Bölüm 11: Seni Seviyorum

5.4K 404 177
                                    

Dudaklarını büzdüğünde bu tatlı haline gülmemek için belindeki ellerimi daha da sıktım.

Jisoo'nun evine götüreceğimi söyleyip kendi evimize gelmem, onun çığlık çığlığa o küçük patileriyle bana zarar verecek olmasını sanıp bir sürü vuruşları... En sonunda kucağıma alıp eve zorla sokmam vardı.

Şimdi ise halinden hiç memnun değilmiş taklidi yaparken epey kötü bir oyunculuğu olduğunun farkında değil gibiydi. Oysa kafasını boynuma dayanamayarak yerleştirmesi ve hissetmeyeceğimi sanıp tatlı tatlı boynumu koklamasını bilmiyorum sanması komikti.

Kaç gündür kendini odasına kilitlediği için beraber uyuyamazdık. Üstelik benim onsuz uykuya dalamadığını bildiği halde ilk defa bu acımasızlığı bana göstermişti.

Onu suçlamıyordum çünkü canını yakmıştım. Benim minik kızımı değersiz hissettirmiştim ve onu üzmüştüm. Her şeyi hak ediyordum .

Yavaş yavaş koltuğun üzerinde yaydığı bedeninin gevşediğini hissettiğimde kısa eteğine değmemesi için uğraştığım bakışlarım bugünlük açık bıraktığı saçlarına yöneldi.

Ona her zaman saçlarını zorla toplattırır, bu sene yeni aldığım uzun eteği giydirirdim. Lisenin ilk günü aklıma her geldiğinde deli oluyordum çünkü.

Aynı liseye gitmek için çok fazla uğraşmamıştım. Ailelerimizin zengin olması bu olayı kolayca çözmüştü. Onu en iyi okulda büyütmek istiyordum. Hiçbir zaman dersleri sevmediğim ve daha çok spor ağırlıklı dallarla uğraştığım için okul konusu pek sıkıntı değildi.

Yıllık seksen bin dolar derslere girmeme ve notlarımın iyi yazılmasına yetiyordu.

Her neyse, okulun ilk günü o sikik yere girdiğimizde tüm herkesin ağzının suyunu akıta akıta ona bakması yüzünden resmen katil olacaktım.

Eh minicik vücudunun mankenlerin özeneciği kadar fit olması, o herkesin tapabileceği kediye benzeyen suratı ve altındakinden başka bir şeyi düşünmeyen erkeklerin gözde tipiydi.

Benim popüleritem daha okula gitmeden ulaşmıştı ama Jennie, o okulda büyük bir patlama yaratmıştı.

İlk teneffüste yanında doluşan onca insanı ve çıkışta gelen milyon teklifi hepsini döverek geri çevirmiştim.

Fakat bu yetmeyecekti. Bu yüzden Jennie'nin güzelliğini en aza böyle indirgeyebilirdim. Ama o, böyle bile herkesten güzeldi.

Bir ortama girdiğinde ışıkları üstüne çekmesini biliyordu.

Boynuma fındık burnunu sürtmeye ve her zaman içimi hoş eden küçük mırıltılarını bıraktığında gülümseyerek konuşmuştum.

"Uykun mu geldi bebeğim?"

Mırıldanmaları bana cevap vermek için kesilerek konuşmaya döndü.

"Hıhı. Beni odama bırak da uyuyayım."

Hala tek başına uyuyacağını düşünüyorsa yanılıyordu. Onun günlerdir bana hasret bıraktığı bu bebek kokusunu bir kere duymuşsam asla bırakmazdım.

Belindeki ellerim kalçasını bulduğunda onu daha da güvenli bir hale getirerek ayağa kalktım.

"Uyuyalım o zaman."

Onu bırakmayacağımı anlasın diye söylendiğimde beklediğimin aksine karşı çıkmadı. Beni özlediğini biliyordum.

Karşı odaya adımlarken düşmekten korkan kolları boynumu sıkıca sarmıştı. Onu asla bırakmayacağımı bilmiyordu oysaki.

Kollarımın arasında küçücük bir bebek gibi kalmasını seviyordum. Benim anca omuzlarıma gelen kısa bir boya sahipti. Ondan epey iriydim ve bunun hoşuma gitmediğini söyleyemezdim.

Ayrılmak istemediğim bedenini geniş yatağa bırakarak gözleri kapalı küçüğümün çenesine bir öpücük bıraktım.

Her şeyine özlem duyan dudaklarım tüm bedeninde gezinmek için can atsa da ondan özür dilemem gerekiyordu.

Hala uyumadığını öpücüğümden sonra hızlanan nefeslerinden anlamıştım. Her yakın temasımızda saklayamadığı bir heyecanı mutlaka oluyordu.

Sebebinin daha önce biriyle ilişkide bulunmasının olduğuna emindim ve bunun sebebini bile bile verdiği tepkiler deli gibi hoşuma gidiyordu.

Burnunu burnuma sürterek kapalı gözlerinin üstündeki kirpiklere baktım. Muhteşemdi. Her zerresi beni öldürebilirdi.

"Özür dilerim."

Sözlerim boncuk gözlerinin açılmasına sebep olduğunda dudaklarına epey yakın olan dudaklarımı uzaklaştırmayarak devam ettim.

"Sen bu hayattaki tek değer verdiğim insansın Jennie. Senden sıkılmadım, sana yaptığım şeylerden ve seninle yaptığım hiçbir şeyden sıkılmadım."

Sözlerimin deli gibi hoşuna gittiğini biliyordum. Kendimi dışarıya açmayı bırakın birileriyle konuşmazdım bile. Çoğu konuşmam ya kavga ya da Jennie'nin sebep olduğu olaylar yüzündendi.

O benim hayatımda bir devrimdi ve farkında bile değildi.

"Beni değiştirdin Jennie. Hayatımda yapmayacağım dediğim ne varsa senin için yaptım ve asla pişman olmadım. Her şeyini seviyorum."

Çok duygusaldı. En ufak sözüme bile duygulanıp ağladığını biliyordum ve şu an bunu yapmamak için kendiyle büyük bir savaş veriyordu.

Dudaklarının tam kenarındaki bene küçük bir öpücük kondurduğumda hızlanan nefesleri gülümsememi sağlamıştı.

"Benimle duş almanı seviyorum."

Dudaklarımı yukarı çıkararak dudağının üstündeki orta yere öpücük kondurdum.

"Sana yemek yapmayı seviyorum."

Daha üste çıktım. Burnunu öptüm.

"Korktuğunda kucağımda saklanmanı seviyorum."

Ve daha yukarı. Her heyecanlandığında olduğu gibi çattığı kaşlarının ortasını öptüm. Bu düzelmesine sebep olmuştu.

"Küçük bir bebek olmanı seviyorum."

Daha yukarı çıkarak en sonunda alnını öptüğümde, onun bu cümleyi benim söylediğimden daha arkadaşça anlayacağına emindim.

Fakat dudaklarımın arasından fısıltıyla çıkan cümleler, bunu kendime ilk defa itiraf etmeme sebepti.

"Seni seviyorum, Jennie."

Bölümü beğendim siz de beğenmek zorundasınız.

Sour Candy nasıldı ben çok beğenmedim başta ama şu an aşığıyım sanırım ve bir sürü rekor kırmış.

Neyse bir tek jennie stanim sanırım şuan fark ettim keşke benimle de şarkı söylerken seks yapsa

into it || jenlisaWhere stories live. Discover now