just a little game ✴️ blackvelvet ✓

13

Sooyoung kafasını salladı. "Evet... Neden güven miyim?" Bunu söylerken oldukça tedirgindi. Rosé bir yandan Sooyoung ve Lisa arasında gözleri mekik dokuyordu.

Joohyun ve Seulgi ise Lisa'nın çıkışına anlam veremeden dinliyordu. Sooyoung oturduğu koltuktan kalktı ve Lisa'ya doğru döndü.

Rosé ise Sooyoung'u takip edip oda ayağa kalkmıştı. Lila tonlarında sürdüğü ojeleri kazımaya başladı Rosé istemsizce. Eli titriyordu. Sanki suçluymuşta yakalanmış gibiydi.

Ama daha yakalanmamıştı.

Lisa ona yaklaşan Sooyoung'a gülümsedi. Ve kollarını önünde birleştirdi. Sooyoung ise sadece korkuyordu. Seulgi ve Jennie'nin başına gelen şeyin kendinin başına gelmesinden korkuyordu.

Kim olsa korkmazdı ki?

Sertçe yutkundu Sooyoung. Önünde cesurca dikilen Lisa'ya döndü.

"Neyi kastediyorsun?"

Lisa ufak olan gülümsemesini genişletti.

"En safımız sensin be bebeğim. Yazık sana."

Sooyoung anlam veremez bakışlarla ilk önce arkasındaki Rosé'a baktı. Ardından Joohyun ve Seulgi'ye baktı. En son tekrar Lisa'ya döndü.

"Ne demeye çalışıyorsun?"

"Hiçbirimiz masum değiliz bu hikayede Sooyoung."

Sooyoung en sonunda sinirlenmişti.

"Ne demeye çalışıyorsun Lisa?!"

"Hani oyunun son elinden birkaç el önce Joohyun ve Yerim bir itirafta bulunmuştu ya."

Joohyun kaşlarını çatmıştı. Konunun kendine geleceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Lisa devam etti.

"Hani Yerim, Joohyun'un hoşlandığı kıza bir mektup verecekti ya. O kız kim biliyor musun?"

Sooyoung olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Hayır... Ama bunun konu ile-"

Lisa, Sooyoung'un sözünü kesmişti.

"O kız Seungwan... Peki Yerim o mektubu..." Seulgi'ye döndü. "... Seulgi'ye verdiğini biliyor muydun?..." Seulgi hızlı hızlı nefes almaya başladı. "... O da sırf ikisi birlikte olmasın diye mektubu hiçbir zaman Seungwan'a vermediğini biliyor musun?"

Sooyoung duydukları karşında şaşkınlıkla Lisa'ya bakarken asıl o arada sinir krizi geçiren kişi Joohyun'du.

Joohyun, Seulgi'yi duvar arasına sıkıştırdı sinirle.

"Sen tam bir pisliksin Kang Seulgi..."