1

19.9K 548 439
                                    

Şoförün açtığı kapıdan indi. Çantasını tek omzuna attı. Okula doğru yürürken herkesin ona baktığının farkındaydı. Gözleri adeta alev alev yanan kız tek elini ipeksi saçlarından geçirip arkaya attı.

Bileğindeki bileklikler ve saat parmağındaki yüzükler adeta ben pahalıyım diye çığlık atıyordu.

Tek bir kusuru dahi olmayan bedeninde basit bir okul kıyafeti bile onu diğerlerinden ayırıyordu.

Okulun içine girdiğinde pahalı ayakkabılarından çıkan ses eşliğinde müdürün odasına ilerledi.

Moon Hyuna

Müdürün odasından çıkıp sınıfıma doğru yürümeye başladım. Müdür sınıfın yerini söylediği için her zaman ki gibi kimseye ihtiyaç duymuyordum.

Bana utanmazca bakan kişilerde gözlerimi acımasızca gezdiriyor ve onların özgüvenlerini zedeliyordum.

Tüm okul şimdiden parmağımda oynamaya hazır hale gelmişti. Sınıfa girdim. Boş yerde gözlerimi gezdirirken cam kenarı en arkadan ikinci sıraya oturdum.

Etrafım dolarken bacak bacak üstüne atıp sorularını yanıtlamaya hazır hale geldim.

Soruları hepsi bir ağızdan sorarken hangisine yanıt vermem gerektiğini bilmiyordum.

—Teker teker. Dedim.

—Sorularınız daha sonra gençler. Şimdi herkes yerlerine dedi öğretmen.

Kısa bir tanışma faslından sonra öğretmen derse başladı. Zaten tanımayan yoktu. Ondan rahattim.

Sınıfa sonradan giren Jungkook'a baktım. Gözlerimiz anında kesişirken bana alayla baktı. Onun peşinde koşacağımı mı sanıyordu?

Onun gülüşüne karşılık ben de güldüm. Benim özgüvenim bu durumlar için fazla yüksekti.
Arkama oturduğunda öğretmen onun geç gelmesine bir şey dememişti.

Parmağımdaki yüzükleri döndürüyordum sıkıldığım için. Daha 10 dakka olmuştu ben şimdiden sıkılmıştım.

Sıramda yayıldım. Yüzüklerimi incelerken öğretmenin beni görmesine rağmen bir şey demiyor olması eğlenceliydi. Kendi kendime güldüm.

Ojelerimin bu rengini seviyordum. Şarap kırmızısı. Uzunlukları da ideal gibiydi.

Saatime baktım. 12 dakika. Derin bir nefes alırken sıkkınca verdim.

—Size iyi dersler Bay Kang diyerek sıramdan kalktım. Cüzdanımı alıp sınıftan çıktım.

Ellerimi arkamda birleştirip okulu gezmeye karar verdim. Gerçekten sıkıcıydı.

Adim sesleriyle arkamı döndüm.

—Bana gidiyoruz dedi ve kucağıma fırlattı çantamı Jungkook.

Omuz silkip çantamı tek omzuma alıp hafif koşar adımlarla ona yetiştim.

Adımlarını asla yavaşlatmıyordu. Tamam benim de bacaklarım uzundu ancak onun ki kadar değildi.

—Biraz yavaş yürü. Hiç sevgilin olmadi mi senin? Ne bu kabalık. Eğer yanında biriyle yürüyorsan adımlarını ona göre yavaşlatman gerekir.

Beni dinlemezken hala hızlıydı.

—Jeon aptal mısın? Diye sordum o merdivenlerden inmeye başlarken ben de tekrar koşup ona yetiştim.

Aptal misin Diye sormamdan sonra aniden bana dönmesiyle o bir basamak aşağıda ben bir basamak yukarıdaydım.

Şuan aynı boydaydık. Ve yüzlerimiz oldukça yakındı. Alnından itip yanından geçtim.

Dark Lord ~Jeon Jungkook Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz