9🌟Çiğnenen Yasaklar

55.8K 5.8K 2.1K
                                    

Multimedya: Sancak -Düşün ki

Keyifli Okumalar...

🌟
"Düşün ki güneşsin ufkumda,
Düşün ki saçların omzunda,
Ben çölde, sense yağmur,
Eririm altında..."
🌟

"🌟

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌟

Sedef ve Tuna'nın eskitilmiş modern ahşap gardroplarına gömülmüş Uzay'a kıyafetler ararken ara ara kapıya bakmayı da ihmal etmiyordum. Tuna muhtemelen kıyafetlerini Uzay'ın üzerinde görünce kıyameti koparacaktı ama geri alamayacağı için de iş işten çoktan geçecekti. Eh, Uzay'ı gri bir eşorfman takımıyla iş hayatına sokacak değildim neticede. Buna mecburdum ve bunun asla ve asla Tuna'yı deli etmek istememle alakası yoktu. Tamam, belki biraz vardı ama biraz.

Yeşil ve bordo iki tişörtü elime alıp seçmesi için Uzay'a çevirdiğimde gördüğüm manzarayla dünya başıma yıkıldı. Uzay eline Sedef'in kilotlarından birini alıp lastikli taraflarından birine parmağını takmış diğer tarafından çekerek havaya fırlatıyor ve gülerek başka bir tanesine geçiyordu.

"Lan ne yapıyorsun?" dedim yaşadığım şokla.

Bana bakıp kırmızı bir kilotu da lastiğinden çekip havaya fırlattı ve güldü. "Sapan yapıyorum, o meymenetsiz herif bunlarla oynuyor değil mi? Eğlenceliymiş."

Oynuyor oynamasına da hiç senin düşündüğün gibi masum değil be uzaylı civciv.

Eline aldığı dantelli kilotu bir hışımla kaptım ve çekmeceye geri tıktım. Uzay'ın homurtularını göz ardı edip etrafa saçtığı iç çamaşırlarını hızla toplamaya başladım. Mazallah Tuna bu manzarayı görürse 'Tiz vurun kellelerini!' diye ferman yayımlardı. Hatta cellata yol verip bu işi bizzat kendi yapardı.

Elimdeki iç çamaşırı yumağını çekmeceye tıkıp Uzay'a döndüm ve işaret parmağımı azarlarcasına önünde salladım. "Bunu bir daha sakın yapmıyorsun civciv. Onlar oyuncak değil."

"Ama..." dedi dudaklarını aşağı sarkıtarak.

"Aması falan yok. Şimdi..." Yeşil ve bordo tişörtleri iki elime alıp havaya kaldırdım. "Hangisini giymek istersin?"

"Yeşil olsun," dedi asık suratla.

"Uzaylı seni, tabii yeşil seversin."

Yeşil tişörtü yatağa bırakıp siyah bir kot pantolon aldım ve ayakkabı dolabını açtım. Onlarca ayakkabı arasından markası gözüme gozüme batan siyah bir spor ayakkabı alıp Uzay'a uzattım. "Tuna'nın bedenleri hemen hemen sana uyar ama ayakkabı şüpheli. Yine de başka çaremiz yok. Giy hadi!"

Uzay elimdekileri alırken dünkü kıyafet vukuatımız gözümün önüne geldi ve, "Sakın yanımda soyunma!" diye atıldım. "Ben odamda üzerimi değiştireceğim. Ben çıkana kadar kıpırdama bile."

UZAY'LIWhere stories live. Discover now