19

608 59 40
                                    

"Kolun iyi mi?"

Jin cevap vermeden başıyla onayladı ona endişeli bakışlar atan Namjoon'u. Operasyonda giydiği can yeleği sayesinde kurşun ona kalıcı bir iz bırakamadan engellenmişti ama darbe alan kolu ara sıra ağrıyordu.

Namjoon bunu bahane ederek onunla konuşmaya çalışsa da Jin kimseyi dinleyecek halde değildi. Sorgu odasından çıktığından beri dosyalar arasında kaybetmişti kendisini. Evrak işinden nefret etmesine rağmen sanki devlet sırları gizliymiş gibi inceliyor, boşlukları dolduruyordu.

Onun bu hâlini gören Namjoon ve Yoongi ise endişelenmeden edemiyordu. Jimin'in o halini gördükten sonra bu kadar ifadesiz kalabilmesi çok da mümkün gözükmüyordu gözlerine ama Jin sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyordu.

Yoongi ise sadece uzaktan izliyordu dostunu. Nasıl bir ruh hali içinde olduğunu çözmeye çalışıyordu ama Jin en yakın dostunu bile kandırabilecek kadar yetenekliydi yalan konusunda.

Odanın gürültüyle açılan kapısı herkesin olduğu yerde irkilmesine sebep olurken Jin duymamış gibi devam ediyordu dosyaları okumaya.

"Kim Seokjin! Benden habersiz bunu nasıl yaparsın?"

Ismini duyduğunda müdür Bang'ın öfkeyle kızarmış yüzüne sakin bir şekilde baktı.

"Ne yapmışım?"

"Nasıl beni çiğneyerek savcılığa verirsin dosyayı? Üstelik ben yokken operasyona çıkmak da ne demek? Senin tasmanı çok boş bırakmışlar anlaşılan? Ne zannediyorsun lan kendini?"

Bütün gücüyle suratına doğru bağıran adamı dinledi oturduğu yerde. Adamın açık bıraktığı kapının arkasında toplaşıp, kendi aralarında fısıldaşan kalabalığa saniyelik bakış attıktan sonra ağır hareketlerle ayağa kalktı.

"Sizi bu kadar kızdıran şey size haber vermemiş olmam mı yoksa operasyonu Bighit'e düzenlememiz mi?"

Sakince sorduğu soruyla Yoongi ve Namjoon da ayaklanırken sıkıntılı bir yüz ifadesi ile olacakları beklediler. Kalabalık da kendi içinde sessiz sayılamayacak şekilde fısıldaşmaya başladığında müdür ona şaşkınlıkla bakıyordu.

"O da ne demek lan?"

"Çok normal bir soru sordum müdürüm. Daha önce de dosyaları teslim ettim ve operasyon düzenledik ama siz hiç böyle bir tepki vermediniz. Üstelik Seul'ün en güçlü isimlerine karşı düzenlediğimiz bir operasyondu. Kötü adamları ele geçirdik farkında mısınız? Neden şimdi sanki kötü bir şey yapmışım gibi odamı basıyorsunuz?"

Jin'in yorgun ama keskin bakışları üzerine odaklanmışken müdür ağzını açıp kapattı bir süre. Diyecek bir şey bulamayarak Jin'e bakmaktan kaçınırken gözlerini odada gezdirdi.

"Sadece... Ben senin üstün olduğum için bana rapor vermek zorundasın. Sorumsuzluğun beni kızdırıyor Seokjin"

Jin kafasını sallayıp masadaki evraklardan birisini eline alarak adama uzatırken açıkladı.

"Rapor. Odanıza getirmek üzereydim"

Müdür dudaklarını birbirine hırsla bastırarak dosyayı çekip aldı elinden sertçe. Içindeki öfkeyi akıtamadığı için daha da küplere binmiş bir şekilde arkasını döndü.

Onları izleyen kalabalığa "Herkes işinin başına dönsün!" diye bağırarak odadan çıktı.

Jin, müdür kapıdan çıkar çıkmaz masasına dönüp eski yerine oturarak dosyaların arasında kaybolmaya hazırlandı.

Yoongi daha fazla buna katlanamayarak yanındaki sandalyeye oturup "Şimdi ne yapacağız Jin?" diye sordu.

Jin elindeki tükenmez kalemi hızla hareket ettirirken "Ne konuda?" diye sordu mırıltı şeklinde.

Fake Love #JinMinWhere stories live. Discover now