~XVII~

747 67 16
                                    

Jisun's POV

Afallamış bir şekilde suratıma bakmaya devam ederken sinirle elimi yumruk yapıp havaya kaldırdığımda kendine gelip elleriyle yüzünü örtmeye çalıştı.

"Dur dur!" dedikten sonra durduğumu fark edince yüzündeki ellerini çekti. "Sadece hazmetmeye çalışıyordum bu bana burmanı gerektirmez."

Gözlerimi devirdim ve aramızdaki mesafeyi biraz açarak, "Zaten vursaydım da pek bir şey fark etmezdi ama konumuz bu değil şu an daha önemlisi var o da benim hamile olabilme ihtimalim."

Taehyung sağ eliyle saçlarını karıştırdıktan sonra sıkıntıyla nefesini üflerken dudakları yavaşça aralandı. "Hâlâ hiç bir şey hatırlamıyorum ayrıca ben baba olmaya henüz hazır değilim çünkü çok gencim."

"Umarım şaka yapıyorsundur Kim Taehyung." diyebilmiştim o an sadece. Sanki annelik bugünlerde benim için biçilmiş kaftandı(!)

Başını ciddi bir ifadeyle iki yana salladığında ses tonumu sakin tutmaya çalışarak cevap verdim. "Benim için de erken, ben de gencim ama yapmışız bir hata önemli olan bundan sonrası o yüzden saçmalamayı kes ve bir şeyler düşün!"

Sessiz kalışı benim sinirimi bozmaya devam ederken içeriden Jimin'in Taehyung'a seslenmesi yüzünden dikaktimiz dağılmıştı. Her an biri gelip bizi böyle basabilirdi.

"Yarın test için hastaneye gideceğim ve emin olur olmaz sana söylerim, tamam mı?"

"Ben de gelebilirim, tabi istersen."

Koridoru kontrol edip başımı iki yana salladım. "Gerek yok ben seni ararım zaten."

Ardından önce ben içeri girdim birkaç saniye sonra da o. Eski yerime geçip köşeme kurulurken Jimin tek kaşını kaldırarak Taehyung'ı süzdü.

"Sen üşümüyor muydun? Ayrıca battaniye de alacaktın?"

Taehyung şöyle bir üzerini süzdükte sonra Jimin'in yanındaki yerini aldı. "Tam alacaktım ama sonra birden ateş bastı ben de vazgeçtim." diyerek şapşalca sırıttı.

"Peki öyleyse."

Dedikten sonra bana döndü ve gözlerini üzerimde gezdirdi. Jimin'in yüz ifadesi öylesine şeyler anlatıyordu ki bizim bir şeyler karıştırdığımızı öğrenmiş olabileceğini bile düşünüyordum.

Neyseki arayan film için giren Hyejoon sayesinde Jimin'le olan bakışmamız sona ermişti ve Hyejoon'un film önerilerine odaklanmıştık.

-

Ertesi sabah güzelce kahvaltımı ettikten sonra vakşt kaybetmeden hastanenin yolunu tutmuştum. Yolda içimden binlerce kez testin negatif çıkması için dua etmiştim.

Hastaneye girip gerekli işlemlerin uygulanmasından sonra testin sonucunu öğrenmeme ramak kalmıştı ve ben stresten tırnaklarımı dişlemeye başlamıştım. Hatta doktorun odasının önünde etraftakilere aldırmadan bir sağa bir sola gidip geliyordum.

"Lee Jisun?"

Doktorun sesi kulaklarımı doldurduğunda yere mıh gibi çakılmıştım hafif titreyen vücudumla. Yavaşça başımı kaldırıp doktora baktığımda bana içeri geçmemi işaret etmişti.

Usulca açılan kapıdan bedenimi içeri sokup doktor masasının önündeki sandalyelerden birine oturmuştum. Doktor da karşımdaki yerini alınca stresimin daha da çok arttığını hissetmiştim.

"Bayan Lee dünyanın en güzel duygusu olan annelik duygusunu tadacaksınız, bebeğiniz 1 haftalık." diyerek gülümsediği an beynimde çakan şimşekler eşliğinde idrak duygumu yitirmeden önce konuşmam gerekiyordu.

"1 haftalık mı?"

Aynı sıcaklıkta gülümseyerek başını salladığında elindeki ultrason fişini bana uzattı.

"Kendisi henüz bir fasulye tanesi kadar bile değil."

Titreyen ellerimle usulca elindeki fişe uzandım ve resmi incelemeye başladım. Gerçekten de bir nokta kadar minicikti. Ama onun şu an içimde olması bile beni çok etkilemişti. Garip bir duygu silsilesi içindeydim.

"O... gerçekten de minicik." diyebilmiştim sadece. Ardından doktor güç vermek için elimi sıktı.

"Endişelenmeyin bir hafta içinde bile bundan daha büyük olacak ayrıca sizin gibi bir annesi olduğu için çok şanslı olduğunu hissediyorum. Bu arada babası nerede acaba? Genelde ilk ultrasonu kaçırmak istemezler diye biliyorum."

"Ah, babasının işleri yoğun olduğu için gelemedi. Yoksa eminim kaçırmazdı."

Taehyung... şu an aklımdaki tek soru ona söylemeli miydim? Bilmese ne olurdu ki? Ona karşı bir duygu beslemiyordum bu yüzden kendi açımdan söylemesem de olurdu ama bebek... babasının kim olduğunu ve nerede olduğunu soracaktı elbet bir gün ve ben o zaman ne cevap verecektim? Ayrıca diğer bir yandan da babası olan Taehyung'ın da en az benim kadar hakkı vardı bunu bilmekte.

Derin düşünceler havuzumda boğulmadan bir an önce çıkmalıydım buradan. "Şey doktor hanım başka bir şey yoksa ben artık gidebilir miyim?"

Başını onaylarcasına sallayıp beni kapıya kadar geçirdi. "2 haftada bir kontole gelmeyi unutmayın." Gülümsemesinin ardından o anlık yalancı bir gülümseme attım içim kan ağlarken ve daha fazla bir şey demeden ayrıldım.

Arabama binip evin yolunu tutmuşken hâlâ aklımda dolanan binlerce soruya cevap bulamıyordum. En basitinden Taehyung'a söylemek konusunda bile hâlâ emin değildim her ne kadar bu onun en doğal hakkı olsa da.

Sabahın köründen merhabaaa! Umarım beğenirsiniz. Lütfen oyları yüksek tutalım ki benim de yb yazma isteğim artsın. Unutmadan sizleri seviyorum 🤗❤

𝐑𝐞𝐝 𝐋𝐢𝐠𝐡𝐭 ℘ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin