Birazcık acıtınasyondan kime zarar gelirdi dimi?

"Peki madem 1 saat sonra gidersin."

Sevinçle el çırptım. Yaşasın be!

Bayan Kang odadan çıkarken sevincim hala zirvedeydi.1 saat boyunca aralıksız telefon oynayacaktım.

"Çok fenasın Hana"

"Eh kimin kankasıyım."

"Kankan için niye izin almadın peki Hana-sshi neyse benim şimdi gitmem gerekecek. Biliyorsun edabiyatçı bana takmış durumda"

"İyi git o zaman"

"Ben gidersem sana kim bakacak?"

"Ben kendime bakarım Min bebek değilim."

"Düz yolda bile düşen bir insansın Hana, o yüzden senin için birini çağırdım."

"Gerek yoktu ama neyse kimi çağırdın?"

"Namjoon"

Tükürüğüm boğazıma kaçarken omzumu patpatladı

"Sevgili olursunuz artık"

"Ne zaman öğrendin Min?"

"Benden kaçmaz"

Göz kırparak yanımdan uzaklaştı. Hadi ama ben o ukalayla nasıl sevgili olurdum ki?

Basketbol da girdiğimiz iddiada umarım ben kazanırdım. Yoksa rezil olmak an meselesi olurdu.

Birde sesimi kaydetmişti o yakın dostum olacak hain!

"Merhaba Hana"

Okula daha bugün gelmişti ve ben onu 3.keredir görüyordum. Sürekli karşıma çıkmasa ne olurdu sanki!

Bir kamyon dolusu küfür edecektim sonunda o olacaktı!

"Seni çok kolay yeneceğim Hana"

"Pardon da senin beni yenmen matematikçinin bana düşük puan vermesiyle aynıdır."

"Merak etme yakında kurduğun tahtı kıracağım."

Ne diyordu bu değişik?

"Algılamadın sanırım yani kısacası okul birinciliğin elden gidiyor."

Bu değişik her dalda bana rakip olmaya felan mı gelmişti?

Değişik işte ne olacak!

"Beni asla ve asla hiç bir şeyde yenemezsin Kim Namjoon!"

"Asla ve asla deme Choi Hana"

"Sen bana bakmaya mı geldin yoksa laf dalaşına mı? Git bana su getir."

"Amaç dersten kaçmak diyelim"

"Benim sayemde dersten kaçmış oluyorsun git ve bana su getir."

"İyi madem getiriyorum."

"Yanında kola ve karışık tost olsun"

Sinirle baş sallamasına gülerek geriye yaslandım. Sanırım bu 1 saat içinde gerçekten eğlenecektim.

Telefonumdan herhangi bir oyuna girdim. Süründürecektim o ukalayı

Bana dediği her bir kelime için pişman edecektim

Aslında ona karşı bir kinim yoktu ama hareketleri ve davranışları bana ters geliyordu, şöyle ağzının ortasına vurasım geliyordu

Bir kaç dakika içinde Namjoon gelirken aldığı eşyaları yanımdaki küçük çekmecenin üstüne koydu.

"Ben telefonla oynuyorum. Yedir bana yemeğimi"

"Gördüğüm kadarıyla elin ve kolun yerinde duruyor. O yüzden kendin yiyebilirsin."

"Hatırlatırım ki benim sayemde dersten kaçt-

"Bir daha bana benim sayemde veya ders lafı felan çıkarsa seni müdüre şikayet ederim"

Yalnız ben bunu döverim! Sen kimsin ki beni tehdid ediyorsun köpek!

"Çok merak ediyorum beyefendi acaba hasta birisini neden durup dururken müdüre şikayet ediyorsun?"

"Hasta olmadığın halde burada yatıyorsun."

Sanırım foyam ortaya çıktı

Ama yalan söylemiyordum ki kafama top gelmişti top hemde eşşek ölüsü kadar ağır olan basketbol topu!

"Ne biliyorsun da konuşuyorsun sen ha, ölecektim ben neredeyse"

"Basketbol topuyla mı?"

"Evet"

"Hiç sanmıyorum, basketbol oyuncusu olarak kim bilir kafana kaç kere top gelmiştir"

Sen her şeyi bilmek zorunda mısın ya!

Gözlerim ona doğru ateş fışkırtırken hiç beklemediğim bir zamanda içeri hızla nefes nefese kalmış Jimin girdi.

Ne işi vardı bunun burada?

"İyi misin?"

Kollarını bana sararak sorduğu cümle sadece bir an yumuşamamı sağlarken anında kendisini çokta hızlı olmayacak şekilde ittim.

"Bu kim?"

"Öncelikle ben bu değilim adım Kim Namjoon"

"Her ne haltsan neyin oluyor? Akraban felansa bir şey yapmayacağım"

İşte şimdi elime düştün Kim ukala Namjoon!

Kollarımı Jimin'e sararak dudaklarımı büzdüm. Bunu yaptığım için kendimden iğreniyorum

Bebeksi sesimle konuşmaya başladım. Eminim itici duruyordum ama Jimin'e göre mükemmel gözüküyorumdur.

"Jimin-sshi bu Namjoon sen gelmeseydin beni öpecekti,senin için bekaretini koruduğum dudaklarımı öpecekti"

Hem ağlayarak hemde bebeksi çıkarmaya çalıştığım sesimle ben bile kendime şaşırmıştım. Oscarlığı cebimden çıkarırdım ben heheyt be!

Namjoon'un gözleri anında pörtlerken Jimin'in yanağına öpücük kondurdum.

"Çok korktum Jimin"

Seni şu an kullandığım için özür dilerim Jimin ama ilk defa işime yarıyorsun

"Beni bekle aşkım ben hemen bu gereksizi halledip geliyorum."

Jimin, Namjoon'a doğru dönerken Namjoon'a göz kırptım.

Bana bulaşmayacaktı kendi kaşınmıştı sonuçta

Eh bana da kaşımak görevi düşüyordu

Şimdi görsün işte ukalalığı!

Çok bilmiş

Bir sonraki bölümde görüşürük aşkuşlarım~💜

Tall✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin