Bölüm 24: Hediye

6.1K 404 746
                                    

Şokla gözlerimi açmış tepki vermeden dudaklarımın üstündeki dudakları izliyordum. Evet, bu sikik bir rüya değildi ve yıllardır aşık olduğum kız bana doğum günü hediyemi veriyordu.

Üstelik hayatında verebileceği en mükemmel şekilde yapıyordu bunu. Ağzımı oynatmak için tam beline sarıldığımda kafasını bir anda benden çekti. Gözlerinde hiç görmediğim, hayran olunası derecede parıltıları vardı. Benimle oynuyordu.

Yine de ona bir şeyler söylemek yerine heyecandan nefes nefese kalmış halimi düzeltmek istedim. Günlerdir hazırladığı hediyesi bu muydu?

"Benimle gel."

Ayrıldığı dolgunluklarımın üzerine bedenimi yere yığacak seksilikte fısıldadığında kırmızılıklarını seyrettim. İtâatkar bir şekilde merdivenlerden çıkıyorken odamızı buldu.

Üstünde siyah bir palto vardı. Bunu beni gözlerimin en derinine bakarak yatağa oturttuğunda fark ettim. Fakat aklım hiç bir şeyi almıyor olsa gerek, odanın mumlarla aydınlatılmış olması bile garip gelmiyordu.

Jennie beni öpmüştü.

En yakın arkadaşım beni öpmüştü.

Çocukluğumdan beri aşık olduğum kadın beni öpmüştü.

Rüya ise uyanmayı asla istemediğim türdendi. Düşüncelerimi boş vererek minik bedeninden ayırdığı paltosunu seyrettim.

Siktir.

Üstünde giymek istediği geceliklerimden biri vardı. En sevdiği. Kırmızı olanıydı ve size yemin ederim ona bir saniye baksanız bile Tanrı olduğunu düşünürdünüz. Derin bir nefes alma ihiyacı hissettim.

Fakat adımları bana yönelen kız vücudunun her yerini belli edecek arsızlıkta kucağıma oturduğunda bu imkansız hale gelmişti. Nefesim boğazımda kaldığımda öksürük krizine girmiş ve dibimdeki seksi hatunun kıkırdamasına yol açmıştım.

Şimdi gerçekten bir rezildim, fakat biliyor musunuz? Umurumda olan tek şey aklımın çalıştığı kucağımdakiydi.

"Hediye olarak sana kendimi vereceğimi söyledim, sapık. Bedenimi değil. Bana yiyecekmiş gibi bakma."

Sanki daha geçen gün bana 'en yakın arkadaşım' demiyormuş gibi rahattı. Fakat aklımda o kadar soru işareti vardı ki, bunun hayatımda görebileceğim en gerçekçi rüya olup olmadığını anlamak için bakışlarımı çektim ve alnına kısa bir öpücük kondurdum.

İki yana attığı bacaklarını heyecandan titreyen bedenime tıpkı bir kedi gibi sürterek ellerini enseme koydu. Tırnakları orada tüylerimi diken diken edecek arsız bir yolculuğa çıktığında, kelimelerine tezat olarak beni baştan çıkarmasını seyrettim.

"S-sen yani b-biz en yakın ark-"

Cümle kurmayı unuttuğumu fark etmiş olacak ki mumların aydınlattığı odada dudaklarındaki gülüşü saklamadan konuştu. Çok güzeldi, önünde eğilip ibadet etmemi isteyeceğim türden.

"Biz en yakın arkadaş değildik aptal. En yakın arkadaşlar birbirlerinin boynunu öpmez."

Kaşlarım kalktı. Şaşkındım ve olayları henüz kavrayamıyordum. Taehyung ile her gün beni hiç sevmeyeceğini söyleyerek içip ağlıyordum yahu. Cidden rüyaydı. Ellerimi onun ince belinden kaldırarak canımın yanmasını sağlayacak tokatlar attım.

"Uyan Lisa. Bak her gün Jennie'yi altına aldığın rüyalar görüp ıslak pijamalarla uyanıyor olabilirsin ama hiç sırası değil kızım."

into it || jenlisaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora