28 🐛 Travma Maratonu

Start from the beginning
                                    

Psikiyatri bölümünün kapısında durduklarında Veli'nin gözlerine şüphe yerleşti ama Tuna umursamadan kapıyı çaldı. Derya'nın içeriden gelen ve girmesini belirten sesiyle Tuna kapıyı açıp içeri girdi. Derya her zamanki gibi masasının başında muhtemelen bir hastasına ait olan raporları inceliyordu.

Derya üniversiteden beri arkadaşıydı. Tuna hastaneyi idare etmeye başlayınca da ona hastanesinde çalışmasını teklif etmişti, kız tereddüt etmeden kabul etmişti. Zira Özel Tekin Hastanesi prestijli bir hastaneydi. Eh, sahibini ile yakın arkadaş olması da hastanede çalışması için fazlasıyla olumlu bir etkendi.

Derya başını kaldırıp Tuna'yı görünce gülümsedi. Ufak tefek bir kızdı, güzeldi de. Uzun sarı saçları beline kadar uzanıyordu. İri yeşil gözleri ise her daim elmas parçaları gibi parlıyordu. 32 yaşındaydı ama ilk gorüşte kesinlikle yirmili yaşlarının ortalarında gibi duruyordu. Yavuz bir ara ona abayı fena takmıştı ama kızın o sıralarda düğün hazırlıkları içinde olması onun hislerine güçlü bir darbe indirmişti. Gerçi Derya anlatmamış olsa da Tuna onu uzun zamandır tanıdığı için kocasıyla evliliklerinin hiçbir zaman yolunda gitmediğini anlamıştı. Bunun kanıtı da bir kaç hafta önce tek celsede boşanmaları olmuştu.

"Hoş geldiniz, oturun lütfen," dedi Derya oturmaları için masasının önündeki deri koltukları eliyle göstererek.

Tuna masaya yakın olan sandalyeye otururken Uzay'a da karşısındaki sandalyeye oturmasını işaret etti ve Derya'ya döndü. "Biraz emrivaki gibi oldu ama kusura bakmadın değil mi Derya?"

Günlerden pazardı ve kız kim bilir haftasonu için ne planlar yapmıştı ama buna rağmen gülümseyen yüzü bu emrivakiden herhangi bir hoşnutsuzluk duyduğuna dair bir emare sergilemiyordu. "Hastanenin sahibi sizsiniz Tuna bey," dedi yarı alayla. "Bizim haddimize mi size karşı çıkmak?"

"Yapma Derya," dedi Tuna. "Bu sadece biraz acil bir mesele." Acildi zira, elinde bu herifin foyasını ortaya çıkarabilecek sadece bir günü vardı.

Derya, "Şaka yapıyorum," dedi gülerek. Sonra Uzay'a bakıp elini uzattı. "Hastam sensin galiba, ben Uzman Doktor Derya Gürsoy. Bu hastanenin üç psikiyatristinden biriyim."

Uzay kendisine uzatılan ele bir kaç saniye baktıktan sonra hafifçe sıktı. "Uzay."

"Uzay ne?" dedi Derya soyadını söylemediğini vurgulayarak.

"Ne, ne?" dedi Uzay.

"Yani bir soyadın yok mu Uzay?"

"Soyadımı ne yapacaksın ki?"

Derya gülerken Tuna göz devirdi. "Uzay Kaya ama telefonda da söylediğim gibi kayıtlara geçmeyecek."

Derya ona kınarcasına baktı. "Bu adam gizli ajan falan mı Tuna? Hayır, ne tür işlere önceden bulaştığımı bileyim de."

"Uzun mevzu," dedi Tuna.

"Ve sen anlatmayacaksın. Kayıt altına alınmayan bir muayene..." dedi düşünürmüş gibi. "Resmen suça bulaştırıyorsun beni. Doktorluğum yanacak senin yüzünden."

"Bir arkadaşınla konuşuyormuş gibi düşün," dedi Tuna gülümseyerek. "Eminim arkadaşlarına da bedavaya sağlık hizmeti falan sunuyorsundur."

"Ben onun arkadaşı değilim," diye atladı Uzay. "Ben sadece Asel'in arkadaşıyım."

"Başladı yine," diye yakındı bu kez.

Derya ise yine güldü. "Tamam, raporları alayım, sonrasında bizi yalnız bırakırsınız artık."

Tuna gergince sırıtarak ellerini iki yana açtı. "Rapor falan yok!"

Derya'ın kaşları çatıldı. "Ne demek yok? Kafasına darbe aldığını ve bu yüzden tramvatik davranışlar sergilediğini söylemedin mi?"

UZAY'LIWhere stories live. Discover now