39|Vicdan Azabı

2K 136 88
                                    

250K. Kitabımı yükselişte olanlar listesinde gördüm. Teşekkürler.🖤
***

"Günaydın."

Yiğit'e, kendimden beklenmeyecek bir şekilde neşeyle el salladığımda kantinin diğer köşesinden bağırdı. "Günaydın."

"Ne bu mutluluk kızım sabah sabah?"

Sınıftan birkaç arkadaşımızın da olduğu masaya oturup çantamı kucağıma aldım.

"Fizik etüdümüz yok mu bugün?" Mantıklı bir şeyler bekler gibi bakarken söylediğimi duyunca göz devirdiler.

"Aferin salak, çıldır mutluluktan."

"Fulya Hoca tüm sınıf kalmak zorunda demiş bir de." dedi Hakan.

"Boşversene ya. Gün bitecek bir de ben ekstra etüde mi kalacağım?"

"On ikinci sınıfız beyler farkında mısınız?"

"Umrumda değil. Mezuna kalacağım. Babamla konuştum bile."

Onlar kendi aralarında konuşmaya devam ederken Begüm ve Arda'nın tartışarak kantine girdiklerini gördüm.

Daha doğrusu, Arda ağzını açmadan yürürken Begüm onun yanında ilerleyip bir şeyler bağırıyordu. Konuyu çok merak etsem de kantin onları duyamayacağımız kadar gürültülüydü.

Begüm'ün karşılıksız bir şekilde Arda'dan hoşlandığını biliyordum ama nedense ona hiç sevgi dolu bakmıyor gibiydi. Ne bileyim... İnsan sevdiğinin üstüne bu kadar gitmezdi herhalde. En azından istemeden de olsa ona güzel bakmaz mıydı? Ben Begüm'ün Arda'ya hep öfkeli bakışlarını görmüştüm.

"Bizimkiler kaçacakmış."

Burçak'ın dizime dokunmasıyla gözlerimi kırpıştırıp ona döndüm. "Ben kalırım ama seninle." diye devam etti.

"Olur."

Fiziğe aşık olduğum için etüdlerine severek katılıyordum. Ayrıca sınav senemizdeydik. Zaten okul dışında derslerime hiç odaklanamıyorken böyle şeyleri fırsat bilip çalışmalıydım.

Zilin sesi kantinde duyulduğunda herkesle beraber ayaklanıp merdivenlere yürüdük. Nefes nefese iki katı çıktıktan sonra sınıflara girdiğimizde Bora'yı gördüm.

Karşı sınıftan bir çocuğa test kitabındaki soruyu çözdürürken onu dikkatlice dinliyordu. İçeri girip yan tarafındaki sırama oturduğumu bile fark etmemişti.

Ben de bunu fırsat bilip onu biraz izlemek istemiştim. Çünkü ne yazık ki uzun zamandır bunu yapamayacağım kadar uzaktık birbirimize.

Birkaç dakikanın ardından hoca sınıfa girdiğinde bakışlarımı ondan çekip derse odaklandım.
***

"Hayır, ben de anlamadım." dedi Burçak.

"Ben biliyorum. Gel." diyerek kitabını önüme çekip beni dinlemesini istedim.

İki kez tekrar ederek sorunun çözümünü anlattığımda kafasını salladı ve Kerem'e anlatmak için önüne döndü.

"Öğretmenler odasına gidiyorum. Sen bitirdin mi?" dedi Emir bana yaklaşıp.

"Üç sorum kaldı. Sen git, geliyorum."

Emir sınıftan çıktıktan sonra kalan sorularımı da çözüp derin bir nefes aldım. Artık on ikinci sınıf olduğumuzu hepimiz yeni yeni idrak ediyorduk ve ineklemeye başlamamız gerekiyordu.

Yine de diğer öğrencilerin çalışmalarına baktığımda kendimi, sınava son üç gün kala teknede yeni alınmış soru bankası çözen Nihal Ziyagil gibi hissediyordum. Aptal gibi yani.

Tüylü Şeftali Where stories live. Discover now