Diye sorup kitapları Jungkook'un eline verdim.

Çantamdan cüzdanımı çıkarıp tek omzuma astım. Cüzdanı dişlerimin arasına alırken kitapları almak için Jungkook'a uzandım.

—Tamam ben taşırım dedi Jungkook.

Cüzdanı dişlerimden çektim.

—Ver kitaplarımı. Yeterince dokundun zaten dedim.

Kitapları kucaklarken kasaya doğru gittim. Kitapları bırakırken parmak ucuma çıkarak yaşlı adama baktım.

—Bunları almak istiyorum Dedim gülümseyerek.

Kitapları satın alıp poşetledikten sonra çantama koydum hepsini. Evet oldukça ağırdı. Ancak sorun değildi.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin