30🐛Gerçekler

48.3K 5.4K 4.5K
                                    

Multimedya: Sam Tinnesz - Leading The Pack

Keyifli Okumalar...

(Uzay'lının yazılan en uzun bölümü oldu, o yüzden yıldızlar parlasın. Yorumları yağsın 😘)


"O mutlu olduğunda benim güneşim ışıldıyor,
o üzüldüğünde güneşim kaybolup yerini karanlığa bırakıyor."

"⭐

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yavuz'un mekanı her zamankinden kalabalık gibiydi. Her masa neredeyse doluydu. Kafede bugün birinin doğum günü partisi düzenleniyor olmalı ki her bir yerden renkli, parlak süslemeler ve balonlar sarkıyordu. Tuna bu görüntüyle yüzünü buruşturmadan edemedi. Oldum olası abartılı kutlamalardan hoşlanmazdı.

Sedef gelmeden hastaneden ayrılıp soluğu kardeşinin kafesinde almışlardı ve o kısa sürede elbette ki öfkesi bir nebze olsun azalmamıştı. Asel'e bir şeyler kanıtlayadursun telefonundan da olmuştu. Bugünü hiç böyle hayal etmese de bu akşam eve eli boş dönmemeyi kafasına da koymuştu. Daha öğlen bile olmamıştı, akşama kadar bunun için fazlasıyla zamanı olacaktı.

Yavuz sonunda onlara bir masa ayarlayabildiğinde yanlarında çok fazla durmadan işine geri dönmüştü. Zira şu an herbir çalışan bir yere koşturuyordu. Doğum günü sahibi her kimse çevresi hayli geniş birisi olmalıydı. Dikkatini tekrar masanın etrafındaki üçlüye odakladı. Kerime bulunduğu durumdan hoşnutsuz bir şekilde yüzünü ekşiterek parmaklarını masaya vuruyordu. Uzay ise sırıtarak elindeki telefonla uğraşıyordu. Bu herifin kardeşiyle mesajlaşıyor olması Tuna'nın dinmeyen öfkesine yine ekstra bir katkı sağlamıştı.

Gözlerini Veli'ye çevirdi. Adam geldiğinden beri diken üstünde gibiydi. Sürekli etrafına bakınıp duruyordu. Hastanede bile bu kadar gergin değildi. Üstelik telefonunu kırarken hayli keyifliydi. Şimdi bu hareketlerine bir mana bulmak zordu. "Bir sıkıntı mı var Veli?" dedi gözlerini kısarak.

Veli gözlerini ona çevirdi ve kaşlarını kaldırdı. Adamın eli yüzü fazlasıyla düzgündü. Hatta şu kızların içine düşeceği tiplerden bile sayılırdı. Bir cast ajansına başvursa en saçma ve boş ama bir o kadar da reytingli dizilerin aranılan yüzü olabilirdi. Bu tiple ne diye koruma olmuştu ki? Gerçi Kerime de en ünlü mankenlere taş çıkartır gibiydi. İkisi de bu koruma işinde fazla eğrelti duruyorlardı.

"Aslında," dedi Veli sıkılgan bir vücut diliyle. "Benim tuvalete gitmem gerekiyor."

Tuna kaşlarını çattı. "Git o zaman. Korkma, yemezler patronunun oğlunu."

Veli yavaşça ayaklandı. "Gerçekten içimi rahatlattınız Tuna Bey." Uzay'a baktı ama herif hala telefonuyla uğraşıyordu. "Uzay Bey ben kısa sürede dönerim. Kerime yanınızda olacak, merak etmeyin."

Uzay ona bakmadı yine. "Bana uzak Allah'a yakın olsun."

"Anlamadım," dedi Veli. Kerime ise yine tüm ilgisini Uzay'a yöneltmişti. Yeşil gözleriyle adeta adamı deliyordu. Asel'in gözleri de yeşildi ama asla bu kadının ki gibi tehlikeli pırıltılara sahip olmamıştı.

UZAY'LIWhere stories live. Discover now