21

637 60 32
                                    

Kapısını tıklattığı odadanın içinden 'gel' denmesini beklemeden açarak ani bir giriş yaptı odaya. Masasında oturan müdür onların geleceğini bekliyor gibi bir şey demeden sadece eliyle koltuklardan birini işaret etmişti.

Jin yanında Yoongi ile içeriye girerken oldukça gergin hissediyordu. Duyacaklarından emin olamamak ve ne ile karşı karşıya olduğunu anlayamamak onu şimdiden yormuştu. Daha fazla ne olabilir dedikçe hep daha da fazlası çıkıyordu ortaya. Yorulduğunu hissettiriyordu artık zihni de bedeni de.

Oyunun içinden başka oyun çıkıyordu resmen. Jin, kimin oyun kurucu olduğunu ise uzun zamandır anlayamıyordu. Yıllarca kendisini oyunu yöneten kişi olarak düşünmüştü ama belli ki kandırmacadan başka bir şey değildi.

Namjoon'u hastanede bırakırken içi rahat olmamasına rağmen alması gereken cevapların varlığı ile emniyete kadar gelmişti. Kafasının daha çok karışacağını düşündüğü halde duymaya hazırdı söylenecekleri.

"Sorun sorularınızı" diyen adamın yüzündeki anlayışlı ifade canını sıkıyordu Jin'in.

"Soracak bir şey yok müdür. Sen bir bir arkamızdan çevirdiğin şeyleri anlatacaksın"

Yoongi'nin cevabıyla müdür gözlerini devirerek koltuğunda arkasına yaslanarak nereden başlaması gerektiğini düşündü. Bu sırada da karşısındaki adamları inceliyordu dalgın bakışlarla.

Biraz düşündükten sonra onları tanıtarak başlamanın daha doğru olacağına karar vererek konuşmaya başladı.

"Park ailesi Bighit'in kurucusu. En yakın arkadaşı, yani Taehyung'un babasıyla işleri büyütmek istediler. Temiz insanlardı ama biraz hırslılardı. Büyümeye çalışırken de asla yapmamaları gereken bir şey olarak Gölgeye bulaştılar. Ona kanmaları çok kolay olmuştur muhtemelen. Biraz göz boyama ile her şeyin iyi gideceğine insanları inandırmak hiç de zor değil. Tabi bir yere kadar!

Şirket büyüdükçe işler çirkinleşmeye başladı. Önceden gizli saklı yaptıkları şeyleri fark ettiler. Illegal işleri artık gizlemeden yapmaya başlamışlardı. Çünkü biri yanarsa diğeri de yanardı. Bu hem Park'ı hemde Kim'i rahatsız etti ama kurtulamadılar ağından. Bir kez bulaşırsan ya ölürsün ya da ölene kadar onlara çalışırsın"

Derin bir nefes çekti içine ve elinde tuttuğu kalemle yavaşça masaya vururken elinin hareketlerini izlemeye başladı dalgın bir şekilde. Eski anılar yüzeye çıktıkça acılar, pişmanlıklar ilk günkü gibi can yakıyordu.

"5 yıl önce... Bu ikisi kurtulmak istedi Gölgeden. Ben o sıralar yeni amir olmuştum ve oldukça idealist bir insandım"

Müdür durdurdu konuşmayı. Onlara doğru alaycı bir bakış attıktan sonra alnındaki teri sildi. Anlattığı şeylerin onun da canını yaktığı belliydi. Bir kaç dakikalık sessizliği kimse bozmadı. Jin ve Yoongi de düşünüyor, her şeyi ağırdan alarak kafalarında oturtmaya çalışıyordu.

Müdür kendini hazır hissettiğinde devam etti konuşmaya.
"Bana anlattılar. Gölge ismi 20 yıldan uzun zamandır dönüyordu ortada ama şehir efsanesinden başka bir şey değildi. Ilk defa birisi çıkıp da somut bir kanıt sunmuştu bize.

Çok heyecanlanmıştım. Kendimi kanıtlayacak fırsatı bulmuştum sonunda. Davayı alırken hiç düşünmedim çocuklar. Boyumu aşacağını bilmeliydim ama benim de hırsım gözlerimi kör etmişti.

Jimin ve Taehyung o sıra 18 yaşına girecekti işte. Jungkook ise 16 yaşındaydı daha.

Ben... Ben düşünemedim. Emniyette de adamı olacağını düşünemedim. Dibimize kadar gireceği aklımın ucuna bile gelmemişti. Gölgeden bahsetmemeye çalışsam da elimde olmayan şeyler vardı.

Fake Love #JinMinWhere stories live. Discover now