13. BÖLÜM

69.6K 2K 385
                                    

Ellerim sevdiğim adamın omuzlarında, gözlerim gözlerine kilitlenmiş korkudan titriyordum. Arslan'ın bakışları arkamda bir yere sabitlenmiş hareket etmeden duruyordu. Onun da şaşırdığı her halinden belliydi. Bir ses daha yükseldi arkamdan.

"Arslan?" dedi abim sorgularcasına. Sanki 'sen benim kız kardeşime neden sarılıyorsun' der gibi. Arslan bakışlarını abimden ayırıp bana çevirdi. Gözleri yüzümü inceleyip gözlerimde duraksadı.  Ufak bir tebessüm sunup ayrılmamızı sağladı. Bu 'korkma' demekti sanırım. Ellerim omuzlarından yavaşça düşerken arkama dönmeyi geciktirebildiğim kadar geciktiriyordum. Ama eninde sonunda olacak şeyi geciktirmek ne kadar mantıklıydı bilmiyorum. Arkamı dönmeden önce sevgimin karşılığını veren adama son bir bakış attım. Ağır ağır arkama dönüp abime baktım. Bakışları ikimizin üzerinde gidip geliyordu. En son bende durunca elini uzatıp konuşmaya başladı.

"Gel buraya!" dedi. Başımı arkaya çevirip Arslan'a bakacaktım ki abimin yükselen sesiyle irkilip bu isteğimden vazgeçmek zorunda kaldım.

"Bakma ona!" dedi. Hala yerimde hareketsizce dururken konuşan abimle adımlarım benden izinsiz ona doğru ilerlemeye başlarken sağ bileğime dolanan uzun parmaklarla durmak zorunda kaldım. Tam arkama gelip duran Arslanla biraz daha cesur hissettim kendimi. Ama biraz...

"Dokunma lan ona!" diye yükselen abimle gözlerim etrafta gezindi duyan oldu mu diye. Bu durumun üzerine bir de mahalleliyle uğraşmak ölüm sebebiydi.

"Efsun gel buraya abim!" dedi abim daha sakin bir ses tonuyla. Biraz daha burada durmaya devam edersem geri dönüşü olmayan bir yola girecektik. Sesimi sadece Arslan'ın duyabileceği şekilde yükseltip konuşmaya başladım.

"Arslan bırak daha fazla sinirlenmesin. Aranız bozulacak." dedim korku bezenmiş fısıltımla.

"Sana zarar verebilir şuan!" dedi. Hızla başımı iki yana sallayıp dudaklarımı araladım.

"Hayır , o bana asla zarar vermez. Sakin ol. Bir şey olmayacak!" dedim sakince. Eli bileğimi oksayarak geri çekilirken konuşmasına devam etti.

"Bırakıyorum ama dikkat edeceksin kendine! Tamam mı?" diye sordu. O da endişeleniyordu benim için. Aynı benim onun için endişelendiğim gibi.

" Bana bir şey yapmayacak. Ama tamam dikkat edeceğim. Sende dikkat et!" dedim. Derin bir nefesi koyverip konuştu.

"Edeceğim." dedi kendinden emin çıkan ses tonuyla. Başımı olumlu anlamda sallayıp abime doğru adımlamaya başladım. Bahçe kapısından içeriye girip yanına vardım. Yüzüme bakıp evin kapısını işaret etti başıyla. Sonra da ekledi.

"Efsun eve! Bizim Arslanla küçük bir işimiz var." dedi. Hızla başımı Arslan'a çevirdim. Abime bakan ifadesiz bakışlarını ben ona bakınca bana çevirdi. Gözlerinde ki ifade yumuşamaya başlayınca ufak bir tebessüm bahşetti bana. Ben tebessümüne takılı kalmışken abimin konuşmasıyla irkildim.

"E hadi!" dedi. Hemen ardından Arslan'ın yükselen sesi doldurdu kulaklarımı.

"Bağırma lan ona!" diye bağırmasıyla abim de ki sabır da son bulmuş oldu. Yanımdan ışık hızıyla geçip Arslan'ın üzerine uçtu. Mecazi anlamda söylemiyorum baya baya uçtu yani. Yukarıdan Arslan'ın sevdiğim gözüne yumruğunu geçirdi. Yerinden hareket etmeden abimin onu yumruklamasına izin verdi. Bu görüntü kalbimi acıtırken onlara doğru yürümeye başladım. Bunu gören Arslan bana hitaben konuştu.

"Kal orada güzelim. Gelme! İyiyim ben." dedi. Sanki görmüyordum ben halini. Abimin konuşmasıyla adımlarımı yavaşlattım.

"Güzelimmiş. Sen kime 'güzelim' diyorsun lan!" dedi normal ses tonuyla. O da mahallelinin gazabından korkuyordu anladığım kadarıyla. Yumruklarına devam ederken karnına tekme attı. Bu darbeyle nefesi kesilip iki büklüm olan Arslanla çığlığım sokakta yankılandı.

HEMARE Where stories live. Discover now