XXXIV. BÖLÜM

13.7K 1.1K 43
                                    

Hala kendime gelememiştim. Dün akşam haykırışlarla uyanıp korkuyla aşağı indiğimde ve Neil'i ilk defa o kadar kontrolden çıkmış gördükten sonra olacakları hayal edemeden duramıyordum.

Burası güvenli miydi? Güvende miydik?

Yanımda kollarını birleştirmiş ve sanki bir sopa yutmuş gibi dümdüz yatan bir Rain vardı. Onu uyandırmamak için nefes alırken bile temkinliydim. Omuzları her an yerinden sıçrayabilirmiş gibi gergindi.

Üç kişi görmüştüm. Neil ile toprak merdivenini görmek için gittiğimiz açıklıkta kendilerine doğru koşan Neil ve Camilla'yı karşılamak için bekliyorlardı.

Camilla'nın o kadar vahşi olabileceği aklımın ucundan dahi geçmezdi.

Her şey karanlıktı. Ta ki Camilla'nın alevi adeta kükreyerek onlara savrulana kadar.

Havanın birkaç saniyeliğine aydınlanmasında seçebildiğim kadarıyla hepsi erkek ve siyah kıyafetliydi.

Birinin elini kaldırıp savunmaya geçmesini ancak sonrasında yere çöküşünü izledim.

O sırada arkamdan gelen ritimsiz adım seslerini ve Kurtla birlikte merdivenlerden koşarak inen Ace'in "Işıkları aç!"diyen sesini duydum. Görüşlerinin artması için olmalıydı.

Bana bakmadan kapıya koşsa da bunu yapabilecek tek etkisiz elemanın kendim olduğumun farkındaydım.

Daha Kurt kapıya ulaşmadan hemen harekete geçtim ve salonun ışıklarını açtım.

Kapıyı kapatmadan dışarı fırlayan Kurt gitmeden önce "Burada kal."diye seslendi.

Beni terkeden beyin fonksiyonlarım sadece bana söylenenleri yerine getiriyordu.

Az önceki yerimi aldım ve loş ışıktan yararlanan Neil ve Ace'ın su ve toprağı birleştirerek yerdekine yolladıkları güllemsi şeyi izledim.

Sonra aniden denizin üstünden yanaşan kanatlar gördüm. Ellerimi ağzıma kapatıp daha gerisinin geleceğini ve bu gece burada öleceğimizi düşünürken Camilla alevini bir kez daha savurdu ve havadaki kişiye hedef aldı.

Ancak o anda aydınlanan karanlık havada Rain'in suratını gördüm.

Tanrım! Aman tanrım! Yanacaktı!

Ellerim ağzımdan çıkabilen küçük bir nidayla camekana yapıştığında Rain'i gördüğünü düşündüğüm Camilla sol elini olabildiğince çevik bir şekilde sağ tarafa savurdu.

Alev, Rain'in yan dönmesi ve alevleri ellerini iterek bir dalga gibi kendinden uzaklaştırmasıyla yanlarındaki bir ağaca sıçradı ve ağaç birden alev aldı. Artık gece aydınlıktı.

Yananın Rain'in devasa kanatlarının olduğu iğrenç hayali hala gözlerimin önündeydi.

Diger yandan bu Kurt'un kanatlarını gördüğüm ilk andı. Koşarak yerden şıçradığında sırtının iki yanında yükseldi. Ardından kendisine Camilla'nınkileri aratmayan bir ateş kütlesi yollayan çocuğu ellerini havada iki zıt yöne ayırarak engelledi ve bir atmaca gibi onu omuzlarından tutarak tepeden aşağı savurdu.

Nefesim kesildi. Bu o ana kadar gördüklerimin en sarsıcı olanıydı. Birini hançerle öldürmelerinden bile daha kan dondurucu.

Ellerim yavaşça camdan kayarken titreyen ateşin aydınlığında Rain'in dudaklarının hareketleriyle onlara bağırdığını gördüm. Duyabilmem imkansızdı.

Camilla başını kaldırıp ona baktı ve onu onaylayıp Kurt'un havada kendine attığı iri taş parçalarından kaçmakla uğraştığı çocuğun ensesinden tutarak dizlerinin üstüne düşürüşüne ve çocuğun elleri kasılarak çığlık atışına şahit oldum. Ace ve Neil söndürmek için hızla yanan ağaçların yanına gitti.

Sıcak KanatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin