Bölüm 23: Tüm Gün Yatakta

6K 400 541
                                    

"Hayatında ilk defa okulu astın."

Şaşkınlıkla mırıldandım. Evet, Jennie ilk defa okula gitmek istememişti. Evde benimle birlikte geçiremediği bir haftasını geri alabilmek için vakit geçirmenin, suratı gazete kağıdı gibi buruşmuş yaşlı matematik hocamızdan daha iyi olduğunu savunmuştu.

Eh, ben bu düşünceyi başından beri destekliyordum. Sabah kucağımda beni tatlı öpücükleriyle uyandırırken üstüne geçirdiği Queen baskılı en sevdiğim tişörtümü üstünde gördüğümde kalp krizi geçirecektim.

Jennie benim tişörtlerimi asla giymezdi, fakat ondan büyük olan bedenimi kullanarak kendisinin kıçında biten bir elbise olarak kullanışı garip olmuştu. İlk üç dakika bacaklarını belime sardığı için açıkta kalan kırmızı renkteki külotuna bakmamak için çaba sarf etmiştim.

Şimdi ise yaklaşık on dakikadır üstümde ata biner gibi oturmasını nasıl hazmedebildiğimi düşünüyordum. Gerçekten, Tanrı bana İsa sabrı vermiş olmalıydı.

Tatlı bir şekilde uyandığında dalgalı duran saçlarının kokusunu burnuma çektim ve üzerimde yatması için kafamı yastığa geri bıraktım. Madem okula gitmeyeceğini bana bu kadar mükemmel bir şekilde uyandırarak haber vermişti, özlemimi gidermemde bir sakınca yoktu.

"Uzan göğsüme bebeğim."

Mırıldanarak ince belindeki ellerimi okşadığımda sözümü ikiletmeden kafasını boynuma koyarak üstümde yatar pozisyona geçti. Bu durumda bile minicik kalışına kıkırdamak istedim.

Ellerim rahatlatıcı bir şekilde omuzlarına çıkıyor, tüm üst vücudunun kıvrımlarını ezberleyerek beline doğru iniyordu. Kalbinin hızlandığını ve nefes almayı durdurduğunu hissettim.

Saçlarına ufak ufak öpücükler bırakarak tatlıca mırlamalarını dinledim. Benim yanımda bir bebek gibi nazlanmasına bayılıyordum.

"Planımız ne?"

Yaramaz parmaklarım en sonunda göğüslerinin yanındaki kıvrımda durdu. Ara sıra verdiği nefeslerle kafasını boynumdan kaldırdığında göz bebeklerinin koyulaşmış olmasına bakındım.

Konuşmak için ağzını açtı fakat güzel dudakları bana epey yakınken bunu yapmadı. Birbirimize olan bu yakınlığımız yüzünden konuştuğunda dolgunlukları çeneme değecekti.

"Tüm gün yatakta seninle vakit geçirmek ve sonra,"

Çene kaslarımın tam üzerine sulu bir öpücük bırakarak kalbimin teklemesine sebep olan sevimli bir gülücük bıraktı.

"Doğum günü hediyen."

Ah doğru, onun etkisinden bana sürekli hatırlattığı bu doğum günü hediyesini unutmuştum. Buna gerek yoktu, bu kadar önemsediği her ne ise beni meraklandırmaktan öteye gitmiyordu. Uğraşmasını, para harcamasını istemiyordum.

Benim için en önemli hediyenin varlığı olduğunu bir çok kez tekrarlamıştım oysa ki. Yine de huysuzca hevesini kaçırmak yerine gülümseyerek kafasını salladım.

Sırıttığında gözüken diş etlerini gösterecek şekilde ağzını açtı. Bu tatlı hareketini ısırmak istiyordum, gerçekten onun yaptığı tüm bu bebeksi hareketler üstümde çığır açacak bir etkiye sahipti.

"Acıktın mı?"

Kafasını iki yana salladı. Soruma cevap vermek yerine tatlı bir bebek gibi dilini dişlerinin altına alarak ses çıkatttığında yüzlerimizi daha da yakınlaştırdım.

into it || jenlisaWhere stories live. Discover now