Ensemde ki eline baskı uygulayarak beni göğsüne çekti. O erkeksi kokusu burnuma doldu. Daha fazlasını istercesine burnumu göğsüne sürttüm. O sırada odanın dışından sesler gelmeye başladı. Başımı Arslan'ın göğsünden çekip anlamazca gözlerine baktım. O da olayı bilmediğini belli edercesine bana bakıp ayaklandı dememe kalmadan odanın kapısı destursuz açıldı. Sesler daha net bir şekilde kulağıma geldiği yetmiyormuş gibi sesin sahibini de görmüş oldum. Görsem yine iyi o iğrenç kollarını kırmamam için hiçbir neden yok şuan da değil mi?

"Arslan seni çok özledim." dedi ağzını yaya yaya. Şeytan diyor çarp ağzına iki tane ama neyse ki şeytana uymayacak kadar melek bir insanım.
Arslan elini kendinden uzaklaştırmak için ona değdirecekken hafifçe öksürdüm. Her ne şekilde olursa olsun kendi isteğiyle başka bir kadına dokunsun istemiyordum. Öksürük sesimi duyan Fulden Arslan'ın arkasında kalan beni görememişti. Elimi uzatıp Arslan'ın beline yerleştirip biraz sola doğruyu kaymasını sağladım ki beni net bir şekilde görebilsin. Fulden gözlerini bana dikmiş şok olmuş bir şekilde bakarken elimi kaldırıp salladım.

"Bende buradayım Fulden. Bana da sarılmak yok mu ?" dedim alınmış ses tonumla. Anlamazca yüzüme bakarken hayal kırıklığı dolu yüz ifadesiyle Arslan ve bana bakıp duruyordu ki sonunda konuşmaya karar vermiş gibi dudaklarını araladı.

"Senin ne işin var burada? Siz ikiniz yalnız ne yapıyordunuz odada?" dedi şaşkınlıkla. Oturduğum yerden ayaklanıp elbisemin eteğini düzeltip onlara doğru ilerledim. Elleri hala Arslan'ın omzundaydı. Sakinliğimi koruyup yanlarına yaklaşınca ellerine ellerimi koyup aşağı indirdim ve konuşmaya başladım.

"Öncelikle şunları bir indirelim. Hah tamam. Bak ne güzel oldu. Ellerin sendeyken daha güzel oluyorsun." dedim şirince gülümseyerek ve devam ettim. "Sorularına gelirsek , cevaplamak zorunda değilim ama yine de seninle bir hukukumuz var. Şimdi odada ne yaptığımız seni ilgilendirmez bu bir. İkincisi sevgilimin yanına gelirken senden izin alacak değilim bu iki. Ve sen artık Arslan'ın etrafında dolaşmayacaksın bu da üç." dedim sakin çıkan sesimle. Biz den iki adım geriye gidip gözlerini doldurdu. Ağladı ağlayacak duruma gelince titrek bir nefes aldığını varsaydığım durumdan sonra Arslan'a bakarak konuşmaya başladı. Beni yok sayıp Arslan'ı kadrajına aldı.

"Ne diyor bu kız Arslan? Sevgilin olamaz değil mi? Bunu bana yapmış olamazsın. Ben seni sevmiştim. Bizim bir geçmişimiz vardı. Bu küçük kızla mı? Hem senin Kardeşinin kardeşi o. Hadi beni geçtim sen kardeşinden vazgeçmezdin. Bu kız için Metin ile olan arkadaşlığını mı bitireceksin. Abin biliyor mu peki küçük hanım? Kardeşiyle kardeşinin birlikte olduğunu." dedi iki üç damla düştü gözlerinden. Bu duruma üzülebilirdim. Ama gerçekten ağladığına inansaydım. Gözünün içindeki ki hinlikleri sadece ben görüyor olamazdım değil mi?

"Aslında aile meselelerimiz seni hiç ilgilendirmiyor ama söyleyeyim. Abim bize onay verdi. Destekliyor yani ilişkimizi sen hiç dert etme." dedim. Gözleri sinirle bana döndü ve konuştu.

"Sana sormadım." dedi. Ellerimi göğsümde bağlayıp cevap verdim.

"Tamam canım ne kızıyorsun. Son sorularını bana hitaben sordun diye cevapladım." dedim alıngan bir ses tonuyla. Arslan boğazını temizleyip yanıma doğruyu yaklaştı. Elini belime sarıp beni kendine doğru çekti ve Fulden'e hitaben konuştu.

"Biz birlikteyiz Fulden." demesiyle dirseğimle karnını dürtükledim. Başını eğip ne olduğunu anlamaya çalışırken gözlerimle anlatmaya çalıştım. Bu hareketime tebessüm edince hafif öksürdüm. Yüzünü ifadesiz hale getirince başını tekrar Fulden'e çevirdi. Ne var yani onun tebessümünü başkasının görmesini istemiyordum.

"Seninle yıllar önce bitti herşey. Şimdi buraya gelip hesap sorma hakkın yok. Bize yaklaşmanı istemiyorum." dedi kendinden emin çıkan ses tınısıyla. Fulden olduğu yerde daha fazla timsah göz yaşlarını akıtırken konuşmaya çalıştı.

HEMARE Where stories live. Discover now