12🌟Tatlı Sensin

56.1K 5.6K 3.1K
                                    

Multimedya: Across The Oceans - New Empire

Keyifli Okumalar...

🌟
"Her şey Uzay'a yasak zaten!"
🌟

🌟"Her şey Uzay'a yasak zaten!"🌟

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌟

Aynı anneden doğmak insanları aynı kişilikte yapmıyordu. Mesele Tuna ve Yavuz'u ele alalım. Tuna tam bir kafa ütümele makinesiyken, Yavuz pamuk gibiydi. Görünüşleri bile birbirine benzemezdi, benim Tuna'ya Yavuz'dan daha çok benzediğimi söylesem yalan olmazdı yani. İki kardeş tamamen birbirinden farklıydı anlayacağınız. Dikkat ettiyseniz di'li geçmiş zaman kullanıyorum. Sinirliyken bir insan Tuna'ya bu kadar mı benzerdi?

Bugünkü dersimizden çıkarmamız gereken sonuç şuydu: Kardeşler olur olmadık zamanlarda birbirlerine benzeyebilirlerdi.

"Yavuz dur ya!" dedim ona ahtapot gibi sarılarak.

"Ulan sen kimsin de benim kardeşimi öpüyorsun?" diye bağırdı Yavuz, beni önünden çekmeye çalışarak.

"Yanağımdan öptü ya, masumane yani. Gerçekten."

"Yemem kızım ben bu yalanları! Tamam, mutlu ol diye eyvallah ettik ama öyle kolay da seni yedirmeyiz kimseye!"

"Ben Asel'i yemedim," dedi Uzay. Muhtemelen Yavuz'a sarılı durduğum için öfkeli öfkeli ona bakıyordu.

İnşallah bir yerleri yıkmaz!

"Yemedin mi?" dedi Yavuz bağırarak. "Bir de yeseydin!"

"Canı acır!" dedi Uzay dişlerinin arasından.

Yavuz adeta kükredi. "Acımasa yiyeceksin yani!"

"Tadı güzel ama yine de yemem."

Ay sıcak bastı. İçimdeki fil yine hareketlendi.

"Ne diyorsun oğlum sen? Suratını dağıtacağım, bırak Asel!"

"Ya Yavuz yanağımdan öptü diyorum."

"Ben de bunu yedim öyle mi?"

Zemin titredi. Bu kez öfkeyle sesini yükselten Uzay'dı ki, beni geri çekip Yavuz'un karşısına da dikilmişti. "Sen yiyemezsin!"

Yıkacak ortalığı yine! Allah'ım bu Uzaylı civciv en sonunda İstanbul'u başımıza yıkacak!

Yavuz onun yakasını kavramaya yeltenmişti ki Uzay'ı hızla geri çektim. "Yanlış anladın civciv. Öyle demek istemedi Yavuz."

Uzay öfkeli öfkeli yüzüme bakarken Yavuz'un çalan telefonu sonunda imdadımıza yetişti. Yavuz kısa bir an durup Uzay'ı dövmekle cebindeki telefona cevap vermek arasında kaldı ama mantıklı bir karar verip cebinden telefonunu çıkardı. Ekrana bakınca titredi ve telefona bir an cevap vermeyecek gibi oldu ama sonunda cevapladı. "Efendim yenge!" dedi tereddütlü bir sesle. Korkusunum nedeni de şimdi belli olmuştu. Neyse ki kısa bir an da olsa bizi unutmuştu. "Yemeğe mi geleyim?" Gözlerini bana çevirip yutkundu. Eee kadının kocasını hapse attırmıştı. Sedef'ten çekeceği vardı. "Yenge benim akşam bir arkadaşa sözüm..."

UZAY'LIWhere stories live. Discover now