~XXX~

568 46 21
                                    

 "Hadi ama üçkağıtçılık yapıyorsun!"

"Ben mi? Asıl sen kendine bak, masa altından Hyejoon'u kartladığını bilmiyorum zannetme!" Jungkook eliyle masanın altını işaret ettiğinde Jimin'e atabileceğim en kötü bakışı atmıştım.

"Siz ikiniz gerçekten çok fenasınız!"

Elimdeki kartları masaya atarak koltuğa geçtim ve telefonumla ilgilenmeye başladım. Benden hemen sonra peşimden söylenerek Jungkook da gelmişti.

"Sakin olun biraz alt tarafı oyun hem siz de kartlasaydınız birbirinizi ne yapalım." Jimin sırıtarak bir de üste çıkmaya çalışırken sinirlerimi bastırmaya çalışmak için çok çaba harcıyordum.

"Aramızda büyük bir fark var, o da biz düzenbaz değiliz Park Jimin."

Jungkook'un dediklerinin ardından adeta bizi duymamışcasına sağ elinin parmaklarıyla L harfi oluşturup yüzünün önüne getirmiş ve dil çıkartmıştı. "LOSERS!!!"

Biz onu ciddiye almayıp önümüze dönmüş telefondan birbirimize bir şeyler gösterip gülüşürken burada olduğunu bile unuttuğumuz suskun ikili Taehyung ve Minah masadan daha yeni kalkmıştı. "Oyun da böylece sonlanmış oldu sanırım."

Derin bir iç çekerek diğer yanımdaki yerini alan Minah'la hafif irkilmiştim. Ortam Jimin'in son bağırışından beridir oldukça sessizleşmişti. Sadece arada Jungkook'la komik capsleri görünce küçük kıkırtılar kaçıyordu ağzımızdan.

Bir süre devam eden bu sessizliğin ardından Taehyung bıkkın bir nefes vererek ayaklandı. "Kendime kahve yapacağım isteyen var mı?"

"Bana da yap hyung!" diyen Jungkook'a kötü bakışlar attı Taehyung. "Sen kıçını kaldır ve benimle gel Kook, başka isteyen var mı?"

Gözleri beni bulduğunda başımı olumsuz anlamda iki yana sallayıp telefonuma çevirdim gözlerimi. Komik şeylere bakmaya devam ederken yanımdan kalkan Jungkook'un yerini Jimin almşıtı.

"Kaç aylık oldu?" Eli hafifçe karnımın üzerinde gezindiğinde dikkatimi ona vererek gülümsedim.

"Geçen hafta altıncı ayımıza girdik." dedim gözlerim çizgi şeklini alırken. Aynı şekilde gülümsemişti. "Peki cinsiyeti?" diye soran gözleri gözlerimi bulduğunda otomatik olarak herkesin dikkati benim diyeceklerime toplanmıştı.

"Bilmiyorum." dediğimde herkesin gözleri irileşmişti haklılardı da. "Yani öğrenmek istemedim sürpriz olsun istedim, doğana kadar bilemeyeceğiz." Masumca sırıtırken mutfaktan salona doğru elinde bardakla giren Taehyung gözlerini devirmişti.

"Bari ben öğrenseydim, benim buna hakkım var."

"Olmaz Taehyung. Hem şunun şurasında ne kadar zaman kaldı ki? Üç aycık sabret."

Taehyung yine küçük bir çocuk gibi omuzlarını kıstıktan sonra dudaklarını büzmüştü. Böyle birinin çocuğu olacağına kim inanırdı ki? Daha kendisi çocuktu.

"İyi de ben şimdi ne renk hediyeler alacağım yeğenime?" İkinci bir dudak büzmesi Jungkook'tan gelmişti. Gözlerimi devirdim. "Sen de o zaman nötr davran Kook, iki cinsiyetin de kullanabileceği şeyler olsun, bak çözüldü olay."

Dediklerimden sonra herkes susmuş biçimde oturduğu yerde kendince bir şeylerle ilgilenmeye çalışıyorlardı. Ben de bu konuyla alakalı daha fazla bir şey demeyip elimdeki telefona geri dönmüştüm.

-

Taehyung'ın Ağzından

Jisun üçlü koltukta kıvrılmış biçimde uyuyakaldığından beri gözlerim hep onun üzerindeydi. Yüzündeki masumluk, uyurken daha çok kendini gösteriyordu. Dokunmaya bile kıyamayacak hale gelmiştim aylar içerisinde. Bu oldukça garip hissetmeme sebep oluyordu.

Hafifçe kaşları çatıldığı sırada rüyasında ne gördüğünü merak etmiştim. İyi miydi yoksa kötü mü? Ya da kötüyse ne kadar kötüydü...

Çocuklar gideli yaklaşık bir saat oluyordu ve Jisun'un bundan haberi bile yoktu. O hala yüzündeki masum ifadeyle uyumaya devam ediyordu. Hafifçe esnediğimde yanımdaki telefondan saate baktım. Epeyce geç olmuştu artık benim de yatmam gerekiyordu fakat Jisun'u burada iki büklüm halde bırakamazdım. Bu yüzden elimden geldiğince nazik davranarak onu kucakladım ve benim odamdaki büyük ve rahat yatağa yavaşça bıraktım.

Uyanmamış olmasına şaşırmıştım normalde o kadar ağır bir uykusu yoktu fakat muhtemelen hamilelik ve iş onu çok yorduğundan hiçbir şeyin farkında bile değildi. Üzerine terlememesi için ince sayılabilecek bir örtü örttükten sonra dolaptan kendime de bir yastık ve örtü alıp son kez Jisun'a gülümseyerek baktıktan sonra odadan çıktım. Kapıyı hafif aralık bırakıp salona indim ve az önce Jisun'un yattığı L koltuğun yastıklarını kaldırıp yatacağım yeri en azından biraz daha geniş ve konforlu hale getirmeye çalışmıştım. Yastığımı koyduktan sonra yavaşça kendimi koltuğa bırakıp örtüyü üzerime çekip yarının, bugünden daha güzel olmasını umarak gözlerimi yumdum.

.

.

.

.

.

Merhaba~

Umarım bölümü beğenmişsinizdir sanırım biraz soft biraz da karmaşık bir bölüm oldu. Bunun için üzgünüm bir sonraki bölümü daha güzel yazacağımı umarak sizleri çokça öpüyorum!

Sizleri seviyorum!

𝐑𝐞𝐝 𝐋𝐢𝐠𝐡𝐭 ℘ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin