23. BÖLÜM

50.1K 1.6K 317
                                    


Sınır 400 vote , 250 yorum.

Keyifli okumalar ❤️


Arslan'ın bağırtısının hemen ardından vakit kaybetmeden aramayı sonlandırdım. Ömer araba kullandığı için uzun uzun bakamıyordu ama şaşırdığı belliydi. Beklemeden o da dile getirdi zaten.

"Sen ne yaptın?" diye sorusunu yöneltti. Derin bir nefes alıp kollarımı göğsümde bağladım.

"Az bile yaptım. Sen bir de evde neler yapacağımı gör. Dansözlü falanmış." Muhattabım Ömermiş gibi ona hitaben devam ettim. "Siz dansözlü bekarlığa veda yapabiliyorken , ben neden erkek dansçı seyretmeye gidemiyorum. Bir tek erkeklere mi özel?" dedim.

"Bana ne atarlanıyorsun kızım! Git nişanlına söyle bunları. Sanki ben dedim dansözlü yapalım diye. Ne izlemeye gidiyorsan git , hatta ben götüreyim." dedi hafiften sinirli bir şekilde. Ona bakıp konuşmaya başladım.

"Kusura bakma Ömer , özür dilerim. Sana yüklenmemeliydim. Haklısın." siniri yatışmış gibi dururken biraz öne doğru eğilip yüzüne bakarak devam ettim. "Şu teklifin hala geçerli mi peki? Cidden götürür müsün beni?" diye sordum ortamı yumuşatmak için. Gözlerini kısa bir süre yüzüme çevirip tekrar yola odaklandı ama cevap vermeyi de ihmal etmedi.

"Ya bir git Efsun. Öldürtmek mi istiyorsun sen beni?" yüzünde sinsi bir gülümseme oluşurken devam etti. "Arslan'a seni benim götürdüğümü söylemezsen , olabilir." dedi. Ağzımı açıp konuşacakkan adeta sözleri ağzıma tıkadı.

"Uzun zamandır aramız şaşırtıcı bir şekilde çok iyi , bu yüzden bozulursa en başa döneriz. Yani her gördüğü yerde o yumruğunu yüzüme yerleştirir. Övünmek gibi olmasın ama bu yakışıklı yüzümü dağıtması hiç hoşuma gitmiyor." dedi eli kirli sakalının çevrelediği çenesini okşarken. Geri eski halime dönüp konuştum.

"Seni o gece unutabilirim bile Ömer. Sen beni götür de gerisi halledilir." dedim. Sözlerim bittikten sonra elimle fermuar çekiyormuş gibi yaptım. Başını salladı ve sessiz kalıp mahalleye sürdü.

Araba evin önünde durunca Ömer'e de gelmesini teklif ettikten sonra indim. Bahçe kapısını aralayıp eve ilerledim. Kapıyı çalıp açılmasını beklerken Ömer de arabasını düzgünce park ettikten sonra yanıma gelmişti. Kapı açılınca yüzümde bir sırıtış oluştu. Kollarımı açıp sıkıca sarıldım geri ayrılırken de konuştum.

"Canım yengem!" dedim sevimlice. Selin bu hareketime anlam veremezken Ömer az çok anlıyor gibi bakıyordu. Fazla takmadan ceketimi çıkarıp askılığa astıktan sonra Ömer'inkini de alıp astım. Lavabo da elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa gittim. Biz alışverişteyken Selin bir şeyler hazırlamış bize gelmiş olmalıydı. Boşuna sarılmamışım. En sevdiğim yengem sonuçta değil mi?

Bir kaç hazırlıktan sonra telefonumun zil sesi kulağıma dolunca bakışlarımı masanın üzerinde duran telefonuma çevirdim. Arslan arıyordu. Bekletmeden açtım.

"Efendim." dedim normal bir şekilde. O da gayet sakin ses tonuyla konuştu.

"Neredesin?" diye sordu. Her zamanki konuşmalarımızmış gibi cevapladım onu.

"Evdeyim Arslan. Nerede olacağım?" dedim. Onaylayan mırıltılar çıkarıp kapattı. Telefonu bırakıp hazırlığa devam ettim. Ömer ile babam salonda muhabbete dalmışlardı. Benim gibi onlarda uzun zamandır görüşmemişlerdi. Masaya bardakları bıraktıktan sonra kapının zili çaldı. Kapıya doğru ilerlerken annem aceleyle önümden geçip kapıyı açtı. Abim ve Arslan kapıda dikiliyordu. Abim annemi öptükten sonra ayakkabılarını çıkarttı ve içeri girdi. Bakışlarımı üzerinden ayırmadan her hareketini izliyordum. Başını kaldırıp 'ne bakıyorsun?' dercesine kafasını salladı. Omuz silkip gülümsedim. Sen göreceksin Metin bey! Annemin sesi kulaklarımı doldurunca bakışlarımı abimden çektim.

HEMARE Where stories live. Discover now