Sert bir kapı çarpılma sesi geldiğinde gözlerimi şeytanın yüzünden alıp kapıya baktım abim gitmişti.

Eceyle Yiğit yanıma geldiklerinde iyi misin diye sordular, başımı sallamakla yetindim.

Şeytan elini kaldırdı ve burnuma götürdü yavaşça dokundu ve kanı sildi. Bunu yaparken çenesi kasılıyordu.

"Pekala, bugünlük yeter benimle geliyorsun" dedi ve ayağa kalktı elimden tutup benide yavaşça kaldırdı.

"Dolunay iyi olduğuna emin misin?" Dedi Ece.

"İyiyim merak etme" dedim.

Şeytan konuşmaya başlayınca sorar gözlerle ona baktım.

"Bir süre ortalarda yokuz bizi idare edin." dediğinde ağzım açık ona baktım ne demek bir süre ortalarda yokuz?

Ben şaşkın şaşkın ona bakarken Yiğit araya girdi. Onunda kaşları havalanmıştı.

"Nereye gideceksiniz?" Dedi

Şeytan sırıtarak Yiğit'in yanına geldi ve bir elini onun omzuna attı. "Bu seni hiç ilgilendirmiyor köpecik" Dedi, yanıma gelip elimden tuttu ve kapıya doğru yürümeye başladı. Ben hala daha şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.

Kapıdan çıktığımızda nereye gittiğimizi bilmediğim için durdum şeytan benim durmam üzerine kafasını bana çevirdi ve sorar gözlerle baktı.

"Gelmek istemiyorum" dedim.

Tek kaşı havaya kalktı ve huzursuzca söze girdi. "Gelip gelmemek istediğini sormadım, geliyorsun dedim."

Elini elimden kurtarmaya çalışırken konuşmaya başladım. "Hayır, gelmiyorum" onunla inatlaşmaya başlamıştım ne sanıyordu kendini? Çokta fazla tanımadığım biriyle hayatta bilmediğim bir yere gitmezdim. Özellikle bu kişi şeytansa... Neden bir şeytana güveneyim?

Şeytan bıkkınca bir nefes verdi ve bana döndü "Geliyorsun" dedi sakince ve gözlerime baktı. Elimi tekrar tuttu ve yürümeye başladı. Onunla gitmek istemiyordum durmaya çalıştım ama başaramadım. Ayaklarım benden habersiz hareket ediyordu.

Bunun neden olduğunu düşünürken beynimde bir şimşek çaktı.

Sen şeytana bağlısın...

Ben bunu nasıl unutmuştum?

Kasabanın içinden ormana doğru yürüyorduk. Kasabada ki bazı kişiler bize bakıyordu ve bu rahatsız ediyordu. Ama genellikle şeytana bakıyorlardı.

Kasabadan çıktığımızda ormanın içine girdik, burada kendimi huzurlu hissediyordum normalde bu karanlık ormandan korkmam gerekirdi...

Orman çok güzel kokuyordu sanki kendine has bir kokusu var gibiydi.

Gözlerimi kapattım ve şeytanın beni yönlendirmesine izin verdim. Ormanın sesini dinlemeye başlamıştım kuş seslerinden farklı seslerde geliyordu, daha önce hiç duymadığım seslerdi.

Sonunda durduğumuzda gözlerimi açtım ve bir şelaleyle karşılaştım burayı hatırlıyordum abimin bana açıklama yaptığı zaman buraya gelmiştim aynı zamanda burası şeytanla ilk karşılaştığımız yerdi...

Sorar gözlerle şeytanın yüzüne baktım, neden buraya gelmiştik?

Biranda elimi bıraktı ve üstündeki askılı tişörtü çıkarıp kenara attı. Karşımda sadece pantolonuyla duruyordu.

Yanaklarımın kızardığını hissettim ve bakışlarımı ondan çektim, onun dışında her yere bakmaya çalışıyordum mesela ağaçta ki kuşa...

Şeytandan gülme sesi geldiğinde bakışlarımı yüzüne, Kesinlikle yüzüne başka yere değil(!) çevirdim.

"Neye gülüyorsun?" dedim ve sorar gözlerle ona baktım.

"Utanmana gerek yok bakabilirsin ne de olsa bağlı olduğun kişiyim" Dedi. Bense kırmızı renkten mora dönmüştüm.

Sinirli bir şekilde iç çektim. Şelaleye doğru yürüdüğünde hala daha yerimde ona bakıyordum.

İlk ayaklarını soktu masmavi suya sonra yavaşça ilerlemeye başladı, bense büyülenmiş bir şekilde ona bakıyordum.

Su beline kadar geldiğinde durdu ve bana döndü,"Orada duracak mısın yoksa gelecek misin?" Şeytanın sesleniyişiyle kafamı kaldırıp yüzüne baktım elini havaya kaldırdı ve bana doğru uzattı.

Bende havada ki eline bakarak suya doğru ilerlemeye başladım...

........

Çok uzun ve güzel bir bölüm oldu :-)

Bu seferki oy sınırımız 15 dostlarım:-)

Hepinizi çok seviyorum sonra görüşmek üzere 😘 😘

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now