20. BÖLÜM

54.6K 1.6K 173
                                    


Sınır 400 vote , 200 yorum.


Biz fotoğraf çekilmek ve biraz da oynamak için bahçeye hazırladığımız yere çıkmayı kararlaştırmıştık ki abimin konuşması kısa çaplı bir sessizliğe neden oldu.

"Yalnız İhsan amca , biz kızı verdikte senin oğlun şimdi hemen düğün yapmak ister. Biz öyle bir şey istemiyoruz. Şimdi sırada ben varım. Sırayla olmalı her şey , ben evlenmeden Arslan evlenemez. Hem biz iki yıl gibi bir süre nişanlı kalmaları yönünde kararımızı verdik." dedi. Kısa bir sessizlikten sonra Aslı'nın kahkaha atmasıyla herkes gülmeye başladı. Abim ve Arslan hariç , herkes. İhsan amca gülmelerinin arasında abime hitaben konuştu.

"İlahi oğlum , bu mutlu günümüz de sen de güldürdün ya bizi Allah da seni güldürsün. Tabi sen evlenmeden olmaz zaten. Sen evlendikten sonra düşünülür zamanı değil mi dünürüm?" diye soru yöneltti babama. Babam onu kısaca onayladı. Daha sonra ağzı kulaklarına varan abim ve asık suratıyla Arslan da birlikte olmak üzere hazırlanan bahçeye çıktık. Kızlar ve ben daha önceden hazırladığımız tabakları sırayla herkese verip yerlerimize oturduk. Aile büyüklerimiz farklı bir kısım da biz gençler olarak başka bir kısım da oturuyorduk. Hemen yanı başımda oturan Arslan gözlerini diktiği abime ters ters bakıyordu. Biraz ona yaklaşıp kolumla dürterken aynı zamanda da konuştum.

"Niye öyle ters ters bakıyorsun?" diye sordum. Bakışlarını bana çevirip suratımda gezdirdi ve konuştu.

"Senin bu abin iki yıl da ciddiydi değil mi?" anlamsızca yüzüne bakarken devam etti sözlerine. "Emin olayımda öldürdükten sonra vicdan azabı çekmeyeyim boşuna." dedi ciddi ciddi. Gözlerimi devirip konuştum.

"Ciddi falan değildi tabi ki. İki yıl çok fazla zaten." dedim. Benim söylediklerime tepkisi bir an da değişti. Benden böyle bir şey beklemediği açıkça ortadaydı. Gülümseyip konuşmama devam ettim.

"En fazla 1 yıl 11 ay olur." dedim. Suratı ifadesizleşip boş boş baktı. Elimi yanağına koyup okşadım ve konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Şaka yapıyorum hayatım. Her şeyi hazır zaten onların 1-2 ay'a kalmaz evlenirler onlar.  Biz de bir yıl sonra bakarız işte." dedim. Yanağında duran elimi elinin içine alıp avcuma dudaklarını bastırdı.

"Sen ona 3 ay de , o da fazla da neyse." dedi. Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken konuştum.

"3 ay ne , Arslan? Yangından mal mı kaçırıyoruz?" diye sordum.

"Kaçırıyorum! Bak her şey istediğin gibi olacak. Ben her şeyi hallederim sen sadece gelinliğini seç , yeter. Beklememiz için bir neden yok. Artık akşamları işten döndüğümde seninle yaşadığım yuvama gelmek istiyorum. Bebeğimizle birlikte.." diyemeden bir ses araya girdi.

"Höst lan ne bebeği? Evlendin bir de bebeğin kaldı. Şimdiden söylüyorum benden önce çocuk yapmayacaksınız. İlk ben sonra siz." dedi. Arslan artık kendini tutmayı bırakıp sövmeye başladı.

"Metin , siktirme belanı bana. Biraz daha zorlarsan ilk ben yapacağım her şeyi diye , senden önce evlenirim. Evlenseydin bunca zaman seni tutan mı vardı? Efsun için , abisisin diye sustum ama ne zaman çocuk yapacağıma da  karışma be kardeşim." dedi. Biraz daha Arslan'a yaklaşıp sessizce konuştum.

"Öyle demeseydin keşke." diye fısıldadım. Gözleri kısa bir süre bana dönüp Abimin konuşmasıyla sinirle tekrar ona döndü. Abim fazla ileri gittiğini anlamış olmalı ki ortamı yumuşatmak için konuştu. Tabi ne kadar etkili oldu bu tartışılır.

"Tamam hayatım ya niye sinirleniyorsun. İsteme gerginliğini at diye yardımcı olmaya çalışıyorum." dedi.  Arslan kafasını iki yana yatırıp abime hitaben konuştu.

HEMARE Where stories live. Discover now